Kısa Dalga - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Başkanlığı (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası’nın Ankara'da düzenlediği Dünya Madenciler Günü etkinliğine katıldı.
301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciasını hatırlatan Özel, şunları söyledi:
"O gün ben ‘Soma’da 301 kişiyi 3S yuttu’ demiştim; sermaye, siyaset ve sendika. Elbette ki o günkü Soma’da örgütlü olan maden sendikasının hatalarından bugün ders alındığını umuyoruz. Son günlerde verilen bazı mücadelelerden, bazı beyanatlardan o günlerde yapılan yanlışların, o günlerde sendikaya hakim olan kadroların artık uzak olduğunu, şimdi başka bir anlayışın gelişmekte olduğunu ümitle, umutla takip ediyorum. Ama bir yandan da Soma’da işçilerin haklarını koruyan bir bağımsız sendikanın da büyük bir mücadelesini burada anmadan geçemem. Çünkü bizim Soma’da 301 şehidimiz yok, 303 şehidimiz var. Arkadaşlarının haklarını korumak için kurulan Bağımsız Maden İş, Ankara ile Soma arasında mekik dokurken Tahir Çetin’i, kendisi de madenci olan kurucu başkanları Tahir Çetin’i ve babası da madende ölmüş olan Ali Faik İnter’i trafik kazasında kaybettik. Süleyman Soylu onları Ankara’ya sokmayıp, üç gün tuttu, üç gün. Uykusuz uykusuz dönerken trafik kazasında öldüler. Ayrıca Soma’da 301 kişi öldü ve bütün dünya Soma’yı konuştu. Herkes dedi ki Türkiye’de, ‘Unutursak yüreğimiz kurusun.’ Ama Soma’da ölen madenciler hepimize şunu öğrettiler ki madenciler ve emekçiler ne yaparlarsa yapsınlar örgütlenerek ve hep beraber yapsınlar. Ölünecekse bile, ölürken bile az olursanız sizi kimse dikkate almıyor bu memlekette."
"Soma’dan bugüne iki Soma daha oldu"
Soma’dan bugüne Türkiye’de iki Soma daha olduğunu belirten Özel, şöyle devam etti:
"AK Parti iktidarları döneminde Soma dışında altı Soma daha oldu. Toplam 2 bin 79 maden işçisi hayatını kaybetti. Ama 301 kişi birden ölünce Türkiye’nin gündemine geldi. Büyük bir mücadele daha yürütüldü, hepimizin emekleriyle. Kimseyi dışlamadan söylemek isterim. TMMOB’daki birçok odanın, bilhassa maden mühendislerinin, muhalefet partilerinin, gerçek sendikaların, sendikacıların büyük mücadeleleriyle, kamudaki maden mühendislerinin bizlere katkı sağlayan, doğru bilgileri aktaran mücadelesiyle çok yol da alındı.
O gün verilen sözleri üç kategoriye ayıracak olursak, bunlardan ölenlerin ailelerine verilen bütün sözler tutuldu. Takip ettik, tutuldu. Geride kalan madencilere verilen sözlerin bir kısmı tutuldu. Örneğin iki gün hafta tatili, yakın yere konmazdı ama mücadele ile hep beraber aldık. İki asgari ücret, mücadele edildi, alındı. Mutlaka geliştirilmeli. Ama işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili verilen sözler maalesef tutulmadı, tutulmuyor. O gün ‘Bu maden dünyanın en güvenli madeni’ diye orada oturup da iftar yapan dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, maden faciasından sonra her saat başı kamera karşısındaydı. O hiçbir bedel ödemedi. Soruşturma ona ve onun altında olanlara gitmedi. Gerçek sorumlular cezalandırılmadı. Madenin sahipleri de kişi başına 5,5 gün yatıp çıktılar. Sonra diyorlardı ki, ‘Bu maden güvenli olmadan önce biz ineceğiz. Sonra işçiler inecek.’ Ama o maden değil, Türkiye’de hiçbir maden maalesef bu facialardan doğru dersler alınmadığı için ve Anayasaya açıkça aykırı olduğu halde, madenler devletin olduğu ve özelleştirilemez olduğu halde yok rödovans, yok işletme hakkı devri, yok bilmem başka bir yöntemle Anayasanın arkasından dolanıldığı için madenler güvenli olarak halen işletilemiyor.
Ve bu sefer Fatih Dönmez o dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı. ‘En güvenli maden’ dediği Amasra madeninde 43 kişi öldükten sonra yine görevinin başındaydı. Yine komisyon kuruldu. Bu sefer komisyonun başına Soma faciası yaşanırken bakan kimse aynı kişi Taner Yıldız getirildi, komisyon başkanı yapıldı. Dünya Madenciler Gününün içinde bulunduğu bu hafta içinde söylemek isterim ki Cumhuriyet hükümetleri boyunca 79 yılda bin 186 maden ruhsatı kesilmişken, bu iktidar döneminde 386 bin maden ruhsatı kesildi. Böyle bir talanla karşı karşıyayız." (Haber Merkezi)