Kısa Dalga - TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen cenaze töreninin ardından fiziksel saldırıya uğrayan Özgür Özel, bugünkü programlarından sonra İstanbul İl Başkanlığı önünde toplanan partililere ve vatandaşlara hitap etti.
Özgür Özel, şunları söyledi:
"Gün buradan bir husumet, bir kin, bir kavga çıkarma günü değildir. Ama herkes şunu bilsin ki gün de bırakın bir yumrukla, ister kurşunla, ister tankla, topla, tüfekle CHP'yi ve Genel Başkanını sindirme günü de değildir. Hiçbirimiz yalnız değiliz. Hepimiz birbirimizin kolundayız, omzundayız, yanı başındayız. Bugün Türkiye siyasetinde, İstanbul'un, Türkiye'nin ve dünyanın en tanınmış metropollerinden birinin Türkiye'nin sembol kentinin kendine daha bir yıl önce her iki kişiden birinden fazlasının oyunu alarak seçilmiş belediye başkanı evladımız, kardeşimiz, ağabeyimiz, dostumuz, Ekrem Başkanımız ve altı belediye başkanımız, meclis üyelerimiz, çok kıymetli arkadaşlarımız, dostlarımız şu anda tutsaktır. Onlar için bir özgürlük mücadelesi veriyoruz. Ancak sadece kendimize değil. İradesine kayyum atanan tüm belediye başkanları için, geçmişte siyaset dışında hiçbir şey yapmadığı halde sırf rahatsızlık yarattığı, hesapları bozduğu, risk olarak göründüğü için içeride tutulan her görüşten tüm siyasetçiler için bir özgürlük, Türkiye için dirençli bir demokrasi mücadelesi veriyoruz."
"Çarşamba günü İstanbul Üniversitesi'nde, Beyazıt'ta olacağız"
"Biz korkmuyoruz ama onlar korksunlar. Bugün programı kesmedik. Hatta dediler ki 'Darp raporu almaya gidelim.' Hastaneye de gitmedik. Döndük programımıza devam ettik" diyen Özel, şunları ifade etti:
"Sizinle vedalaşmaya geldim. Sizden helallik almaya geldim. Programımıza aynı şekilde, durmadan duraksamadan, bir santim eğilmeden, bir adım geriye gitmeden, bir kelime eksik konuşmadan programımıza ve mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü biliriz ki biz bir santim eğilirsek birileri bu millete diz çöktürür. Buna izin vermeyeceğiz.
Şimdi ben Ankara'ya gidiyorum ama çarşamba günü akşam, her çarşamba olduğu gibi saat 20.30'da her hafta olduğu gibi Ekrem Başkanımızı 35 yıl önce ilanla davet eden, 31 yıl önce diploma veren, daha sonra bu diplomasını bir başsavcılık talimatıyla İşletme Fakültesi iptal etmeyince hiç yetkisi olmadığı ringler için yetkisi olan, yemekhaneler için boya, badana için yetkisi olan birilerinin diplomasını iptal ettiği yerde, İstanbul Üniversitesi'nde Beyazıt'ta olacağız. Başta bütün İstanbul Üniversitelileri, Boğaziçilileri, Yıldız Teknik'i, Marmara'yı İstanbul'daki bütün devlet üniversitelerini, vakıf üniversitelerini, öğrencilerini çarşamba günü akşam 20.30'da Beyazıt Meydanı'na bekliyorum. Çok özel bir Beyazıt akşamında gençlerle, öğrencilerle ve elbette bu haksızlığa yüreği sızlayan herkesle, hepinizle birlikte orada olmayı bekliyorum."
"Cumartesi Van'da olacağız, kayyıma karşı çıkıyoruz"
Haftaya cumartesi günü Van'da olacaklarını söyleyen Özel, şöyle devam etti:
"Nasıl Esenyurt'un iradesine kayyım atandıysa nasıl Şişli'nin iradesine kayyım atandıysa, buna nasıl karşı çıktıysak Van'ın iradesine ilk başta mazbata oyununa karşı çıkmıştık, şimdi kayyıma karşı çıkıyoruz. Ve Van'dan Türkiye'nin daha önce çok farklı illerinde yaptığımız mitinglerinden bir tanesini Konya'dan Van'a selam götürerek Yozgat'tan Van'a selam götürerek sizlerden Van'a selam götürerek, Kürtlerle Türklerin kardeş olduğunu, kurtuluşun omuz omuza demokratik mücadelede olduğunu vurgulamak üzere hep birlikte Van'a gidiyoruz.
Daha sonra da 19 Mayıs'ta İzmir'de olacağız. Ben gösterdiğiniz dayanışma için kendi evladınıza, kardeşinize sahip çıkarcasına sahip çıktığınız için, biraz önce gördüm, 'Haberi gördüm' diyor, evden terlikleriyle, çorapsız fırlamış ablam, annem gibi beni bağrına bastığı için, yani Türkiye'nin en büyük ailesinin mensubu, evladı olduğum için ve Atatürk'ün partisinin Genel Başkanı olduğum için hepinizle gurur duyuyorum. 100 yıl önce başardıkları gibi başaracağız. 100 yıl önceki cesaret ve kararlılıkla başaracağız. Hep birlikte olacağız ve bu mücadelenin sonunda biz bu ülkeye hem özgürlük hem demokrasi hem huzur hem de zenginlik çıkaracağız. Yoksulların olmadığı, kimsenin korkmadığı, kimsenin öteki olmadığı bir Türkiye için yürümeye devam ediyorum."