Kısa Dalga - Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın konuşmasıyla başlayan toplantıda, Türkiye’deki baroları temsilen davet edilen 10 baro başkanı iki oturum halinde dinlendi. Numan Kurtulmuş, toplantının üçüncü oturumunda komisyon üyelerine söz verdi.
Toplantıda söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dinlediğimiz taraftar, mağdurlar, barolar ve barolar arasındaki görüş farklılıklarını hatırlatarak "Burada zor bir iş yapılıyor. Bu masada oturan siyasi partiler motivasyonunu yüksek tutmalı, milletvekilleri de motivasyonunu yüksek tutmalı ve topluma da o endişeli, kaygılı, güven duymayan insanlara da güven verecek, kaygılarını azaltacak somut işler yaptığını burada yavaş yavaş gösterebilmelidir" dedi.
Provokasyon ve sabotaj kelimelerini sıkça kullandıklarından bahseden Tanrıkulu, "İçinde bulunduğumuz bu coğrafyada, sonuçta geçmişteki deneyimlerle buna açık olduğunu gösteriyor. Bir taraftan yön vereceksek, bir taraftan da somut bazı şeyleri yaptığımızı da göstermeliyiz. Daha hızlı bir çerçeveyi konuşacağımız bir çalışma pratiğinin de ortaya çıkması gerekiyor diye düşünüyorum. Burada ortaklaştığımız konuları hukuka güven vermek açısından deklare etmeliyiz. Deklare etmeliyiz ki güçlü bir biçimde bu komisyon çalışıyor ve sonuçta bu sorunun sahibidir, ısrarcıdır. Kimse bu masanı dağılacağı konusunda paniğe kapılmasın sonuçta böyle bir şey yok. Sonuçta ortaklaştığımız konularla ilerliyoruz. Bunun görülmesi lazım" diye konuştu.
"Bunların getirisini götürüsünü hesaplıyoruz"
Tanrıkulu, her siyasi partinin Komisyonda öncelikleri olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Burada bulunan milletvekillerinin dışında siyasi partiler de siyaset yapıyorlar. Bunların getirisini götürüsünü hesaplıyoruz. Bizim bu hesapların dışında gerçekten de onun dışında bir tutum almamız lazım. Aynı bir işi yapıyoruz ve siz de söylediniz, ben de aynı görüşteyim. Çalışma çözümleri bakımından önemli bir model burada deneniyor. Bunun başarısı ortak çalışmalardır. Toplumda bir kesimde, diğer çevrelerde öyle bir görüş var ki... Örneğin, silah bıraktık deniliyor, bazıları diyor ki niye silah bıraktı? Yani bu duyguda olan toplumsal bir kesim var. Endişeli, kaygılı, bunun siyaset konusunda birilerine yarayacağı düşünceleri var. Dolayısıyla bizim çerçeve konusunda gerekirse devletten alacağımız bilgilerle, Meclis'i olağanüstü toplantıyı çağırabileceğimizi, hızla toplanacağımızı, yasaları çıkartacağımızı topluma deklare etmeliyiz.
Konuşuyorlar, dağılıyorlar, dinlediler ama bunun dışında da bir çalışma temposu ortaya koymalıyız. Bu dinlenmenin dışında bir Adalet Bakanlığı gelip bir sunum yapmalıdır. Yasal çerçeve konusunda bir sunum yapmalıdır. Dışişleri Bakanlığı da mutlaka sunum yapmalıdır çünkü bu mesele Suriye'den, Irak'tan, İran'dan da bağımsız değil. Kendisinin de gelip burada bir sunum yapmasının çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum."