Almanya seyahat notları-3 I Çekilin bu çocukların yolundan

Millet sizden vatandaşın soyulması üzerine kurulmuş vergi düzeninin değişmesini, dağlarını-köylerini-yaylalarını-ormanlarını, su kaynaklarını korumanızı istiyor.

İBRAHİM GÜNDÜZ

Artık Essenli Elalar, Dortmundlu Mesutlar, Berlinli Aliler var... Lütfen bu çocukların ufuklarını küçük politik hesaplarınız ve dar görüşlü dünya anlayışınızla karartmayın. Bu çocuklara yapacağınız en büyük iyilik onların yolundan çekilmektir. Onların önüne engeller koymayın. Onların yaşam mücadelesine köstek olmayın. Onlar sizin oy deponuz değil, onlar bulundukları ülkelerin özgür bireyleri. Onların vatan sevgisini ve vatan aşkını kendi küçük politik hesaplarınıza alet etmeyin.

Dünya vatandaşı olmuş, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yaşayan ve özgürlükleri benimsemiş bu çocuklarla-gençlerle köprülerin güçlendirilmesi gerekirken, birileri köprüleri yıkmaya ve bariyerler oluşturmaya çalışıyor. Demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni bağnaz bir din devletine dönüştürmeye çalışıyor. Sen istesen de istemesen de zaten bu ülkenin insanları Avrupa Birliği’nin içinde. AB’ye yönelik din, hamaset ve hakaret politikası belki birilerine kısa süreli politik başarılar kazandırabilir ama uzun vadede kaybeden hepimiz oluruz.

Sarayların zerre umurlarında değil

Essenliyim, Berlinliyim, Münihliyim diyen insanlara, demokrasi ve özgürlükler içinde yaşayan insanlara sunduğunuz nedir? Merdiven altı Kuran kursları, örümcek kafalı birtakım cemaatlerin kolları mı... Onların anavatanlarıyla bağını bilimsel projelerle, film-müzik-edebiyat köprüleriyle, çağdaş eğitim kamplarıyla, modern turizm anlayışıyla, satranç turnuvalarıyla, inovasyona önem veren şirketlerinle kurabilirsin... Senin sarayların onların zerre kadar umurunda değil... O saraylarınla Arap şeyhleri arasında belki hava atabilirsin ama onların saraylarıyla kıyaslandığında maalesef onu da yapamazsın.

Sık sık “milletimizin sarayları, uçakları vs.” açıklamalar geliyor... Millet sizden saray maray istemiyor. Millet sizden çocukları için çağdaş eğitim kurumları, modern ve sağlıklı hastaneler, parasız otobanlar istiyor. Vatandaşın soyulması üzerine kurulmuş vergi düzeninin değişmesini, dağlarını-köylerini-meralarını-yaylalarını-ormanlarını ve su kaynaklarını korumanızı istiyor...

Engels’le nasıl akraba çıktık

Şimdi gelelim Engels’le akrabalığımıza... Her Almanya’ya gidişimizde mutlaka Wuppertal’a uğrarız. Opera sanatçısı dayım Ömer Temizel, çok sevgili eşi Stephanie’yle birlikte orada yaşıyor.

Ömer Temizel, Düsseldorf-Duisburg operası olan, “Deutsche Oper am Rhein Operası” nda uzun yıllar sahne almış büyük gurur kaynağımızdır. Wuppertal Operasında da misafir sanatçı olarak sahne aldı.

Bu kez de geleneğimizi bozmadık. Bizi evlerinde çok güzel ağırladılar. Ve bu ziyaretimiz sırasında büyük bir sürprizle de karşılaştık. Meğer Friedrich Engels’in akrabasıymışız! Evet yanlış okumadınız. Hani Karl Marx’ın en yakın dostu Engels...

Wuppertalli Engels

Friedrich Engels 28 Kasım 1820’de Wuppertal’de doğmuş. Babası bölgenin çok zengin bir tekstil fabrikatörü. Engels’in kendisi de babası gibi iş insanı. Zaten Stephanie de, “Bizim ailenin yarısı komünist yarısı da kapitalisttir” diye açıklıyor bu durumu.

Wuppertal’da müze evin önündeki bu Engels heykelini Çinliler yapmış ve hediye etmiş. Bu nedenle halk arasında “Çinli Engels” olarak anılıyor.

Engels, Karl Marx ile birlikte Marksizm'in kurucusu sayılır. “İlk Marksist” olarak bilinir. 1845 yılında kendi gözlem ve araştırmalarına dayanan, "1844 Yılında İngiltere'de İşçi Sınıfının Koşulları" isimli yapıtı yayınlandı. 1848 yılında Karl Marx'la beraber "Komünist Manifesto”yu yazarak komünist kuramın geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Sonrasında Karl Marx'a maddi destek sağlayarak "Das Kapital" için yaptığı araştırmalara yardımcı olan Engels, Karl Marx öldükten sonra onun en önemli eserlerinden “Das Kapital” in son iki cildini tamamladı. 1884 yılında, “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” isimli kitabı yayınlandı. 5 Ağustos 1895 yılında Londra’da hayata gözlerini yumdu.

Şimdi işte bu Engels, dayımın eşi Stephanie’nin akrabası çıktı. Evde sohbet ederken laf lafı açtı. Stephanie duvardaki aile fotoğraflarını gösterirken, bir fotoğrafı eline aldı, “Halam” dedi ve devam etti: “Kocası Engels’in akrabası oluyor.” Yani insan Wuppertal’li olunca Engels’in uzaktan akrabası olmasına da pek şaşırmıyorlar. Yani onlar açısından sürpriz bir durum değil. Özetle dayımın eşi Stephanie dolayısıyla biz de Friedrich Engels’le akraba oluyoruz. Bu dünya çok ilginç ve sürprizlerle dolu bir yer.

Sağ başta Barış, Zuhal ve Aşkın; sağ başta ben ve ortada Wuppertalli Stephanie, eşi Ömer Temizel ile birlikte

Engels’in Wuppertal’da okuduğu okul Wilhelm Dörpfeld Gymnasium, (eskiden adı Gymnasium Zu Elberfeld’miṣ) hala ayakta ve Ömer Dayımın ikinci eşinden kızı Sibel ile üçüncü eşi Stephanie’nin çocukları Jakop ve Julia da aynı okulda okumuşlar. Hatta babası Friedrich Engels’i okulu bitirmeden bu okuldan almış. Fabrikalarını, işlerini yönetsin diye.

Engels’in ve bizim kuzenlerin okuduğu, sonradan eklemeler yapılan Wilhelm Dörpfeld Gymnasium

Gençliğimizde Fatsalı devrimciler olarak Marx ve Engels’i ağzımızdan düşürmezdik. Her ne kadar felsefelerine ve yazdıklarına pek hakim olamasak da devrimciydik. Kim derdi ki bir gün Marx’ın en yakın dostu Engels’le uzaktan akraba çıkacağız.

Phantasialand

Almanya’ya gittiğimizde özellikle çocukları götürdüğümüz ve bu sayede bizim de eğlenme fırsatı bulduğumuz Phantasialand’den de birkaç kelime söz etmek istiyorum. Bonn ile Köln arasında bir yeşil arazinin ortasında (Almanya’nın yeşil olmayan bir yeri zaten yok da) kurulmuş eğlence parkı olan Phantasiland büyüleyici bir yer. İyi organize edilmiş, sistemli, temiz ve güvenilir bir eğlence parkı.

Almanya’da Phantasialand Eğlence Parkı

Neden, diye soruyorsun her zaman.

Bu fakir milletin paraları çarçur ediliyor ve hesap veren yok. Hesap veren olmayınca kısır döngü devam ediyor. Melih Gökçek dinazorlar, lunapark ve tema parklarıyla Atatürk Orman Çiftliği arazisine ANKAPARK adında bir yer açtı. Devasa bir alan. 801 milyon dolar harcandığı söyleniyor. Yıllar geçti... Lunapark çürümeye terk edildi. Mansur Yavaş çabalıyor, Ankara’ya çok büyük bir yeşil alan kazandırmak için son aşamaya gelindi. Ancak insanın ağrına gidiyor. Melih Gökçek o dinazorları millete göstermesinin üzerinden tam 10 yıl geçti. Davalar, mahkemeler, karşılıklı suçlamalar ve 10 yıldır açılamayan bir eğlence parkı...

Melih Gökçek’in havada asılı kaldığı an

Hiç unutmuyorum Melih Gökçek, roller coasterın ilk seferine binmiş ve şov yapmak istemişti. Mayıs 2017’de turizmciler ve gazetecilerle birlikte bindiği roller coaster havada asılı kalmıştı. O roller coaster hala havada asılı duruyor. Belediye el değiştirdi ama hala çalışmıyor. Bunu da bir eleştiri olarak üzerine alınması gerekenlere yolluyorum...

Yaşam Haberleri