ESRA TOKAT
DEVA (Demokrasi ve Atılım) Partisi, iktidara geldikleri takdirde ilk 90 ve 360 gününde ekonomi, tarım, dijitalleşme, kadın hakları ve yerel yönetimler, yüksek öğretim, kültür sanat, kalkınma konularındaki taahhütlerini kamuoyuna açıkladı.
Geçen eylül ayında sosyal politikalar alanındaki eylem planlarının ilkini açıklayan DEVA Partisi, ikinci eylem planında ise sosyal politikalar odaklı bu ikinci eylem planında sosyal yardım, sosyal hizmet, emekliler, çalışma hayatı, sosyal güvenlik ve engelli vatandaşlara yönelik yürütülmesi planlanan çalışmalara odaklanıyor.
46 maddeden oluşan Sosyal Politikalar Eylem Planı’nın ikincisini DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Sosyal Politikalar Başkanı Selma Aliye Kavaf DEVA Partisi Genel Merkezi'nde birlikte açıkladı.
"Ekonomistim' diyor bu mu ekonomistlik?"
Esra Tokat/ Kısa Dalga" />
Konuşmasına “Ülkenin geleceği için 46 madde var bu kitapçıkta. Bu daha önce görülmemiş bir uygulama. Muhalefet hep eleştirdi ancak yerine ne getireceğine dair eksik kalırdı. bizler bunu eylem planımızla ortaya koyuyoruz. Türkiye siyasetinde ilke imza atıyoruz" diyerek başlayan Babacan, "Akşam yemeğinden et, sabah kahvaltıdan peynir kalktı artık. Oysa ekonomistim diyor. Pazarda taneyle sebze meyve satılıyor, marketlerde sıradan ürünler zincirle korunuyor. Her gün insanımızın onuru ayaklar altına alınıyor. Bu mu ekonomistlik? DEVA Partisi olarak bu adaletsizliğe son vereceğiz. Bizim kitabımızda alta kalanın canı çıksın yok. Şu an sosyal destekler bir lütuf olarak sunuluyor ancak bunlar haktır. Sosyal devlet zaten bunu yapmak zorundadır" dedi.
"Yoksuldan alıp zengine veriyorlar"
"Yoksuldan alıp zengine veriyorlar. Sosyal devlet nerede?" diyerek ekonomiye dair değerlendirmelerde bulunan Babacan, "Bütçe Genel Kurul’a indi. O bütçede 547 milyar TL faiz ödemesi var. Bu yılki 330 milyar TL yetmedi. En az bir o kadar da kur farkı ödeyecekler. 650 milyarı 85 milyon vatandaştan vergilerle topluyor, heybeye dolduruyor, o heybeyi olduğu gibi zaten parası olana veriyor" dedi.
Türk-İş'e baskı: "Bu dönemde dik durabilmek, doğruyu söyleyebilmek en önemlisi"
Asgari ücretin ne kadar olması gerektiğine dair açıklamalar yaptığı için Türk-İş'in dahi hedef gösterildiğini ifade eden Babacan, “Neredeyse ortalama ücret haline gelen asgari ücret, açlık sınırının altında. Yoksulluk sınırı, asgari ücretin 4,5 katını aşmış durumda. Türk-İş bunu 40 yıldır açıklıyor. Bunu açıkladığı için son zamanlarda gittikçe daha çok baskıyla karşı karşıya kalıyor. Ama milyonlarca çalışanın temsilcisi olacaksınız bunu dosdoğru açıklamak zorundasınız. Hükûmet de onlara doğruyu söyledikleri için baskı yapıyor. Bu dönemde dik durabilmek, doğruyu söyleyebilmek en önemlisi" diye konuştu.
"Koskoca ülke Survivor setine döndü"
"Özgür ve zengin Türkiye’nin yolu sosyal adaleti sağlamaktan geçiyor. Sosyal adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. ‘Yardım eden değil, yardımcı olan devlet’ anlayışıyla hareket edeceğiz" diyen Babacan, "Koskoca ülke Survivor setine döndü. Dün İstanbul’dan Ankara’ya dönerken mola verdik. Bir TIR şoförü geldi yanıma. Emekli, 65-70 yaşlarında. ‘TIR şoförlüğü yapmasam geçinmem mümkün değil. 4500 lira emekli maaşı alıyorum’ dedi. Emekli vatandaşımız o yaşta yollarda direksiyon sallayarak hayatta kalmaya çalışıyor. Hani sosyal devlet?” ifadelerini kullandı.
“Bir bakan ‘Öyle bir miras bırakmışsınız ki yiyoruz bitmiyor’ dedi”
Kendisinden sonra gelen bir bakanın ‘Sayın Başkanım, öyle bir miras bırakmışsınız ki yiyoruz yiyoruz bitmiyor’ dediğini aktaran Babacan, "İsmi gizli kalsın. Hamdolsun sayısız hizmetlerde bulunduk. Hatalarımız da oldu ama ders alarak DEVA Partisi’ni kurduk. En önemli başarılarımızdan birisi mutlak yoksulluğu sıfırlamamızdı. Bu büyük utanca son verdik. Bugün ne yazık ki yeniden geldi" bilgisini verdi.
"Bu iktidarın en büyük yalanını afişe ediyorum"
İktidarın asılsız bir korku yaydığını vurgulayan Babacan, "Mesela ne diyorlar? ‘İktidar değişirse sosyal yardımlar kesilir’ diyorlar. Böyle bir şey yok. Bu iktidarın en büyük yalanını afişe ediyorum. Yapılan yardımlara, kazanılmış haklara göz dikecek hiç kimseye biz geçit vermeyiz. DEVA Partisi buna hiçbir zaman müsaade etmez" dedi. Babacan konuşmasını şöyle dürdürdü:
“Bizim kitabımızda ‘Altta kalanın canı çıksın’ diye bir şey yazmıyor”
“İktidar ihtiyaç sahiplerinin siyasi görüşünü anlamaya çalışıyor. ‘Bizden mi, değil mi’ diye bakıyor. Parti teşkilatını yardım için gerekli bir durak olarak ortaya sokuyor. Biz bu adaletsizliğe son vereceğiz. Bizim kitabımızda ‘Altta kalanın canı çıksın’ diye bir şey yazmıyor. Biz, ihtiyaç sahiplerine ‘asgari gelir desteği’ sağlamaktan bahsediyoruz. Dünyanın konuştuğu bir model.”
Asgari gelir desteği: Gelir yetersizse, farkı devlet kapatacak
“Önce her haneye bir sosyal hizmet uzmanı atayacağız. O arkadaşlarımız gidecek, kapıları çalacak. ‘Bir ihtiyacınız var mı?’ diyecek. Devlet vatandaşın ayağına gidecek. Eve giren parayla eve girmesi gereken parayı karşılaştıracak. Gelir yetersizse, farkı devlet kapatacak.”
"Vergileri vatandaşlarımıza ayırarak ekonomiyi ayağa kaldıracağız"
“‘DEVA Partisi yardımları artıracakmış, böyle mi olur’ diyenler olduğunu görüyorum. Evet, biz bu derin yoksulluk girdabından ancak böyle çıkacağız. Her birimizin harcamasından, kazancından alınan vergileri devleti batırma projelerine değil, vatandaşlarımıza ayırarak ekonomiyi ayağa kaldıracağız.”
"En önemlisi; insanların kendi çalışmalarıyla ayakta durabilmeleri"
“Bizim için en önemlisi; insanlarımızın devlet yardımlarına ve desteklerine ihtiyacı olmadan hayatlarını sürdürebilmeleri. Kendi imkânlarıyla, kendi çalışmalarıyla, kendi gelirleriyle ayakta durabilmeleri. Asıl hedefimiz ülkeyi öyle bir refah noktasına ulaştırabilmek. Mutlak yoksulluğu tekrar sıfırlamak boynumuzun borcu. Bu çok hızlı yapacağız. Bizim anlayışımızdaki devlet; yardım eden değil, yardımcı olan devlettir.”
"Herkes millî gelirden büyümenin payını alsın"
“Varsayalım ki 1 Ocak’ta artıracaksınız. Formül basit. Gerçek, dürüst enflasyonu alın. Üzerine bir de refah payını ekleyin. Asgari ücretlilerimize, emeklilerimize, memurlarımıza verin. ‘Büyüdük’ diyorsunuz ya. Emekliler, işçiler, herkes millî gelirden büyümenin payını alsın.”