MHP baraj altı mı?
İYİ Parti’nin yükselişi abartılıyor mu?
İlk kez oy kullanacak kesimin tercihleri ne?
“Z kuşağı” tanımı ne kadar doğru?
En önemlisi, seçmen davranışlarını ölçen anketler güvenilir mi? Anketlere bakarken nelere dikkat etmeliyiz?
Haber dosyasının ilk iki bölümünde daha ziyade AKP ve CHP seçmeni, kararsızlar ve Kürt seçmenlerle ilgili yapılan değerlendirmelere yer verdik.
Peki Cumhur İttifakının ortağı MHP ne durumda? Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, MHP’nin yüzde 7-9 arasında değişen kemik kitlesi olduğunu belirtiyor:
“MHP’den memnun olmayanlar zaten adresini buldu, İYİ Parti’ye giden gitti. Yaptığımız anketlere göre bundan sonra MHP bu bantta seyredecek, önemli bir değişim gözükmüyor.”
Anketlere göre İYİ Parti ve lideri Meral Akşener, son dönemde yükselişe geçti. Peki neden ve nasıl? Selçuki, Akşener’in kimlik siyasetini oturttuğunu, hem muhafazakar hem laikler açısından kafalarda soru işareti bırakmadığını söylüyor.
İYİ Parti, Akşener’in lider kimliğinden öte, Türkiye’nin farklı sorunlarına çözüm getirmekte inandırıcı olabilecek mi, zaman gösterecek.
Bir başka kritik seçmen kesimi ise ilk kez oy verecek olanlar. Siyasi partiler ve medya, Haziran 2023’te ilk kez oy verecek 7 milyon insanı anlamaya, tanımaya çalışıyor. Uzmanlara göre, bu kesimi “Z kuşağı” olarak tanımlamak, buradan yorum üretmek yanlış. Selçuki, araştırmalarda Türkiye genelinden çok farklı bir dağılım görmediklerini söylüyor.
Emeritus profesör Hülya Uğur Tanrıöver, “Z kuşağı” üzerine yapılan sayısal anketlerin yanıltıcı olduğunu, zira Türkiye’de herkesin internete erişiminin olmadığını, bu yaş grubunda dört çocuk sahibi kadınların da bulunduğunu hatırlatıyor. Siyaset ve medya sosyolojisi alanında çalışan Prof. Tanrıöver, Giresun Üniversitesi’nde ders veriyor. Prof Tanrıöver, kamuoyu araştırmalarına temkinli yaklaşıyor: “ Çoğu internet ortamında yapılıyor. Karşınızdaki kişinin kim olduğunu kontrol etme şansınız yok. En güvenilir yöntem, yüz yüze yapmak. Ayrıca toplumun farklılıklarını, seçtiğiniz örneklemde doğru yansıtmanız gerekir. Bazen bu da yapılıyor.”
Malum, seçmen anketlerinde kararsızların çokluğu da doğru tahlil yapmayı engelliyor. Doğru olan, kararsızları partilerin oy oranına göre dağıtmak.
Peki bir araştırma şirketinin güvenilir olup olmadığını nasıl anlarız?
Prof. Tanrıöver, şu noktalara dikkat çekti:
- Türkiye Araştırmacılar Derneği üyesi mi? Uluslararası Kuruluşlara üyeliği var mı?
- Geçtiğimiz dönemde ne yapmış? Ne kadar yanılmış?
Siyasi partilerle organik bağı var mı, finansmanı nereden sağlıyor?
- Örneklemi, yani katılımcıları nasıl seçmiş?
Yani Türkiye’deki farklı cinsiyet, sınıf, etnik kökenleri, farklı bölgeleri yansıtıyor mu?
Siyasetin sahada, eylemlerle belirlendiğini, masa başında yapılan tahlillerle seçmen davranışını tam olarak tahmin edemeyeceğimizi unutmayın.
1. bölüm
2. bölüm