Engelliye iş yok: Türkiye’de 15 milyon engellinin sadece yüzde 15’i iş bulabiliyor

Gündem Eşitlik’te bu hafta Türkiye Barolar Birliği Engelliler Komisyonu’ndan Avukat Reşat Göcen'i konuk olarak ağırladık. Göcen, verilerle birlikte Türkiye'de engellilerin yaşamlarını anlattı.

Kısa Dalga - Engelli bireylerin eşit haklara sahip olması ve toplumsal yaşama tam katılımı, bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkı... Bu hakların korunması ve geliştirilmesi, yalnızca yasal düzenlemelerin değil, aynı zamanda bireylerin ve toplumun ortak vicdanının bir gereği. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün üzerinden henüz birkaç gün geçti. Biz de Gündem Eşitlik’te bu hafta Türkiye Barolar Birliği Engelliler Komisyonu’ndan Avukat Reşat Göcen'i konuk olarak ağırladık.

Engelliler haklarına herkesle eşit olarak erişemiyorlar

Engellilere yönelik her türlü ayrımcılık, yalnızca bir insan hakları ihlali değil, aynı zamanda bir toplumsal sorumluluk sınavı. Peki, Türkiye’de engelliler insan haklarına diğer insanlarla eşit düzeyde ve eşit fırsatlarla erişebiliyor mu?

Avukat Reşat Göcen bu soruya şöyle yanıt verdi:

"Zaten bu soruya esasında şöyle cevaplamam lazım; öncelikle insan hakları alanında zaten büyük bir sıkıntı var. Ülkemizde insan haklarının yaşama geçirilmesi, temel hak ve özgürlüklerle ilgili… Üstüne üstlük, bununla birlikte, ekonomik zorlukların getirdiği şartların ağırlaşmasından sonra engellilerin, eğitime, bilgiye, istihdama ulaşmasıyla ilgili birçok hakkını kullanamadığını, yaşamsal haklarının ihlal edildiğini, İnsan haklarına temel haklara erişimde açık bir eşitsizlik var. Engelsiz kişilerle bile karşılaştırıldığında çok daha fazla bir eşitsizliğin, fırsat, eşitsizliğinin ve ihlalin ortaya çıktığını deneyimliyoruz maalesef."

Eşitsizlik temel neden hukuk sistemiyle alakalı

Peki bu eşitsizliğin temel nedeni nedir?

Reşat Göcen’e göre, eşitsizliğin temel nedeni, Türkiye’deki hukuk sistemiyle alakalı. Uluslararası sözleşmelerle engellilere tanınan hakların tam anlamıyla yaşama geçirilememesi ya da devletin o hakların yaşama geçirilmesinde kamu gücünü yeterince kullanmaması yahut bu hakların yaşama geçirilmesi esnasında, kolaylaştırmak yerine yaşama geçirilmesini zorlaştırma noktasında kamu gücü kullanılması söz konusu oluyor.

Avukat Reşat Göcen şunları kaydetti:

"Örneğin, oy hakkıyla ilgili çok temel bir eşitsizlik yaşıyoruz. Öncelikle ülkemizde engelliler, oy kullanma yerlerine erişemiyorlar. Bizler erişemiyoruz. Yeti farkı anlamında zihinsel yeti farkı olan engelli bireylerin oy kullanmasıyla ilgili bir sıkıntı var. Görme engellilerin bağımsız oy kullanması ile ilgili de büyük bir sıkıntı var.

Şöyle ifade edeyim. 2023 yılına kadar yapılan en son seçimlere kadar, engellilerin bağımsız oy kullanması resmi olarak mümkün değildi.

Engellilerin oy sandıklarına götürülmesi, bireysel çabalarla söz konusu oluyordu ve sandıkta bunu kullanmaya çalışıyorduk.

Engelsiz Erişim Derneği, bu konuda bir başvuru yapıp tıpkı pusulalar gibi, ki bu da engellilerin oy hakkının bir unsurudur. 'Bu şablonun pusulalarla birlikte engellilere sağlanması gerektiğini, bunun Yüksek Seçim Kurulu'nun yükümlülüğünde olduğunu' söyledi ve bir başvuru yaptı. Tabii Yüksek Seçim Kurulu bu başvuruyu reddettikten sonra yargı yolu kapalı diye Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru kabul edilirlik kriterine takılıp, bu anlamda bir hak ihlali daha ortaya koymuş oldu."

Engellilerin eğitim ve istihdama katılması da engelleniyor

Maalesef engellilerin eğitim ve istihdama katılma oranları çok düşük. Çünkü burada da önümüzde eşitlik anlamında çok iç açıcı bir tablo yok. Avukat Reşat Göcen’in Gündem Eşitlik’te ifade ettiği en son güncellenmiş verilere baktığımızda engellilerin yüzde kırkından fazlası okuma yazma bilmiyor.

Avukat Reşat Göcen, konuya dair şunları söyledi:

"Bunun engelsiz bireylerde, yüzde altılarda yüzde yedilerde olduğunu görüyoruz. Engellilere baktığımızda bu oranın yani eğitimin en temel şartlarından biri olan okuma yazma bilme oranının yüzde elliye yakın bir oran olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla engelliler yani biz her alanda olduğu gibi özellikle anayasal hakkımız olan eğitimde de hem eşitsizliğe hem ayrımcılığa uğruyoruz. Tabi bununla mücadele ediyoruz. Milli Eğitime birtakım dilekçeler veriliyor. Okullara başvurular yapılıyor. Buralarda hem sosyal hem psikolojik açıdan zorlanıyoruz, ayrımcı uygulamalarla karşılaşıyoruz, bunlarla mücadele ediyoruz."

Engelliler istihdamda yoklar

Reşat Göcer, son verilere göre şu anda engellilerin sadece yüzde 15’inin ücretli bir işte çalıştığını söylüyor. Yüzde 3’ü yevmiye usulü çalışıyor. Bazıları da sadece karın tokluğuna çalışıyor. Yaklaşık 15 milyon engellinin sadece yüzde 15’i çalışma hayatına dâhil oluyor.
Türkiye'de eşitsizlik ile ilgili olarak başvuru mekanizmalarından birisi de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından kurulan ve halen aktif olan, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu. Buraya yapılan başvurularda ayrımcılık yapıldığına dair ihlallerin ortaya çıktığını görüyoruz ama tabii bunlar yeterli olmuyor. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine baktığımızda eğitimde yapılan ayrımcılıkla ilgili verilmiş kararların olduğunu ama bunun çok fazla uygulama alanı bulmadığı anlaşılıyor.

Avukat Reşat Göcen, yaşananlar şu ifadelerle anlattı:

"Gelişim farklılığı gösteren veya otizmli çocukların temel öğrenme becerileri farklı olan bireylerin okullara hayat boyu öğrenme adı altındaki düzenlenen kurslara engelsiz bireylerle eşit koşullarda başvurmadığını, başvuruları kabul edilse bile onlarla eşit koşullarda eğitim alamadığını, eğitim olanaklarından yararlanamadığını görüyoruz.

Materyal sıkıntısı da var bu anlamda. Engellilerin engel grubuna ya da engel çeşitliliğine göre materyal eksiklikleri oluyor. Tamamlanması gerekiyor. Maalesef bu konuda da çok büyük eşitsizlik var. Otizmli bireyler için, örneğin okulun, gölge öğretmen bulundurması gerekiyor. Okullarda bunun ihtiyaç olduğu söyleniyor. Buna izin verilse de bu ihtiyacın kamu kaynaklarından karşılanması gerekiyor. Yani devletin bu eşitsizliği gidermek için kendisinin bu imkânı sağlaması gerekiyor ama bunun da olmadığını görüyoruz."

"Okullar açıldı, artık yarı dönemin de sonuna geliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, özellikle görme engelli çocuklar için gerekli olan kitapları dağıttı mı? Ya da eksikler var mı?" sorusuna ise Reşat Göcen, "Maalesef bu konuda sorunlar olduğunu biliyoruz ve görme engellilere materyallerin dağıtılmadığını, hala güncel kitaplara çocuklarımızın ulaşmadığını görüyoruz ve bu da zaten eşitsizliğin en baş sebeplerinden biri oluyor. Engellilerin, bilgiye, eğitime, hayatın her alanına erişim sorunları var" diye yanıt verdi. (Haber Merkezi)

Podcast Haberleri