Olası-Kast’ta daha önce pek çok kez; Türkiye’nin çöplük gündemi üzerinden “devlet” kavramını tartışmaya çalıştık. Bu tartışmalar içinde yeni anayasa konusuna iki kez değindik. Çünkü tüm gündemin ortasında, olmayan ve olmaması gereken bir yeni anayasa tartışması da paralel olarak ilerliyordu.
8 yaşındaki bir kız çocuğunun cansız bedeni hepimize devleti sorgulatırken, birileri yeni anayasa tartışıyordu. Ekonomik sorunlar can yakarken birileri yeni anayasa tartışıyordu. Memleketin başka hiçbir sorunu yokmuş gibi birileri sürekli yeni anayasa tartışıyordu. Değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerin değiştirilmesi, bu tartışmalarla teklif ediliyordu.
Biz de bu rüzgâra kendimizi ara ara kaptırdık. Ama bugün, memleket anayasa tartışırken biz, anayasa üzerinden başka bir konuya gireceğiz. Yine bir soru ile başlayacağız.
Hem de TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kafamızı hep kurcalayan, Olası-Kast’ın bir yerlerinde hep olan “devlet” kavramı ile ilgili veciz sözlerinden yola çıkacağız.
Sözlerine “Sadece bir örnek olsun” diye başladı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başkanı Numan Kurtulmuş…
Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesi ile ilgili her tartışmada, böyle bir tartışmalarının olmadığını sık sık dile getiren Numan Kurtulmuş. Böyle bir tartışmanın olmadığını Erdoğan’dan da önce söyleyebilen Numan Kurtulmuş… Birdenbire, anayasa değişikliği ile ilgili bir açıklama yaptı.
“Sadece bir örnek olsun” diye… Anayasanın üçüncü maddesinden girdi söze… Orada diyordu ki… “Devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür…” Kurtulmuş ise bunun “Millet, devleti ve ülkesi ile bölünmez bir bütündür…”
Yani dedi ki, “Devletin milleti olmaz”… Yani diyordu ki aslında “olacaksa milletin devleti olsun…” Devletin milleti olursa seçkinci olur, milletin devleti olursa daha iyi olur.
Ama dedik ya konumuz bu değil.
Bu tartışma bize bir soru bırakıyor sadece.
Millet mi devletin, devlet mi milletin olur?
Haydi bakalım…
“Vergilendirilmeyen alanı vergilendirmek…”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 16 Eylül’de CNN Türk yayınında; “Vatandaş yeni bir vergi ile karşılaşacak mı” sorusuna “Genel KDV oranlarında artış, gündemimizde yok” demişti. İlginç bir şekilde ve ısrarla sorunun vatandaş açısından yanıtı istenmiş, ama alınmamıştı.
Yurt dışına çıkış harcının artırılmasının tartışıldığı günlerde ise Mehmet Şimşek, Haber Türk yayınında, “Tercihlerinin vergilendirilmeyen alanlardan vergi almak” olduğunu söylemiş, yoksa vatandaşa yeni bir vergi yükü getirmek gibi bir tercihlerinin olmadığını dile getirmişti.
Ki Mehmet Şimşek bunları söylediğinde gündemde yeni bir vergi paketi tartışması vardı.
Mesela moto kuryelerin gelirlerinin vergilendirilmesi vardı pakette. Hizmet sektörü çalışanlarının aldığı bahşişlerin vergilendirilmesi vardı pakette. Borsa işlemlerinin vergilendirilmesi vardı pakette.
Hepsi bir şekilde geri çekildi. TBMM’ye sunulan pakette yer almadı bunlar. Maliye Bakanı bu “geri çekmeyi”, kamuoyuna sızan taslağın kendi süzgeçlerinden geçmeyen taslak olduğunu belirterek açıkladı.
Ama yurt dışına çıkış harcı 150 TL’den 500 liraya çıkarılmıştı mesela.
Tüm bunlar vatandaşa yeni vergi yükü anlamına gelmiyordu. Çünkü adı vergi değildi. Adı vergi değilse, yük de olmazdı zaten.
Bu vergi paketi ile bir de en düşük emekli aylığı 12 bin 500 lira olarak belirlenmişti. Bu da bir yük değildi yine.
Devlet yine milletine oyun kurmuş
Meclis tatile girdi, milletvekilleri tatilden döndü. Bir vergi paketi tartışması ile daha karşı karşıya kaldık biz. Öncesinde yine Numan Kurtulmuş, hem de yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce bir savaş tehdidini gündeme getirdi.
Yine Numan Kurtulmuş. Bu ‘podcast’ın sorusuna ilham olan sözleri ağzından döken Numan Kurtulmuş, Meclis’in tatilden dönüp yaptığı ilk toplantıda; İsrail’in bir hedefi de Türkiye dedi.
Sonra Erdoğan da yaptı benzer bir açıklamayı…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel; ortada gerçekten bir tehdit varsa bunun Meclis’e anlatılması gerektiğini söyledi. Bu teklif kabul edildi.
Milletin meclisi, milletin denetimine kapatıldı.
Burada, olası savaş tehdidinin gerekçelerinin anlatılması bekleniyordu. Ama 10 yıl boyunca saklanacak sırrın, daha önce yapılan tüm kapalı oturumlarda olduğu gibi “herkesin bildiği şeyler” olduğu açıklandı.
Ama meğerse, başka bir sır varmış. Savaş tehdidi boşuna gündeme gelmemiş. Boşuna, millete kapalı oturumlarda milletin bilmediği şeyler konuşulmuş gibi yapılmamış. Devlet yine milletine bir oyun kurmuş. Bu “lüzumsuz savaş sopasının” altında yeni bir vergi paketi varmış. Tabii ki ve her zaman olduğu gibi yine adı vergi değilmiş…
Koskoca, adı vergi olmayan vergi paketinin savaş paranoyasının altından nasıl çıkarıldığını, devletin milletine nasıl oyun kurduğunu devletin bürokrasisinin en tepe isimlerinden Cevdet Yılmaz açıklıyor:
Savunma Sanayi Destekleme Fonu’nun kaynaklarının artırılması amacıyla hazırlanan kanun teklifinin gerekçesi “devlete” göre, işte Meclis’in açılışında önce Numan Kurtulmuş’un sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi savaş tehdidiydi.
Savunma Sanayi Desteleme Fonu, Özal döneminde kurulan bütçe dışı bir fon. Amacı, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Savunma Sanayi Başkanlığı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağlanması için yürütülen projelerin hayata geçirilmesini sağlamak.
Yani milli muharip uçak, milli deniz altı gibi projeler ve tabii ki Çelik Kubbe…
Bu fon fakir değil ki… 2023 geliri 135 milyar, karı 21 milyar lira
Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Savunma Sanayi Başkanlığı’nın ana görevi zaten bu fonu idare etmekti.
Sayıştay raporları daha yeni yayınlandı. Tablo orada… Bu fonun geliri yuvarlak rakamlarla 135 milyar, gideri 114 milyar. 2023 karı, 21 milyar liradan fazla. 2022 yılı da karı da 21 milyar. Hem de geliri 2023 yılından çok daha az olmasına rağmen.
Üstelik 2021 yılından 2022 ve 2023 yılına giderken yıllık karını yaklaşık 7 kat artıran bir fon bu.
Bu fon fakir bir fon değildi ki niye yeni bir vergi paketi ile ek desteğe ihtiyacı olsun…
Nereden geliyor bu kadar para?
Gelir ve kurumlar vergisi toplam tahsilatının yüzde 6’sı bu fona aktarılıyor. Veraset ve irtikal vergisi toplam tahsilatının yüzde 25’i bu fonda. Motorlu taşıtlar vergisi toplam tahsilatının dörtte biri bu fonda birikiyor.
Fonun gelirlerinin yüzde 80’i zaten milletten alınan vergilerden oluşuyor. Yani bu fon zaten millettin…
Düşünün…
Sinema, tiyatro, konser, sirk, fuar, panayır gibi etkinliklerin bilet ücretlerinde bile bu fona ayrılan pay var.
Hatta ve hatta…
Fonun kendi mal varlığı bile var. Yani en azından var olduğunu bilebiliyoruz. Ama nedir bu mal varlığı, işte onu bilen yok…
Kanun teklifinin gerekçesinde diyor ki…
Türk savunma sanayisi, uluslararası rekabet gücünün artırılması için kaynağa ihtiyaç duyuyor. Bunun için de fona yeni kaynak gerekiyor.
Eğer Cevdet Yılmaz’a inanacaksak, bu bir vergi değil, sadece savunma sanayine destek. Niye? Çünkü Çelik Kubbe yapacağız. Kime karşı? E ay başında anlattık ya İsrail’e karşı.
Şimdi bakalım bu fıkradan bize ne yük biniyor?
Millet mi devletin, devlet mi milletin olur?
--
Komisyon sıralarındaki rapor: katkısı 71,4 milyar lira
Bu yeni vergi paketi, bu hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü.
Milletvekilleri, görüşmeye başlamadan önce önlerinde bir rapor buldu: Etki Analizi raporu.
Aslında bu rapor, komisyon görüşmelerindeki her kanun teklifi için hazırlanır. Kanun teklifini hangi bakanlık hazırlıyor, ya da hangi bakanlık o kanun teklifinin hazırlanmasına ön ayak oluyorsa, bu raporu da o bakanlık hazırlar; her kanun teklifinin usulü.
Ancak artık her kanun teklifi için bir Etki Analizi Raporu hazırlanmıyor.
Bu kanun teklifi için hazırlandı. Hatta Pazartesi günü bu rapor hazırdı.
Bu etki analizi raporunda bu yeni vergi paketinin sağlayacağı gelir hesaplanıyor…
Buna göre bu yeni vergi paketiyle…
. Vergi ve gümrük beyannameleri, sigorta prim bildirgeleri gibi işlemlerden damga vergisi tutarı kadar pay
. Ev, arsa gibi taşınmaz satışlarında hem alıcıdan, hem satıcıdan 750 lira, satış dışındaki her bir tapu ve kadastro işleminde ise 375 lira
. Limiti 100 bin lira ve üzerinden olan kart sahiplerinden yıllık 750 lira
. Sıfır otomobil satışlarında 3 bin lira, ikinci el otomobil satışlarında 1500 lira
. Her türlü noterlik işleminde 75 lira alınacak
Ayrıca;
. Düşük silindir hacmi ve motor gücüne sahip motosikletler de motorlu taşıtlar vergisi kapsamına
. Drone ve kol saatleri de Özel Tüketim Vergisi Kanunu kapsamına alınacak.
Peki bu devlete, pardon Cevdet Yılmaz’a inanırsak Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na ne kadar gelir getirecek?
Bu sorunun yanıtı Etki Analizi Raporu’nda…
Diyor ki rapor:
. Beyannamelerden 28,8 milyar
. Limiti 100 bin lira olan kredi kartlarından 13,1 milyar
. Ev ve arsa satışlarından 9 milyar
. Noter işlemlerinden 18,4 milyar gelir elde edilecek
Buraya kadar toplam, 69,3 milyar lira…
Kol saatlerinden yaklaşık 1,7 milyar gelir elde edilecek
Bir de drone’lardan 464 milyon liradan az para gelecek. Müthiş bir etki analizi raporu, çünkü droneların vergi kapsamına alınması ile elde edilecek gelir hesaplanamıyor. O yüzden böyle 464 milyon liradan az gibi bir matematik çıkıyor ortaya.
Yani bu yeni vergi paketinin 2025 yılı bütçesine etkisi, 71,4 milyar lira.
--
Vatandaşın kredi kartı limiti; yani olmayan parasından vergi…
Vatandaşın kol saati, vatandaşın drone’undan vergi…
Sürekli ev-arsa al-sat yapanların noter masrafından vergi…
Hatta her türlü noter masrafından vergi
Araba satışlarından vergi…
Milletten gizli, gizli oturumlarda gerekçelendirilen sözde savaş paranoyalarının altından çıkan, milletin cebini tırnaklama yasa teklifi…
Gerekçelerini bilmediği bir savaşa inanmak zorunda bırakılan milleti bir kez daha soymayı planlayan devlet…
Savunma Sanayiini Destekleme Fonu’nun 2023 yılı geliri, az önce bahsettik 135 milyar lira. Bu yasa ile umulan gelir, 71,4 milyar lira.
Fon’un 2023 yılı gelirinin yarısı kadar para, gerçekten büyük bir kaynak ihtiyacı mıydı ki kredi kartları, dronelar, kol saatleri, noterlik masraflarına göz dikildi.
Paket, Salı günkü komisyon görüşmelerinin ardından geri çekilmiş gibi gözüküyor.
Kulislerde özellikle kredi kartları ile ilgili “katkı payının”, 100 bin TL ve üzeri limitli kartlar için değil de 250 bin TL ve üzeri limitli kart sahiplerinden alınması için düzenleme yapılması da konuşuluyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan habersiz hazırlanan düzenlemenin, Erdoğan tarafından geri çekildiği de iddia ediliyor.
Ne demişti Numan Kurtulmuş…
“Devletin milleti olmaz.”
Bugün vazgeçilse yarın başka vergi paketleri gelecek. Çünkü bu devran böyle dönmeyecek.
Çünkü evet…
Devletin milleti oluyor da…
Bu milletin gerçekten bir devleti yok!
Her şeyden önce Numan Kurtulmuş ile birlikte bunu tartışmamış gerek…
--
Bu haftaki Olası-Kast’ın sonuna geldik.
Katillerin, sapıkların, katliam heveslilerinin, suç makinelerinin, eli silahlı cebi bıçaklı manyakların hatta samuray kılıçlıların, sayısız kez gözaltına alınmış, tutuklanmış ama bir şekilde aramıza yeniden atılmış sözde “kader mahkumlarının”, arkasında devletten birilerinin mutlaka durduğu çetelerin kol gezdiği sokaklarda ölmez de sağ kalırsak önümüzdeki hafta görüşmek üzere…