Haftaya damgasını vuran Birleşmiş Milletler oturumu, Erdoğan sonrası ABD'ye giden Özgür Özel’in New York temasları ve CHP'de yaşanan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu krizi Politi-Cast’te öne çıkan konu başlıkları...
Politi-Castte öne çıkan satır başları şöyle:
Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Ziyareti
Gazeteci Sedat Bozkurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında yaptığı temasları değerlendirerek, bu ziyaretin beklenen sonuçları getirmediğini söyledi. Erdoğan'ın Amerika'ya yaptığı ziyaretlerin gelenekselleştiğini belirten Bozkurt, BM toplantısının Türkiye’nin diplomatik ilişkileri açısından bir fırsat olduğunu ancak somut sonuçlar ortaya çıkmadığını ifade etti:
"Erdoğan BM Genel Kurulu’nda yine 'Dünya 5’ten büyüktür' mesajını verdi. Ancak sonuç getirici ya da çığır açıcı ikili görüşmeler olduğunu söylemek zor."
Bozkurt, Erdoğan’ın özellikle Yunanistan ve İran liderleriyle yaptığı görüşmelere dikkat çekti ancak bu temasların bir değişim yaratacak düzeyde olmadığını vurguladı.
Bozkurt ayrıca Türk Evi’nin BM binası karşısında olmasının stratejik önemine değinerek şunları söyledi:
"Türk Evi’nin BM binasının hemen karşısında bulunması, Türkiye’nin bu bölgede diplomatik temaslar için önemli bir avantaj sağlıyor. Bu bina, hem ikili görüşmeler hem de Türkiye’nin uluslararası arenadaki temsil gücü açısından kritik bir noktada."
Türk-Amerikan ilişkilerinde soğuk rüzgarlar
Sedat Bozkurt, Türkiye’nin son dönemde Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerinde yaşanan gerilimlere de değindi. Erdoğan’ın Biden’ın davetine katılmamasını ele alan Bozkurt, Halkbank davası ve ABD'de devam eden diğer yargı süreçlerinin Türkiye-ABD ilişkilerini olumsuz etkilediğini belirtti:
"Erdoğan, Biden'ın davetine katılmadı çünkü Türkiye-ABD ilişkileri, özellikle Halkbank davası ve Erdoğan'ın kişisel mal varlığına dair araştırma önergeleri gibi konular nedeniyle oldukça gergin bir durumda. ABD'nin Türkiye’ye bakışı, geçmişteki gibi olumlu değil."
Bozkurt, CHP'deki liderlik mücadelesinin partinin geleceği üzerindeki etkilerini değerlendirirken, Ekrem İmamoğlu’nun CHP içinde en etkili figür olduğunu belirtti. Bozkurt’a göre, İmamoğlu’nun parti içindeki yükselişi ve popülaritesi, Özgür Özel'in genel başkanlık yarışındaki konumunu zayıflatıyor:
"CHP’de üç güçlü figür var: Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel. Ancak İmamoğlu, CHP içinde Özgür Özel’den daha etkili bir isim. Parti içindeki çekişmelerde de bu açıkça görülüyor."
Bozkurt, İmamoğlu’nun CHP'yi merkez bir parti olarak konumlandırma çabasını eleştirerek, parti tüzüğüne göre CHP’nin sol bir parti olduğunu vurguladı:
"CHP’nin tüzüğüne göre parti soldur. CHP’yi merkezde konumlandırmak tüzüğe aykırı ve bu tür kafa karışıklıkları partiyi daha da zayıflatır."
Mansur Yavaş’ın stratejik yükselişi
Bozkurt, Mansur Yavaş’ın CHP içindeki konumuna ve gelecekteki olası stratejilerine de dikkat çekti. Yavaş’ın, CHP içerisinde kendini kalıcı hale getirdiğini ve CHP içindeki en güçlü figürlerden biri olma potansiyeline sahip olduğunu belirtti:
"Mansur Yavaş, CHP içinde önemli bir yer edindi. Ankara’daki ilçe belediye başkanlarıyla kurduğu güçlü ilişkiler ve 14 Büyükşehir Belediye Başkanı adına konuşması, onu CHP’nin iç dinamiklerinde etkili kılıyor."
Bozkurt, Mansur Yavaş’ın medya önünde çok görünmemesini stratejik bir adım olarak değerlendirdi ve Yavaş’ın olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda kararlı olduğunu belirtti:
"Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığı meselesinde Ekrem İmamoğlu kadar kendini hazırlamış durumda. Parlamenter sisteme dönüş söylemiyle öne çıkıyor ve bu, Yavaş’ı CHP’nin güçlü bir figürü yapıyor."
"CHP’yi eleştirmek yurtsever bir görev"
Bozkurt, CHP’nin mevcut durumu hakkında eleştirilerini dile getirirken, partinin siyasi denklemden çıkarılmasının Türkiye’de büyük bir boşluk yaratacağını belirtti. Ona göre CHP, Türkiye’nin siyaset sahnesinde alternatifsiz bir güç:
"Bugün CHP’yi eleştirmek yurtseverlerin birinci görevidir. Çünkü CHP’yi denklemden çıkardığınızda, yerine koyabileceğiniz başka bir şey yok."
Olası ittifaklar ve CHP’nin geleceği
Bozkurt, CHP’deki iç tartışmaların partiyi zayıflatacağına dair endişeleri dile getirirken, olası ittifak senaryolarını da değerlendirdi. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun bir araya gelmesi durumunda CHP’nin başarılı bir lider çıkarabileceğini söyledi:
"Hiç olmayacak bir şey olur, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu yan yana gelir, CHP’yi temsil edecek akıllı bir aday çıkarırlar. Bu, CHP’yi toparlayacak bir hamle olur."
Bozkurt ayrıca Mansur Yavaş’ın da bu ittifaklar içerisinde önemli bir rol oynayabileceğini belirtti:
"Mansur Yavaş, CHP içindeki potansiyeli ve sayısal gücüyle öne çıkabilir. Parlamenter sisteme dönüş stratejisi, onu diğer adaylardan ayırıyor ve bu da onu Cumhurbaşkanlığı adaylığı için güçlü bir figür yapıyor" dedi.