Çok Merak Ediyorum podcast serisinin yeni bölümünde konumuz toplumda infial yaratan olaylar ve bu olaylara tepki gösterenlere açılan hakaret davaları...
PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ
Batman’da 18 yaşında intihar eden İpek Er, geride bıraktığı mektupta uzman çavuş Musa Orhan’ı suçluyordu. Orhan 6 gün tutuklu kaldı sonra adli kontrol şartıyla bırakıldı. Musa Orhan’a 3 Aralık 2021’de “Nitelikli cinsel saldırı” suçundan 12 yıl hapis cezası verilmişti. Bu ceza “iyi hal” indirimi uygulanarak 10 yıla düşürülmüştü. Ümitcan Uygun ise Esra Hankulu'nun evinde ölü bulunmasıyla ilgili davada 10 yıl hapis cezası aldı. Kararda Uygun'un darp ve cebir uyguladığı ancak öldürme kastı ile hareket etmediği belirtildi. Aleyna Çakır’ın ölümüyle ilgili davada da "konut dokunulmazlığını ihlal", "tehdit" "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” gibi suçlardan 4 yıl 10 ay hapis cezası aldı.
İlk dava Ezgi Mola’ya..
İpek Er’in intiharı, Aleyna Çakır ve Esra Hankulu’nun öldürülmesi ortaya çıktığında kamuoyunda infial yaratmıştı. İnsanlar sosyal medyada tepkilerini dile getiriyor ve adalet talep ediyordu. Ancak daha önce kamuoyunun karşılaşmadığı bir yargı süreci başladı. İki isim de sosyal medyada kendilerine hakaret edenler için suç duyurusunda bulundu.
Oyunca Ezgi Mola, Musa Orhan’a hakaret iddiasıyla 6 bin 960 lira para cezasına çarptırılmıştı. Mola’ya destek verenler de Musa Orhan’a hakaret iddiasıyla mahkemelik oldu ve kimi davalarda kararlar çıktı.
Ceza verilmesine yer yok…
Bazı mahkemelerden ceza çıktığı gibi bazı mahkemelerden de şikayet edilen kişilerle ilgili “ceza verilmesine yer olmadığı..” yönünde kararlar gelmeye başladı.
Oyuncu Hazal Kaya davasında Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi, “hakaret” suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğini belirterek “ceza verilmesine yer yoktur” demişti.
Esas konu kadın cinayetleri...
Benzer bir karar da Kaş Asliye Ceza Mahkemesi'nden çıktı. Facebook hesabından Ümitcan Uygun’la ilgili bir paylaşımı tekrar eden bir yurttaşla ilgili davada da Kaş Asliye Ceza Mahkemesi “sanığın söz konusu eylemi yani paylaşımı haksız bir fiile tepki olarak yaptığının vicdani kanısı” ile ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti..
Avukat Hazal Işık, şunları söyledi: "Paylaşımda esas vurgulanan kadına karşı şiddet ve cinayet eylemleri gerçekleştiren kişilerin şahsiyeti değil, ülkemizde kadınlara karşı artan şiddet ve cinayetlerin yeterince cezalandırılmadığı düşüncesidir. Biz de savunmamızda bunu dile getirdik. Ayrıca bu kişinin bine yakın hakaret dosyası ile yargı sistemini kendisine hizmet eden bir gelir kapısı haline getirmeyi hedeflediğini belirttik. Mahkeme, ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Ümitcan Uygun tarafından itiraz edildiği için şu an istinaf aşamasında kararın kesinleşmedi. Ancak her halükarda yerel mahkemenin bu kararı benzer davalarda örnek teşkil edecek kararların arasına girdi diyebiliriz."
Kararları nasıl okuyabiliriz?
AİHM içtihatları konusunda uzman hukukçu avukat Oya Aydın ise mahkemelerden çıkan farklı kararları şöyle yorumladı:
“Genellikle bir kadın cinayetine kadına yönelik şiddete karşı verilen tepkilerde çok ağır hakaret olmadıkça, çok ağır suçlayıcı ibareler olmadığı sürece toplumda yaygın kullanılan "terbiyesiz", "şerefsiz" ve benzeri gibi asıl amacı olayın ne kadar kötü olduğunu göstermek olan ve fail olduğunu düşündüğü kişiyi kınamak olan sosyal medya mesajlarının sınırlanması, bu kişilere ifade özgürlüğünü ihlal edecek şekilde ceza verilmesi demokratik toplum düzeninde zorunlu olmadığı gibi ölçülü bir araç olarak da görülemez.
Aslında epeydir tartışıla gelen bir mesele yeniden gündeme getirilmelidir. Bu da hakaretin 'suç olmaktan' çıkarılması. Elbette, 'hukuk düzeni hakareti korusun' demiyoruz. Hukuk düzeni, hakarete karşı başka yaptırımlar öngörebilir. Pek çok ülkede hakaret, ceza kanunlarından çıkarılmış hukuk davaları yoluyla korunan bir mekanizma ile çözümlenmektedir.
Örneğini verdiğiniz bu kadın cinayetine yönelik tepkilerle ilgili dosyalarda söz konusu cezaların az önce anlattığım kriterler çerçevesinde doğru verilmediğini düşünüyorum. Çünkü evet, Türk Ceza Kanunu 125’inci madde düzenler. hakaret suçu bir kişinin toplumdaki saygınlığını korumayı amaçlar. Ancak devamında 129. maddede özel bir haksız tahrik hali düzenlenmiştir. Bu maddeye göre kişileri gerçekten üzen, ciddi elem, keder yaratan haksız bir fiile tepki olarak yapılan hakaretlerde mahkemeler, cezaları indirebilecekleri gibi tamamen cezasız da bırakabilirler."