Angara’da Anayasso ellerinden öpiy Hasso

Hadi yaptınız diyelim. Torpille memur ve de hâkim olunan bir sistemde anayasa adilane bir iş görür mü? Torpille yani hukuksuzlukla gelen aynı hukuksuzlukla gönderilebileceğini bilmez mi? Bilir tabi bunun için güç kimdeyse onun dediği olur...

KEMAL VURALDOĞAN


“….Angara'da: Anayasso

Ellerinden öpiy Hasso

Yap bize de iltimaso,

Bu işin mümkini yoh mi hoooyyy Babooovvv?”

diyerekten kitabın ortasından yazmıştı şiirini Şemsi Belli…

Biz kitap kapandı zannederken reisi cumhur ya da Amerikan usulüyle ifade edersek başkan “Yeni anayasa daima gündemimizin ilk sıralarında” demesin mi!

“Sanki memlekette anayasa ve kanunlar uygulanıyor da yenisini yapıyorsunuz!” diyerekten haykırarak öne çıktım. İçimden haykırdım tabi, benden başka duyan olmamıştır inşallah.

Yeni başlayanlar için memleketin hukuk sistemini anlatmadan yeni anayasa tartışmasına girmemek lazım. Adımız istemezükçüye çıkar ki yazılışı da okunuşu da bir şeye benzemiyor gördüğünüz gibi.

Türkiye’de bazı anayasal ilkeler hiç uygulanmaz. Sosyal devleti, laik devleti ve hatta demokratik devleti koydunsa bul. Anayasada bulursun tabi, yiğitsen sokakta, hastanede, okulda, mahkemede, cezaevinde, miting meydanında bul!

Türkiye’de bazı anayasal ilkeler ise adamına göre uygulanır. Şerefsiz, alçak, düzenbaz diyerekten sağa sola ayar çeken kişi bir iktidar mensubu ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını jet hızıyla ithal eder ve ifade özgürlüğü diyerekten takipsizlik kararı verir. Alçakça diyen kişi bir muhalif ise gün kendi hukukumuzu ihraç etme günüdür der ve hemen hapis istemiyle dava açar aynı savcılık…

Sormazlar mı adama elindeki anayasayı uyguladın da yenisi mi kaldı diye.

Hadi bunu soran olmadı yaptıklarına bakan da mı olmaz…

Yeni diye adil diye dava sayısı azalacak diye anayasayı değiştirip Kamu Denetçiliği Kurumu getirmediniz mi? Sonra ne yaptınız? Tarafsız olması gereken ombudsman dahil olmak üzere kamu denetçilerinin yarısını Ak Partide milletvekilliği yapanlar arasından seçtiniz.

Kamu Görevlileri Etik Kurulunu kurdunuz, etik kuruluna atadıklarınızla Bekri Mustafa fıkralarını aratmadınız…

Biraz da yapmadıklarınıza bakalım mı? Torpil düzenini kaldıracaktınız hani? Bizzat başkan, seçimlerden sonra “…kamuya işe alımlarda mülakatı kaldırarak, gençlerin sınavlardaki başarı sıralamasına göre alım yapacaklarını…” söz vermedi mi? Söz verdiğiyle kaldı sonra…

Torpil düzeni, otomobil ehliyeti olana sırf torpili var diye otobüs, tır, kamyon kullandırtmaktır. Kaza yapması kaçınılmazdır. Kör talihin takdirine göre kaza maddi hasarlı da olabilir, otobüsteki tüm yolcuların canına mal olacak faciaya da dönüşebilir. Torpilli memur, hâkim veya siyasetçide de böyledir. İşini bilmediği için malınızdan da olabilirsiniz, canınızda da. İmar affı kanunları hem malımızdan hem canımızdan etmiştir mesela…

Torpil düzeni demişken bu defa biz kitabın ortasından konuşalım. Anayasa, kanun yapmak da uygulamak da ehliyet işidir, liyakat işidir, bilgi işidir. Etrafınızda adil ve namuslu bir anayasayı yapacak ve de uygulayacak kaç kişi kaldı?

Hadi yaptınız diyelim. Torpille memur ve de hâkim olunan bir sistemde anayasa adilane bir iş görür mü? Torpille yani hukuksuzlukla gelen aynı hukuksuzlukla gönderilebileceğini bilmez mi? Bilir tabi bunun için güç kimdeyse onun dediği olur...

Bize yeni anayasa, yeni kanun değil uzunca bir süreliğine mevcut anayasayı, kanunları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında adil ve namuslu bir biçimde yorumlayacak memurlar, hâkimler ve de savcılarla onların arkasında duracak demokratik siyaset lazım.

Bize okuduğunu anlayan, topluma hizmet aşkıyla yanan liyakatli ehliyetli ve de bilgili memurlar, hâkimler, savcılar lazım…

Bize gerçek bir demokratik, sosyal ve laik devlet, bu ilkeler için iktidarı kaybetme pahasına mücadele edecek siyasetçiler lazım.

Bunlar için anayasa değişikliğine gerek yok…

Bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük olan torpil düzenini kaldırmak için dahi adım atmayanların yeni anayasaları kendilerinin olsun…

Unutamadıklarım

Kemal Tahir’in Karılar Koğuşu romanındaki kahramanına söylettiği, ancak gerçek müellifini bilemediğimiz “Kanunu bildin mi? BÜYÜK sineklerin delip geçtiği, KÜÇÜK sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağı…” özdeyişi.

Not: Anayasso şiirinin bestelenmiş halini Selda Bağcan’dan dinlemek için

Köşe Yazıları Haberleri