Soru şehirde hayata karışanlara: En son ne zaman elinde Milliyet, Yeni Şafak ya da Akşam tutan birisini gördünüz? Ya da minik bir araştırma yapmanızı önereyim: Sigara, su ve şans oyunu dışında hâlâ gazete satmayı sürdüren bir “gazete bayii” bulabilirseniz lütfen sorun, hangi gazeteden kaç tane satıyor, en son ne zaman adı geçenlerden bir nüsha satmış?
Gazete isimlerini rastgele vermedim, en dikkat çekicileri bulduklarımı sıraladım. Bu üç gazete istikrarla çok uzun süredir neredeyse günlük 100 bin civarında satışa sahip. Daha doğrusu tiraj raporları böyle söylüyor ve Basın İlân Kurumu da (BİK) kime ne kadar resmî ilan verileceğini bu tirajlara göre belirliyor.
Gerçekten bu gazeteler bu kadar satıyor ve milyonlarca liralık resmî ilanı hak ediyor mu? Yoksa acaba kurgusal satış sayılarıyla mı karşı karşıyayız? Basın İlan Kurumu yetkilileri bu konuda kendilerine verilen denetim görevini yerine getiriyor mu? (Raporlara 50 bin bandında satan gazeteler için baksanız da sorular anlamını yitirmiyor olacak.)
Belediye elden gidince kapanan gazeteler
Bu soruların meşruluğu sadece metroda kimin ne gazete okuduğuna dair gözlemden ibaret de değil. Yakın geçmişteki birkaç olayı hatırlayalım: 2019’da İstanbul Belediyesi’nin AKP’den CHP’ye geçmesinden birkaç ay sonra Star ve Güneş gazeteleri kapandı. Bu tarihten önceki tiraj raporlarına baktığınızda her iki gazetenin de yıllardır istikrarla 100 binin az üstünde sattığını göreceksiniz. 2019’un koşullarında 100 bin satan bir gazetenin ekonomik nedenlerle kapatılmasının makul bir yanı olabilir mi? Daha düz soralım: 100 bin satan bir gazete niye kapansın ya da Star ve Güneş kapandıklarında gerçekten 100 bin satıyorlar mıydı?
2018’e gidip meseleye başka açıdan bakalım. 2016 yılında kurulan Karar gazetesi 50 bin bandının az üstünde çok istikrarlı bir biçimde gidiyordu. Ama bir noktada Karar genel yayın yönetmeni gazeteye yönelik baskılardan ve (özel) ilan ambargosundan şikâyet eden açıklamalar yapmaya başladı. Bu açıklamaların üzerinden sadece bir hafta sonra (tam olarak 20 Kasım 2018’de) gazetenin tirajı bir günde 40 bin azalıp 12 bine düştü, hâlâ da o civarda. 50 bin satan gazetenin satışı bir günde nasıl 40 bin düşer? Yoksa Karar iktidarın hedefine oturmadan önce 50 bin satmıyor muydu?
Bunlar normal mi yoksa, Milliyet-Akşam-Yeni Şafak üçlüsünün “sadık” 300 bin okurunun nerede olduğuna dair kuşkularımızı besleyen olgular mı?
Muhalif gazetelere keyfi cezalar
Gazetelerin ilan edilen satış sayılarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı kamusal bir mesele. Hem kamu kaynaklarının kullanılmasıyla hem de basın özgürlüğüyle doğrudan bağlantılı bir konu bu.
BİK’in görevi de bu kapsamda: Kurumun kendi ifadesiyle, resmi ilanların adil bir şekilde gazetelere dağıtılması amacıyla fikir ve içerik farkı gözetmeksizin aracılık hizmetini yürütmek.
Ne var ki BİK, zamanı geldiğinde faaliyetini AKP iktidarının menfaatlerine hasretmeye karar verdi. Ardından da bu doğrultuda basın ahlak esaslarına aykırı yayınlar yapıldığı gerekçesiyle muhalif gazetelere keyfi cezalar yağdırmaya başladı.
2015’ten itibaren Cumhuriyet, Birgün, Sözcü ve Evrensel gazeteleri yaptıkları ayrı ayrı başvurularla bu keyfi kararları Anayasa Mahkemesi’ne taşıdılar. AYM dosyaları birleştirip inceledi ve geçtiğimiz ay, BİK’in bu cezalar için dayandığı kuralların “yasa niteliği taşımadığı”na hükmetti. AYM çoğunluk görüşüne göre, BİK’in dayandığı kurallar öngörülemez oldukları ve keyfi sonuçlara yol açtığı için “kanunilik ölçütü”nü karşılamıyor. Mahkeme bu nedenle ihlal kararıyla birlikte mevzuatı düzeltmesi için Meclis’i göreve çağırdı. (Bu özgürlükçü karara muhalif kalan, BİK’in dilediği gibi ceza yağdırmasında bir beis görmeyen AYM yargıçlarının muhalefet şerhleri hukuk tarihimiz açısından ayrıca ele alınmayı hak ediyor.)
Bu karar üzerine BİK bir açıklama yaparak AYM’nin işaret ettiği düzenleme yapılmadan basın ahlâk esaslarına dair başvuruları gündeme almayacağını, yani artık bu nedenle başka ceza vermeyeceğini ilan etti.
AYM’den, AİHM’den dönecek ama ne zaman?
Son yıllardaki performansı karşısında BİK’ten beklenmeyecek düzgünlükte, şaşırtan bir açıklamaydı bu. Ama BİK’in fabrika ayarlarına dönmesi çok sürmedi. 2019’da Evrensel’in resmî ilanlarını durdurma kararı alan BİK, AYM kararının hemen ardından (22 Ağustos) bu kez Evrensel gazetesinin ilan verme hakkını yitirdiğine karar verdi. BİK’e göre Evrensel’in satışlarının birkaç yüz tanesi topluca satın alındığı için geçerli değil ve bu nedenle de resmî ilan için gerekli asgari satış adedi olan 4 bini karşılamıyor. (Karara ilişkin ayrıntılı bilgi Evrensel’in açıklamasında mevcut.)
BİK’in Evrensel’le ilgili kararının, AKP’nin kendisini eleştiren medyaya yönelik topyekûn saldırısının bir parçası olduğu açık. BİK’in yaptığının hukuk dışı olduğunun bir yargı kararına bağlanması ise muhtemelen bir kez daha bir AYM, belki AİHM kararı ile olacak. Ama tabii kim bilir ne zaman?
Fakat BİK’in bir kamu kurumu olarak eşitlik ilkesini çiğneyerek izlediği yolu sadece muhalif gazetelere yönelik keyfi ve hukuk dışı kararlar bağlamında almak eksik olacaktır. İktidar yanlısı gazetelerin kuşku duymamız gereken 100 binlik satışlarını ve bu konuda denetim görevine sahip BİK’i sorgulamadan meselenin boyutunu kavramak zor. Evrensel’in sattığı birkaç yüz gazetenin her biri tek tek sayılacak ve birkaç gazetenin topluca satın alınması kural ihlali sayılacak ama AKP’nin yayın organlarının görünmez okurlara -nasıl bir mucize ki- yıllarca yüz bin küsur satmayı başarması BİK’in hiç ilgisini çekmeyecek...
Evrensel’e yönelik karar gösteriyor ki BİK seçimlere kadar görevini kötüye kullanmaya devam edecek. Umalım ki seçimlerden sonra, Türkiye bu 50 bini, 100 bini mucizevi biçimde istikrarla koruyan gazeteler bu işi kimlerin göz yummasıyla ya da ortaklığıyla yapmışlar, bunu öğrenebileceğimiz bir düzen kurmayı başarır. O zaman yaşanan kamu zararını sorumlularından tahsil etmek çok da zor olmayacaktır.
Son söz bu hukuksuzluklardan bıkan ama yapacak somut bir şey bulamayanlara: Bağımsız gazeteciliği destekleyerek, örneğin Evrensel’e abone olarak işe başlayabiliriz.
NOT: Tiraj raporları arasında zevkli bir gezinti yapmak isteyenler buraya tıklayabilir.