Bolivya’da darbe davasında eski başkana 10 yıl hapis cezası

Morales’i Meksika’ya kaçmak zorunda bırakan askeri müdahale sonrası yönetime gelen Bolivya sağı gerek sol eylemcilere gerekse yerli aktivistlere yönelik saldırılar sonrasında ülkedeki kutuplaşmayı daha da derinleştirmiş görünüyor.

Bolivya eski başkanı Jeanine Áñez, 2019 Bolivya Darbesi’ndeki rolünden dolayı 10 Haziran 2022 tarihinde 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Görev süresini uzatmak isteyen Evo Morales’in darbe sonucu başkanlıktan alınması sonrasında başkanlığa getirilen Áñez başkanlık yeminini etmeye elinde İncil ile çıkmasıyla tepki çekmişti. Eldeki İncil’in yönetimin yerli halklardan tekrar Avrupa kökenli beyazlara geçtiğine işaret ettiğini söylemek yanlış olmaz.

Bolivya sağının önde gelen siyasetçilerinden, 2020’de başkan adayı olan ve 2021’den bu yana Santa Cruz valiliği yapan Luis Fernando Camacho da İncil ile başkanlık sarayına girdiğinde yerli halkların Pachamama kültünü kastederek “Pachamama asla saraya dönmeyecek” ve “Bolivya İsa’ya aittir” cümlelerini kurmuştu. Bolivya’nın zengin iş insanlarından olan Camacho, zenginliğini ailesine borçlu. 43 yaşındaki Camacho önümüzdeki yıllarda Bolivya sağının lideri olarak çok sayıda habere konu olacaktır. Bu yazıda Áñez hükümetine odaklanacağım. Devam etmeden önce Camacho’nun paramiliter faaliyetlerde bulunan faşist Santa Cruz Gençlik Birliği (Unión Juvenil Cruceñista) örgütünün eski başkan yardımcısı olduğunu da belirteyim.

ÁÑEZ’İN BAŞKANLIĞI

Evo Morales’in darbenin ardından Meksika’ya sığınması üzerine normal koşullarda başkanlık görevini başkan yardımcısı Álvaro García Linera’nın üstlenmesi gerekirdi fakat García Linera da Morales ile birlikte istifa ederek Meksika’ya sığınmak zorunda kalmıştı. Bu durumda başkanlığı üstlenmesi gereken Senato başkanı Adriana Salvatierra da Meksika Büyükelçiliği’ne sığınmak durumunda kalmıştı. Yasal olarak başkanlığı üstlenme görevi Salvatierra’dan sonra Temsilciler Meclisi başkanı Víctor Borda’ya geçiyordu fakat Borda’nın evine saldıran aşırı sağcı gruplar Borda’nın kardeşini rehin almıştı. Borda, kardeşinin serbest bırakılması karşılığında istifa etmeyi kabul etti. Böylelikle Bolivya’da başkanlığı yasal olarak üstlenebilecek kimse kalmamıştı. Başkanlığını ilan eden Áñez’in kurduğu hükümetin kıtanın en etkili aktörlerinden olan Meksika ve Arjantin hükümetler tarafından tanınmamış olması da bu meşruiyet sorunuyla ilişkili. Hem Meksika’da hem de Arjantin’de merkez sol hükümetlerin yönetimde olduğunu da belirteyim.

Morales, Bolivya’nın ilk yerli başkanıydı. Yerlilerin Aymara yeni yılı kutlamalarını “satanizm” olarak nitelendiren Áñez, 2013 yılında şehirlerin yerliler için olmadığını söyleyerek yerli vatandaşları şehirleri terk etmeye çağırmıştı. Áñez’in başkanlığa geçmeden önce, Morales’e yönelik ırkçı Twitter paylaşımları da olmuştu. Çoğu Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi Bolivya’da da sınıf ayrımcılığı doğrudan ırksal hiyerarşiyle ilişkili. Ezilen sınıfların önemli bir kısmını yerli halkların ve siyahların oluşturduğu, üst sınıfların ise büyük ölçüde Avrupalı veya Asyalı göçmenlerin torunlarından oluştuğu kıtada Bolivya’da bu durumun istisnası değil.

2020 SEÇİMLERİ

Áñez hükümetinin yeni seçimleri 3 Mayıs 2020 tarihinde düzenlemesi gerekiyordu fakat COVID-19 pandemisi gerekçesiyle seçimler 6 Eylül 2020’ye ertelenmişti. Sonrasından seçimler tekrar 18 Ekim 2020’ye ertelendi. Bolivya solu seçimlerin tekrar tekrar ertelenmesinin pandemiden çok bütün anketlerde Morales’in sol partisi MAS’ın (Sosyalizme Doğru Hareket) adayı Luis Arce’nin birinci sırada görünmesine bağladı. Yönetime el koyduktan sonra seçimlere katılmayacağını açıklayan Áñez fikir değiştirerek başkan adaylığını açıkladıysa da anketlerde üçüncü veya dördüncü sırada yer aldığı için 18 Eylül 2020’de liberal aday Carlos Mesa lehine adaylıktan çekildi.

Seçim sonucunda solun adayı Luis Arce yüzde 55,10 oranında oy alarak Bolivya’nın yeni başkanı oldu. Liberal Carlos Mesa yüzde 28,83 oranında oy alırken köktendinci faşist Luis Fernando Camacho yüzde 14 oranında kaldı. Bir diğer köktendinci aday olan, Evanjelik din adamı Chi Hyun Chung ise yüde 1,55 oranında oyla dördüncü oldu. Bu sonuçlarla Bolivya başkanlığı tekrar MAS partisine geçti. Yasama organı seçimlerinde de MAS büyük başarı gösterdi. 130 Temsilciler Meclisi üyesinin 75’i, 36 Senato üyesininse 21’i MAS adayları arasından seçildi.

ÁÑEZ’İN TUTUKLANMASI

Áñez, seçimden yaklaşık beş ay sonra darbedeki rolü nedeniyle tutuklandı. Kendisiyle birlikte bazı eski bakanlar ve generaller de benzer suçlamalarla gözaltına alındı. Gözaltına alınmamak için ABD’ye kaçan Arturo Murillo da kara para aklama ve rüşvet suçlarından dolayı ABD’de tutuklandı. Áñez hükümeti döneminde Morales destekçilerinin eylemlerine gerçek mermi kullanarak müdahale eden güvenlik güçleri çok sayıda Morales destekçisini öldürmüştü. Bu yüzden yetkililer yalnızca darbeden dolayı değil bu katliamlardan dolayı da yargılanmaktaydı.

Áñez, darbe suçlamalarına karşı kendini asla gerçekten iktidar olmadığını ve hükümetinin bir geçiş hükümeti olduğunu söyleyerek savunmuştu. Yine de General Williams Kaliman Romero ve eski emniyet genel müdürü Yuri Calderón ile birlikte darbeden dolayı 10’ar sene hapis cezası alan üç kişiden biri olmaktan kurtulamadı. Darbeyle ilişkilendirilen diğer subaylar da 2 ile 4 yıl arasında değişen hapis cezaları aldılar. Áñez’in uluslararası mahkemelerde kararı iptal ettirmenin yollarını arayacağı biliniyor.

Her ne kadar Evo Morales seçimlerden sonra Bolivya’ya dönmüş olsa da Bolivya solunun yeni liderinin mevcut başkan Luis Arce olduğunu söyleyebiliriz. Morales’in son dönemde hükümete yönelik çeşitli eleştirilerini bu durumdan doğan rahatsızlığın işaretleri olarak görmek mümkün. Yine de, uluslararası medyanın bir kısmının iddia ettiği türden bir Arce-Morales krizinin, en azından bir sonraki seçimlerin yapılacağı 2025 yılına dek, pek olası olmadığını belirtmek gerekiyor.

BİTİRİRKEN

Morales’i Meksika’ya kaçmak zorunda bırakan askeri müdahale sonrası yönetime gelen Bolivya sağı gerek sol eylemcilere gerekse yerli aktivistlere yönelik saldırılar sonrasında ülkedeki kutuplaşmayı daha da derinleştirmiş görünüyor. Irkçılık ve Hristiyan köktendincilikle ilişkilendirilen Bolivya sağının önemlice bir süre yerli halklardan destek görmeyeceğini öngörmek mümkün. Saraya İncil ile girmek, yerli sembollerini ateşe vermek, yerli siyasetçilere ve aktivistlere yönelik linç ve aşağılama girişimleri gibi olaylar Bolivya’nın yerli halklarına Morales öncesi dönemde gördükleri ikinci sınıf vatandaş muamelesini hatırlatmış olsa gerek. Bu koşullar altında Arce’nin arkasında ciddi bir halk desteği olduğundan söz edebiliriz. Áñez’e verilen cezayı da bununla ilişkilendirerek okumak gerekiyor. Bolivya solunun çıkaracağı başkan adaylarının önümüzdeki dönemde yapılacak seçimlerin favorisi olacağı şimdiden söylenebilir. Bu durum MAS’ın hükümetten indirilmesini sağlamanın en olası yolunun bir başka askeri darbe olabileceğini düşündürüyor. Áñez’in aldığı hapis cezası sağcı siyasetçileri darbeci generallerle ve polis müdürleriyle işbirliğine girmekten caydırmaya yönelik bir mesaj olarak görülebilir. Bu mesajın etkili olup olmayacağını şimdiden söyleyebilmekse biraz güç.

Bir film önerisi: Latin Amerika’da yerli halklar ve siyahlarla, kendini Avrupalı olarak gören beyazlar arasındaki gerilimi ilginç bir kurgu çerçevesinde anlatan 2019 tarihli Brezilya yapımı Bacurau’yu konuyla ilgilenenlere öneriyorum.

Köşe Yazıları Haberleri