Yeni yılla birlikte piyasada kartlar yeniden karılıyor. Gözde yatırım araçları gözden düşme sinyali verirken baskılanmış ya da ürkütülmüş piyasalarda beklentilerin etkisiyle hareketlenme yaşanıyor.
Yüksek enflasyona karşı parasının değerini korumak isteyenlerin borsaya akını devam ediyor. Ancak iktidarın açıklamaları ve reklamlar yoluyla teşvik edilen borsa geçen yıl rekor düzeyde getiri sağladıktan sonra bu yıla hayal kırıklığıyla başladı. Ocak başından itibaren türbülansa giren ve bazı günler yüzde 7'yi aşan oranlarda düşüş yaşayan Borsa İstanbul'da hisse senetlerinin piyasa değeri 12 günde 700 milyar lira eridi.
Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetlerinin değeri 31 Aralık 2022 tarihinde 6 trilyon 200 milyar lirayla rekor kırmıştı. Ancak 12 Ocak 2023 tarihi itibariyle piyasa değeri 5 trilyon 500 milyar liraya geriledi.
BİST 100 endeksi de geçen yılı 5509 puandan kapadıktan sonra 13 Ocak akşamı 4984 puana çekildi.
Yabancıların aralıksız satışı devam ediyor. 6 Ocak'la biten haftada 352 milyon dolarlık hisse daha sattılar. Buna rağmen borsaya yönelen yerli yatırımcıların sayısı hız kesmiyor.
Son 1 yılda 1 milyon 620 bin yeni yatırımcının geldiği Borsa İstanbul'da yatırımcı sayısı yıl sonunda 3 milyon 790 bindi. 12 Ocak 2023 tarihi itibariyle 3 milyon 980 bine ulaştı.
Borsaya girenlerin sayısı artıyor
Son 12 günde 190 bin kişinin daha borsaya katıldığı anlaşılıyor. İki günlük hafta sonu tatili düşüldüğünde 9 iş gününde 190 bin kişi, yani günde ortalama 21 bin kişi hisse senedi satın almış.
Ancak yatırımcı sayısı -halka arzların da etkisiyle- hızla yükselirken hisse senetlerinin değerindeki sert düşüşün özellikle küçük yatırımcıları paniğe sevk edip arayışa ittiği gözleniyor.
Her türlü yönlendirmeye rağmen bu yıl, Borsa İstanbul'dan 2022'deki gibi yüzde 196'ya ulaşan kar performansına benzer beklentiler içerisine girmek gerçekçi değil.
Peki son 1 yılda, bazı hisselerde yüzde 500'ü aşan getirilerinin cazibesine kapılarak girdiği borsada elindeki parasını kaybetmeye başlayan küçük yatırımcılar bundan sonra ne yapacak?
Ya hükümetin "seçime kadar daha fazla düşüşe izin vermeyeceği" varsayımına dayanarak beklemeye devam edecek, ya da borsadan çektiği parayla dövize veya yeniden yükseliş trendine giren kriptolara yönelecek.
Çıkış kaçınılmaz olabilir
Aslında borsayı besleyen para bu kanallardan gelmişti. Kripto piyasasındaki çöküşlerin yanı sıra dövizin uzun süre baskı altında tutulması, faizin düşük getiri sağlaması, KKM'nin performansındaki gerileme borsayı tek seçenek haline getirmişti. Ancak sarsıntı devam ederse hisse senetlerinden çıkış kaçınılmaz hale gelebilir.
Nitekim bu eğilimin ipuçları piyasaya yansımaya başladı.
Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduat hesaplarındaki satış tersine döndü. 6 Ocak'la biten haftada yerli yatırımcıların döviz hesapları 2.7 milyar dolarlık artışla 194.7 milyar dolara ulaştı. Öyle anlaşılıyor ki, dövizi satıp borsaya gidenler, borsanın kolay para kazanılan bir yer olmaktan çıkmaya başladığını özellikle son 1 haftada görmüş oldu.
Merkez Bankası anketi de 12 ay sonra döviz kuru beklentisinin 22.77 liradan 23.43 liraya yükseldiğini ortaya koydu. Üstelik 12 ay sonra enflasyon beklentisi yüzde 34.92'den yüzde 30.44'e düştüğü halde. Anket açıkça şunu söylüyor: Enflasyon düşse bile vatandaş uzun süre baskılanan dövizin artacağına inanıyor.
Bu noktada dolar endeksinin düşüş eğiliminde olduğunu hatırlatmakta yarar var. ABD'de enflasyon düşmeye devam ederse, faiz artış hızı geriler ve bu sürecin sonunda dolar dünya piyasalarında değer kaybına uğrayabilir. Ancak yüksek cari açık ve negatif rezerv nedeniyle Türkiye'nin hikayesi dünyadan başka. Bu olumsuz tablo seçimlerden sonra dövize olan talebi tetikleyebilir ve kur atak yapabilir.
Öte yandan dövizin sabitlenmesi nedeniyle Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından çıkış devam ediyor. 6 Ocakla biten haftada 45 milyar liralık çıkış gerçekleşti. Ekim sonunda 1,5 trilyon liraya ulaşan KKM 6 Ocak itibariyle 1 trilyon 370 milyar liraya geriledi. KKM'deki azalmaya karşın döviz mevduatındaki artışın ayrıca sorgulanması gerekir.
ABD'de büyük borsaların iflası ve yeni düzenleme beklentileri nedeniyle uzun süredir 15-16 bin dolar seviyesinde takılan Bitcoin'in 20 bin doları geçmesi hareketlenme sinyali olarak görülebilir. Kripto paralar riskli olmasına rağmen Türkiye'deki yatırımcıların yüksek ilgisi nedeniyle yeniden alternatif oluşturma potansiyeline sahip.
Özetle, borsaya yığılan paranın serseri mayın gibi piyasaya dağılmasını engellemek için yeni adresler oluşturulmalı. Faiz artışı ya da kurların üzerindeki baskıyı kısmen azaltmak gerekebilir. Sadece borsayla devam edilemez. Çünkü riskleri bilmeden hisse senedi alan küçük yatırımcılar borsadaki kurtların oyuncağı haline gelmeye başladı. İç ya da dış politikanın da etkisiyle yaşanabilecek büyük bir türbülans hükümetin "borsa üzerinden servet dağıtma" planını tersine çevirebilir...