MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Borsada yabancılar sattı, yerliler alıp kazandı. Borsa İstanbul yabancı olmadan da ayakta kalabilen yaygın bir yatırım seçeneği haline gelmeye başladı.
Hisse senetlerine yönelik talep, yeni halka açılan şirketlerin etkisiyle sürekli artıyor. Evet, halka arzdan hisse almak için yalancı hesaplar açılıyor, ama genelde yatırımcı sayısında artış var. Rakamlar Türkiye'de borsanın da tıpkı döviz, faiz, altın gibi ilgi görmeye başladığını gösteriyor.
Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, 9 Haziran gün sonu itibariyle yatırımcı sayısı 4 milyon 680 bine ulaştı. Yıl sonunda bu sayı 4 milyondu. Beş ayda 680 binlik artış var.
Hisse senetlerinin toplam değeri geçen yılı 6 trilyon 200 milyar lirayla zirveye ulaşıp kapatmıştı. Nisan ayı sonunda 5 trilyon 270 milyar liraya kadar geriledi. Cuma günü kapanış itibariyle hisselerin piyasa değeri 6 trilyon 360 milyar liraya yükseldi. Büyük rallinin yaşandığı geçen yılın da üzerine çıkan bu rakam tüm zamanların en yüksek değerini ifade ediyor.
Tabii hisselerin toplam değerindeki artışta borsadaki yükselişin yanı sıra yeni şirketlerin halka arz yoluyla devreye girmesi de önemli bir etken...
Borsa riskli bir yatırım aracı. Getirisi gibi kaybı da yüksek olabiliyor. Nitekim bu yılın başında hisse alanlar, 5 ay boyunca hiçbir kazanç elde etmediği gibi, yüzde 15 civarında da kayba uğradılar.
Ancak...
Borsanın sihri sabır...
Satmayıp bekleyenler, ikinci tur seçiminden sonra gerçekleşen mini ralliden faydalandı. Geçen yılı 5509'la rekor kırarak kapatan BİST 100 endeksi seçimlerden önce 4400 puana kadar gerilemişti. Seçimin ardından soluksuz bir yükselişe geçti ve 9 Haziran gününü 5626 puandan kapattı. Yılbaşından bu yana gerçekleşen tüm kayıplar giderildiği gibi artıya geçildi.
Yabancıların sattığı hisseleri alan yerliler bu yükselişten yüzde 20 civarında kazançlı çıktı. Bazı büyük hisselerde son 11 günlük kazancın yüzde 30'ları aştığı görülüyor.
Yine de birçok hissede bu yıl görülen en yüksek değerlere henüz ulaşılmış değil.
Borsa İstanbul'da 2017 yılına kadar yüzde 60'ların üzerinde seyreden ve bir ara yüzde 66.64'e kadar yükselen yabancı oranı 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 28'e kadar geriledi. Seçimlerin ilk turundan önce yüzde 30'a çıkan yabancı payı, ilk turdan sonuç çıkmayınca yüzde 27 ile tarihi dip seviyesine düştü. Cuma günü yabancı takas seviyesi 27.84 seviyesiyle yine diplerdeydi.
Yabancılar hala satmaya devam ediyor, ancak satış hızı düşmeye başladı. Önceki hafta 379 milyon dolarlık hisse satan yabancıların satışı geçen hafta 52 milyon dolara geriledi.
Burada bir gerçeği vurgulamak lazım: Yabancı satıyor diye borsa artık düşmüyor. Çünkü borsanın kontrolü yerlilere geçti...
Eğer Mehmet Şimşek'in uygulayacağı yeni ekonomi politikaları "piyasa dostu" olursa, yabancılar döndüğünde yerlilerin elinden daha yüksek fiyatla hisse almak durumunda kalabilir.
Peki yabancı gelir mi?
Borsa İstanbul, kritik eşik olan 5400'ü ve ardından 5600'ü aştı. Hızlı yükseldiği için geri dönüp boşlukları doldurmaya çalışmaz ve bu seviyede tutunabilirse önü açık. Aksi halde tekrar aşağı salabilir ve 4900'lerdeki destek noktasına doğru yönelebilir.
Ancak...
Aracı kurum temsilcileri umutlu. BİST 100'ün orta vadede 7 binin üzerine çıkacağını dillendirmeye başladılar.
Ayrıca...
Çok önemli bir ayrıntı var.
Londra ile uzun süredir kapalı olan swap kanalının Mehmet Şimşek'in girişimiyle açılabileceğine dikkat çekiliyor. O zaman sıcak para girişi borsayı daha yukarı taşıyabilir.
Öte yandan...
Borsa için yakın gelecekte görünen en büyük risk, Merkez Bankası'nın 22 Haziran'da yapacağı faiz artırımı.
Eğer Para Politikası Kurulu şu anda gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan yüzde 8.5'luk politika faizini bir anda yüzde 25-30 gibi rakamlara çıkarırsa, o zaman borsadan çıkış, faize yöneliş olur.
Sadece borsadan değil, dövizden de faize kayma olacaktır. Çünkü doların 24-25 lira civarında durulması bekleniyor. Bu gerçekleşirse, daha fazla kazanç elde etme imkanı kalmadığı ve faizin cazibesi arttığı için dolar mevduatından ve Kur Korumalı Mevduat hesaplarından faize geçiş olabilir.
Kur Korumalı Mevduat hesabı giderek büyüyen hacmiyle 2,5 trilyonluk devasa bir bomba gibi finans piyasasının ortasında duruyor. Geçen hafta 2 trilyon 533 milyar liraya çıkan, bir başka ifadeyle 122 milyar dolara ulaşan KKM hesaplarının kademeli bir şekilde tasfiye edilmesi gerekiyor.
Eğer...
Faiz, cazibe yaratacak şekilde yükselirse döviz de düşeceği için KKM'de beklentiler azalır ve çıkış başlar.
Borsa, KKM hesaplarındakiler için ikinci bir alternatif olarak görünüyor. İktidar da borsaya yönelişi örtülü biçimde "Borsa reklamları" ile teşvik ediyor.
KKM'ye alternatifler oluşturulması ekonominin sağlığı için önemli!
Peki politika faizi bir anda yüzde 25-30 bandına değil, yüzde 8.5'tan yüzde 15-16'ya çıkarılır, daha sonra kademeli olarak yükseltilirse ne olur?
Kademeli artış kararı borsaya yönelik olumsuzluğu minimum seviyeye düşürür. KKM hesaplarında yine çözülme olur.
Doların "doğal yollarla" geri çekilme sinyalleri vermesi, KKM hesaplarının faizden daha az gelir sağlamasına yol açacağı için hem faize, hem borsaya yöneliş olur.
Borsa neden yükseliyor?
Bu sorunun yanıtı basit. Tuvalet kağıdından soğana, patatese kadar her şeyin fiyatı artarken devasa şirket hisselerinin yerinde sayması beklenemez.
Kaldı ki, bu hafta yaşanan "mini devalüasyon" şirketlerin döviz cinsinden değerini düşürdü. Bu değerlerin güncelleme ihtiyacı da hisselere olumlu yansıyor.
Ayrıca seçim dönemi bitti, belirsizlik ortadan kalktı. Borsa güvenli ortamı sever.
Özetle...
Ekonomide öngörülemeyen krizler çıkmaz, Mehmet Şimşek'in hazırlayacağı ekonomi programı başarılı olursa yabancılar da tekrar dönecek ve borsa çok daha yukarılara çıkacaktır.
Doğalgaz ve petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'nin enerji faturasını azaltıyor. Turizm gelirleri de öngörüldüğü gibi artarsa, kur krizi hafifleyebilir.
Yeter ki piyasa ile zıtlaşma olmasın ve "rasyonel politika" hayata geçirilsin...