Sedat Peker’in Basın Danışmanı Emre Olur, Arnavutluk’tan Türkiye’ye getirildiğinden beri konuşulan tek konu emniyet ve savcılık ifadesinde söyledikleri.
Peker, Mayıs 2021’den beri hem yayımladığı videolarda hem de sosyal medya hesaplarından onlarca suçu ve suçluyu ifşa etti, belgelerinin elinde olduğunu söyledi, kimi belgeleri yayınladı.
Türkiye kamuoyu o günden beri bu iddiaları konuştu. Kimi iddialar siyasi partilerce yargıya taşındı. Bizzat Saray’daki iki danışman görevden alındı. Cinayetler, uyuşturucu ve silah ticareti, kaçakçılık, mala çökmeler, yolsuzluklar…. Neler neler yoktu ki bu iddialar arasında.
Gelin görün ki Sedat Peker Suç Örgütü’ne üye olmakla suçlanan Emre Olur’a sorulan soruların ana kaynağını “gazeteciler” oluşturdu.
Hangi gazeteciler Emre Olur’la konuşmuş, ne konuşmuş; hangi gazeteciler Sedat Peker ile görüşmüş.
Ortalıkta gazetecilerin isimleri dolaşıyor.
Elbette ne yapılmaya çalışıldığını biliyoruz; Türkiye gerginlik boyutunun her geçen gün arttığı seçim ortamında ilerlerken konuşmaya, yazmaya çalışan gazetecilere gözdağı vermek.
Ancak Olur’un emniyet ifadesinde yer alan bir detay ortaya çıktı. Gazeteci Barış Pehlivan’ın dile getirdiği o detaya göre Olur ifadesinde, “Ben Ankara Emniyeti Siber Suçlarla Mücadele Biriminde bir dönem çalıştım” diyor.
Pehlivan’dan öğreniyoruz ki Olur’un emniyet sorgusunda bu konuda kendisine herhangi bir soru yöneltilmiyor.
Elbette sorsalar Emre Olur anlatırdı. Daha önce kaç kez anlattı üstelik.
16 Mayıs 2021. Sedat Peker “Her Günahın Bir İntikam Meleği Olur” adını verdiği 5. videosunu yayınlıyor. O videoda şunları söylüyor:
"Emre Olur var, Beyaz TV’de çıkıyordu, bana gelip giderdi, nasıl bir tezgah kurduğunuzu anlattı bana. Ben sağlamcı adamım, bizde kayıt kuyut sağlam olur. Bu Kerim Çoraklık var, İYİ Parti sosyal medya direktörüydü. Emre Olur’u siz Beyaz TV’ye çıkarıp, teknik böyle çok şey biliyorlar, bu bu şeylerden 'FETÖ’cüdür' diye adamı nasıl paketleyip kaç senedir ceza yatırtınız. Bana anlattı, namusluysa sorana da anlatırlar."
Devamını bir kaç ay sonra Emre Olur getiriyor. Hem Peker’in ifşaatlarının ardından yazılan Duvar adlı kitapta hem de gazeteci Murat Ağırel ile youtube üzerinden yaptığı söyleşide.
“Evet çeşitli kumpaslara karıştım. Bu tür işler yaptım. Canlı yayınlar öncesi Ankara'ya giderdim. Kulislerde ne var toplardım. Benim işlerim emniyet kulisleri ağırlıklıydı. Bir akşam siber şubede otururken bizi yine milliyetçe söylemlerle gaza getirdiler. Doldur boşalt yaptılar.“
Siber Suçlar Dairesindeki yeni görevlilerle müdürüyle tanıştırıldığını, o müdürün de kendilerine “Bu vatana sizin gibi nice gençler gerekiyor. Tecrübelerinizle yazılım bilginizle devlete faydanız olması gerekiyor“ diye gazete getiren konuşmalar yaptığını anlatıyor Olur.
Sonrasında şubedeki dört polis ve bir sivil memurla sohbet ederken ertesi akşam Beyaz Tv’de gündeme getirmesi için bir dosya verdiklerini söylüyor.
Dosya konusu Kerim Çoraklık. “Bunu yaparsan devlet sana minnettar olacak“ diyerek Emre Olur’dan Çoraklık’ı “Fetö’cü ilan etmesini“ ve savcıları göreve çağırmasını istiyorlar.
Nitekim bu yayından sonra Çoraklık’a operasyon yapılıyor. Suçsuz yere içeriye atılıyor.
Ama asıl hedefin Meral Akşener olduğunu söylüyor Olur:
“Kerim Çoraklık üzerinden asıl hedef Meral Akşener’di. Çoraklık üzerinden İYİ Parti’ye oradan da Meral Akşener’e yürümek istiyorlardı. Bunu da yaptılar. Başarıyla yaptık.“
Peki bun yaptıranlar kimin talimatıyla hareket ediyordu. Olur, talimatı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun verdiğini söylüyordu:
“Mesela Siber Daire’de ‘sivil memur’ olamazdı. Ancak Soylu ile başladı alımlar. Oradaki ‘sivil memur’ topluluğunun hepsi Soylu’nun trolleriydi. Görevli tüm polis birimlerinin ekranlarını kullanıyordu. Yetkilendirildiler. Kimi isterlerse onların emniyet kayıtlarına ve bilgilerine erişebilirlerdi. Bu trollerin hepsini isim isim biliyorum. Aktif Twitter kullanıcısı görünüyorlar ama aynı zamanda Siber Daire’de ‘sivil memur’ bunlar. Hepsi Soylu’ya yakın kişiler, dostları, ahbaplarıydı ama İçişleri Bakanlığı kadrosuna ‘sivil memur’ olarak alındılar.
Siber suçlara o dönemde 50-100 memur alındı. Yazılımcı, sosyal medya uzmanı, trol her türden kişi var. İktidar içinde her kanadın trol ekibi var. Trol camiasında hangi hesabı kim kullanıyor biliyorum. Minimum 4-5 bin TL maaş ödeniyor. Paraları doğrudan ilgilisi ya da işi veren ödemez. Bir aracı olur. Onlar verir maaşları.”
Peker’in ilk ifşasının ardından Kerim Çoraklık, sosyal medya hesabından dava açacağını duyurmuştu. Gelin görün ki Çoraklık’ın suç duyurusu ilk ifşadan neredeyse bir buçuk yıl sonra tam da Emre Olur Türkiye’ye getirilmek üzereyken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca dikkate alındı. Başsavcılık, Asayiş Şube’den Emre Olur’un bulunup ifadesinin alınmasını istedi.
Savcılık bu olayın ucunun Süleyman Soylu’ya çıkacağını bilmiyor olamaz. Emre Olur daha önce çok açık biçimde Çoraklık’a kumpas emrinin kimin tarafından verildiğini söylemişti:
"Ben yargılanmak istiyorum ama benim tek bir şartım var. Bu kumpası ben tek başıma kurmadım. Bu tezgahı ben tek başıma hazırlamadım. Burada Başkomiser K.var, polis memurları var. Benim tek bir şartım var. Biz hep beraber yargılanacağız."
Ve özellikle daha önce olmamasına rağmen Süleyman Soylu’nun döneminde Daire Başkanlığı’na sivil memur alımları olduğunu vurguluyordu.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, bir kaç gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.
Tam da bu konuyla ilgiliydi soru önergesi.
Bakan, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın olumsuz görüşüne rağmen Süleyman Soylu'nun talimatıyla 496 "sivil siber suçlarla mücadele uzmanı"nın daimi kadroya geçirildiğini söylüyordu. Soylu’nun kendisi için “hafiyelik“ yapacak, siyasal çalışmalar yürütecek bir kadro oluşturduğuna dikkat çekiyordu.
Erdoğan’ın uzun süredir Soylu’dan kurtulmak istediği, AKP içindeki kimi çevrelerin Soylu’dan rahatsız olduğu biliniyor.
Peki Emre Olur, Çoraklık soruşturması için vereceği ifadede bunları söylemeyecek mi?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu kumpas davasının Süleyman Soylu’ya uzanacağını bilmiyor olabilir mi?
Emre Olur’u hem Soylu’dan kurtulmak için hem de seçim sürecinde gazetecileri susturmak için kullanıyor olmasınlar.