KEMAL VURALDOĞAN
Hem sakallı hem de cübbeli tabi ki de erkek olan aman ha erkek erkeğe tokalaşmayın başınıza iş almayın der demez Twitter ahalisi başlıyor sövmeye.
Twitter ahalisi söverken birileri de başlıyor saymaya, 10.000,00 TL tazminat şuradan, 10.000,00 TL avukat ücreti buradan 5.000,00 TL de dosya masrafı dedik mi , ohh ohh 25.000,00 TL.
Diğeri geri kalır mı? “Ananın apış arasına kadar senin yolun var” diyor elleriyle yolu göstererek….
Yolu görenler başlıyor sövmeye. Onlar söverken birilerinin avukatları da başlıyor saymaya, 10.000,00 TL tazminat şuradan, 10.000,00 TL avukat ücreti buradan, 5.000,00 TL de dosya masrafı dedik mi ohh ohh 25.000,00 TL.
Önümüz Kurban Bayramı malum. Misafirliğe gittiğimizde soracağız mecburen, “Yav sizin oğlan vardı, gazetelerde, televizyonda görüyorum, paranın gözüne gözüne vurdu diyorlar, bu işlerde o kadar para var mı, ne yapıyor?”
“Ne yapsın amcası, Pazartesi günleri Facebook’ta, Salı günleri Twitter’da, Çarşamba günleri de Youtube’da kendine sövdürüyor. Ama nasıl güzel sövdürüyor. Perşembe ve Cuma günleri de işte avukat görüşmesi, arabuluculuk, savcılık şikayeti, karakol ifadesi derken mahallede apartman aldı kendine. Engel olmasak hafta sonları da apartman önünde oturup kiracılara sövdürecek. Sadece sövseler sorun yok da döverler diye korkuyoruz.” cevabını aldığımda artık 3-5 bin liralık da ben söverim, söverim ama içimden.
Sövme sektörü kadar olmasa da her yönüyle büyüyen taciz sektörümüz de ekonomiye can veriyor… Bir tarafta nefes alsın yeter diyerek neredeyse uçana, kaçana hallenenler, diğer tarafta kıvrımlı pozlarıyla sazan avına çıkanlar… Kıvrımlı bir fotoğrafa hallenmenin piyasası da 10-25 bin lira, artık ne koparırlarsa…
Yavrum ben bize sövmeyin demiyorum, sövün ama içinizden sövün. Dışınızdan dalganızı geçin geçin. Paranıza acımıyorum, siz böyle sövdükçe ben de kendime sövdüreyim, benim kendine sövdüren beylerden, paşalardan neyim eksik diyenler eksik olmuyor… İnternet yüzünden ölen kimi meslekler yeniden yükseliyor, utanmasalar üniversitesini açacaklar…
Savcının biri geçenlerde, "hem kendine sövdürüyorsun, hem de şerefim onurum diyorsun, yemezler" diye takipsizlik kararı verince bu kendine sövdürenleri bir telaş almış, birleşelim dernek, sendika falan kuralım demişler…
“Öz Hakiki Yedi Ceddine Sövdürenleri Koruma ve Yaşatma Derneği” de kurulur yakında. Genel kurulda kendilerine sövdürüp birbirlerini söğüşlemezlerse şuradan şuraya gitmek nasip olmasın.
Devletimiz halkımız sövüyor, rahatlıyor, sövülenler de emeğinin karşılığını alıyor diyorsa emir demiri keser, bize söz söylemek düşmez. O vakit bu işin tarifesini Resmi Gazetede ilan etsin, kime kaç paraya nerede küfredeceğimizi bilelim.
Biz küfredelim, devlet vergisini alsın, küfrü yiyen de zengin olsun. İçinden küfretmeyi bilmeyenlere müstahak….