Çöpler’i neden açamazlar? Çünkü altında kalırlar! (1)

Türkiye sömürge madenciliğinin merkezi haline getirilmek isteniyor. İmzalar atılmış ve harekete geçilmiş durumda. Onları durdurabilecek tek güç halkın gücü.

13 Şubat 2024 tarihinde yaşanan facianın görüntüleri hala belleklerde taze... İçinde binlerce tonluk siyanür solüsyonu barındıran 20 milyon tondan fazla liç yığını, 9 işçiyi yutarak bir dere gibi akmıştı...

Dünyanın belki de “en yüksek” ve “en yamuğu” olarak tarihe geçecek olan bu liç sahası, doğu ve batı yönlerinde değil de kuzeye doğru aksaydı (ki bu olasılık halen masada) bugün facianın da ötesinde bir olayı konuşuyor olacaktık.

Çöpler köyünde yaşayan vatandaşlarımız dahil, en az 1500 insanımızı kaybedecek, binlerce ton siyanür, sülfürik asit, nitrik asit gibi dünyanın en tehlikeli ve zehirli kimyasalları Fırat nehrine karışacaktı. Çünkü çöken liç sahasının kuzeyinde madenin tank liçi sahası, yönetim ofisleri ve depoları bulunuyor. Halen de orada duruyor. Ne demek istediğimi açacağım ama önce vurgulamak istediğim bir iki nokta var:

Facia sonrası Çöpler

Yargılanması gereken ve insan arasına çıkamayacak kişiler bugün birisi bakanlık yapıyor, diğeri “PR” yani “Halkla İlişkiler” çalışmaları yürütüyor... Murat Kurum ve Cengiz Yalçın Demirci’den söz ediyorum...

Türkiye çok sancılı bir dönemden geçiyor... Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor, seçilmiş belediye başkanları azılı bir suçlu gibi evinden apar topar derdest edilip hapse tıkılıyor...

Kazdağları’nda yine katliam başladı

Ancak bu şok ortamı ve kaos içinde Türkiye’nin yağma-talan düzeni tıkır tıkır işliyor... İnanılmaz yerler için inanılmaz ihaleler yapılıyor... İvrindi’de Türkmen Dağı çevresindeki vatandaşların tarlaları, “acele kamulaştırma” kararıyla bir özel şirkete devrediliyor. Arhavi’de ondan fazla köyün içinde yer aldığı bir arazi bir başka holdinge veriliyor. Eskişehir’in Alpagut-Atalan bölgesinde mikro kilima özelliğine sahip, ortasından Sakarya ırmağı akan, narenciye bahçeleriyle ve ormanlarıyla ünlü bölgesini bile vahşi madenciliğe açabiliyorlar... Kazdağları’nda 2019 yılında yaşanan Alamos Gold faciasından 5 yıl sonra şimdi de Cengiz Holding faciası yaşanıyor... Halilağa Bakır ve Altın Madeni için Kazdağları ekosisteminde yüz binlerce ağacın kesimine başlandı...

Kazdağları’nda orman kesimi

Türkiye sömürge madenciliğinin merkezi haline getirilmek isteniyor. Sözler verilmiş, imzalar atılmış ve harekete geçilmiş durumda. Onları durdurabilecek tek güç halkın gücü. Vatandaşlarımız, köylülerimiz anayasal haklarını kullanarak harekete geçerlerse (ki birçok yerde geçtiler) bu yağma-talan düzenini durdurabilirler.

O kadar arsızlar ve o kadar gözleri dönmüş ki 13 Şubat 2024 tarihinde Türkiye’nin en büyük maden facialarından birisinin yaşandığı Erzincan-İliç’deki Çöpler Altın Madeni’ni bile yeniden açmak için hazırlık yapıyorlar. Bu amaçla kamuoyu oluşturmak için gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle sohbet toplantıları yapıp, gazetecileri İliç’e götürüyorlar.

“En iyisiyiz”

Kanada-ABD ortaklı SSR Mining’in yüzde 80, Çalık Grubu’nun yüzde 20 pay sahibi olduğu ANAGOLD şirketinin Türkiye Müdürü Cengiz Yalçın Demirci, “Bizim bir suçumuz yok, biz bu alanda en iyisiyiz” diye açıklamalar yapabiliyor.

9 işçinin yaşamını yitirdiği Çöpler Faciasını soruşturan İliç Cumhuriyet Başsavcılığı’na ODTÜ, Cerrahpaşa ve İTÜ hocalarından oluşan bir heyet tarafından 24 Mayıs 2024 tarihinde sunulan bilirkişi raporuna göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve ANAGOLD Türkiye Müdürü Cengiz Yalçın Demirci “asli kusurlu” bulunmuştu.

Yani uzman hocalar incelemiş, araştırmış ve facianın sorumluları arasında Murat Kurum’u ve Yalçın Demirci’yi de göstermişti. Normal demokratik bir ülkede olması gereken derhal bu insanların görevden el çektirilmesi ve yargılanmasıdır. Büyük bir facia ve 9 insanın canı var ortada. Olması gereken bu ama olan ise şu: Hiçbir bakanlıktan hiçbir yetkili istifa etmediği gibi kazanın asli kusurlusu olarak görülen Murat Kurum yeniden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na atandı. (İstanbul hezimetinden sonra) Cengiz Yalçın Demirci ise kısa bir tutukluluk döneminin ardından işinin başına döndü ve PR çalışmalarına bile başlamış bulunuyor. Kimse sorumluluğu üzerine almıyor... ANAGOLD’un Operasyon Direktörü Kenan Özdemir felaket yaşandığında ABD’deydi, o da dönmedi.

Asli kusurlu ANAGOLD Türkiye Müdürü Cengiz Yalçın Demirci

Şimdi Cengiz Yalçın Demirci, özetle gazetecilere kendilerinin bir suçu olmadığını, her şeyi yapılması gerektiği gibi yaptıklarını ama bir facianın yaşandığını söylüyor. Demirci konuşmaları sırasında yanından avukatını ayırmıyor. Çöpler Faciasını araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na da avukatıyla gelmiş ve daha çok avukatı konuşmuştu. Gazetecilerle sohbetinde de aynı şey yaşanmış.

Meclis’te hedef tahtasına madenin jeoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender’i koymuşlardı. İki cümlede bir Kalender de Kalender diyorlardı. Radar verilerini yanlış okumuş, onları uyarmamış ve bu facia yaşanmıştı. Böyle söylüyorlardı. Yalçın Demirci ve ekibi son günlerde yaptıkları PR çalışmalarında ise bu kez hedef tahtasına ABD’li GRE (Global Resource Engineering) dizayn firmasını koymuşlar.

Bütün suç GRE’nin

GRE firması hatalı bir dizayn yapmış ve onlar da bunun kurbanı olmuşlar. Bütün suç GRE firmasının!

Boeing 737 Max’ler de dizayn hatasından düşmüş... Şimdi bu uçakları aldı diye THY suçlanabilir miymiş! Böyle demiş Yalçın Demirci... Yani kendilerini THY’na, Çöpler siyanürlü altın madenini de Boeing 737 Max’lere benzetiyor... Bir liç yığını sahasını bir uçağa benzetmek! Bu nasıl bir hayal gücü!

İliç Cumhuriyet Başsavcılığı iki bilirkişi raporu hazırlattı, ikisinde de ANAGOLD yönetimine yönelik ağır eleştiriler ve suçlamalar vardı... “Asli kusurlu” Yalçın Demirci’ye göre ise bilirkişi raporları yanlış yazılmış. Çöken liç yığınlarını kaldırmışlar ve artık yeniden üretime hazırlarmış. Çevredeki derelerden, yer altı sularından ve topraktan alınan numunelerin hepsi temizmiş!

Gazeteciler Çöpler’de

Demirci daha önce yazılı olarak açıkladıkları, madenin yığın liç sahasını artık kullanmayacaklarını ise gazetecilere bir kez daha tekrarlamış. Yani çöken yığın liçi sahasını kapatıp, tank liçine devam edeceklermiş... Artık sadece sülfit proses tesisi yani tank liçi tesisi çalışacakmış... Sanırsın ki Ege’de beş yıldızlı bir tatil köyünü tarif ediyor...

Ortalıklarda nasıl dolaşıyorsunuz

Ne kadar masum ve ne kadar başarılı olduklarını anlatınca ve üstelik sanki hiçbir şey olmamış gibi davranınca, gazeteci arkadaşlar bile dayanamamışlar: Siz hem asli kusurlu olarak görülüyorsunuz, hem de nasıl böyle elinizi kolunuzu sallayarak ortalıklarda dolaşabiliyorsunuz diye sormuşlar tabi haklı olarak...

Mahkemeler bağımsızmış ve işlerine karışamazlarmış... Türkiye’de işleyen bir hukuk sistemi varmış...

Açılmak için işaret bekliyorlarmış ve 20 gün içinde altın üretimine yeniden başlayabilirlermiş...

Saha dört adet jeoradar ile 7 gün 24 saat izlenecek ve acil anons sistemiyle desteklenmiş... Yani 9 insan ölmeden ve 13 Şubat faciası yaşanmadan önce yapılması gerekenleri yapmışlar ve çalışmaya hazırlarmış!

Peki bu nasıl olacak?

Madenin 7 Ekim 2021 tarihinde Murat Kurum tarafından onaylanan ÇED raporu, Ağustos 2024’de Erzincan İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Yani madenin Anayasası olarak görülen ÇED’i yok. Son ÇED iptal edildiği için önceki ÇED’ler de boşa düşmüş durumda. Yani sen eski ÇED’leri kullanarak orada bir taşı bile kıramazsın, bir gram siyanür bile kullanamazsın... Ayrıca Çevre izin lisans belgesi iptal edilmiş ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve MAPEG tarafından üretim faaliyetleri durdurulmuş bir yer orası.

Şimdi gelelim Demirci’nin “Türkiye’de ilk ve tek sülfit tesisi” dediği Çöpler’deki tank liçi sistemine...

Demirci “Cevherleşme şeklinden ve cevher içindeki tenörden dolayı, yüksek teknolojili ve kapalı bir sistem olan sülfit tesisi ile devam edilecek” diyor. Evet Çöpler’de şu anda “refrakter cevher” de denilen sülfürlü cevherler yoğun olarak kullanılıyor. Peki Cengiz Yalçın Demirci’nin bu kadar kolay ifade edebildiği “refrakter cevherler” ya da “sülfürlü cevherler” ne anlama geliyor?

Yarın:

En tehlikelisi sülfürlü cevherler ve Çöpler neden açılamaz?

Köşe Yazıları Haberleri