Davutoğlu anadilde eğitim hakkını savunuyor mu?

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun “anadilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımı” sözünden anadilde eğitim hakkını sağlama vaadinde bulunduğu sonucu çıkmaz.

Gelecek Partisi Genel Başbakanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Diyarbakır’da düzenlediği "Geleceğimizin İnşası Toplantıları; Kürt Meselesi” konulu toplantıda, Kürt sorununun çözümüne ilişkin 10 maddelik plandan bahsetti. Seçim yaklaşırken, Kürtlerin oyunın değeri artıyor malum. Bu yüzden ileri vaatlerde bulunduğu izlenimi veren 10 madde sıraladı Davutoğlu. Bunlar arasında, Kürt sorununun çözümünde kilit meselelerden biri olan anadilde eğitim hakkına dair madde belki de en önemlisi.

***

Davutoğlu, Gelecek Partisi'ni kurarken de Kürt oylarının önemini es geçmemişti. Kuruluş günlerinde de anadil meselesine dair önemli mesajlar vermişti. Önce onları hatırlayalım.

9 Ağustos 2020'de Gelecek Partisi'nin Diyarbakır kongresinde şöyle dedi:

“... çözüm, kimliklere dayalı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıyla, Kürtlerin demokratik vatandaşlık temelinde, bu ülkenin eşit vatandaşları olma inancının pekiştirmesiyle sağlanabilir. Anadilde eğitimin geliştirmesiyle bu inancın tahkim edileceğini inanıyoruz....”

22 Ağustos 2020 günü de Van kongresinde benzeri şeyler söyledi:

“... tüm demokratik ve kalkınmış̧ ülkelerde olduğu gibi anadilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımının, vatandaşlarımızın bu vatana duydukları aidiyet bilincini güçlendireceğine, toplumsal barış̧ ve dayanışmamızı tahkim edeceğine inanıyoruz...”

***

Şimdi bir de Davutoğlu'nun en son (11 Haziran 2022) Diyarbakır'da bu konuda ne dediğine bakalım:

“Anadilin öğretilmesi, eğitimde ve sosyal hayatta kullanılması en temel ve doğal insan hakkıdır. Kimse anadilini seçemeyeceği gibi kimse da başkasının anadiline yasak getiremez. Ortak resmi dilimiz olan Türkçenin yanı sıra herkes kendi anadilini öğrenme ve bireysel ve toplumsal yaşamda kullanma hakkına sahiptir. Bu temel ilke çerçevesinde, devlet gerekli düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür. Bu bağlamda, ülkenin asli dillerinden olan Kürtçeye yabancı veya bilinmeyen dil muamelesi yapılması kabul edilemez. Resmi dilimiz Türkçe olmakla birlikte Kürtçenin kamusal hizmet alanlarında kullanılması Kürt vatandaşlarımızın aidiyet bilincini güçlendirilmesi bağlamında ayrıştırıcı değil birleştirici bir etki yapacaktır. Kamusal alanda, devletin ve yerel yönetimlerin sunduğu tüm hizmetlerde Kürtçenin de kullanılmasının önündeki ideolojik ve yasal engellerin kaldırılması şarttır.”

***

Bu üç açıklama Davutoğlu'nun meseleye bakışını özetliyor. Üçü de birbiriyle uyumlu. Özetle anadil konusundaki vaadi şöyle: Kürtçenin eğitimde. sosyal hayatta, kamusal hizmette kullanılabilmesi.

Bunları anadilde eğitim vaadi olarak kabul edenler olabilir. Öyle olup olmadığını anlamak için önce 'anadilde eğitim hakkı'nın ne olduğundan kısaca bahsedelim. Anadilde eğitim hakkı bir insan hakkıdır. Yani bu hakkın tanınmaması, yasaklanması, engellenmesi, kısıtlanması bir insan hakları ihlalidir. Bu konuda çok sayıda uluslararası sözleşmeden bahsedilebilir. AGİT'in bu konudaki raporundaki şu tespitlerle yetinelim burada:
“Ulusal bir azınlığa mensup bir kişinin temel bir insan hakkı olan kendi dilini kullanma hakkı, doğal olarak kendi dilini bilme ehliyetine bağlıdır. Hague Tavsiyelerinde belirtildiği gibi, ‘ulusal azınlıklara mensup kişilerin kültürel kimliklerini sürdürme hakları ancak eğitim sürecinde kendi anadillerini tam olarak öğrenmeleri halinde gerçekleşmiş sayılır. Dilin sözel boyutu aile içinde aktarılabilse de yazılı ve edebi boyutları ancak eğitim kurumlarında öğretilmek yolu ile bireylere intikal eder.”

***

Türkiye'de ise Anayasanın 42. maddesinde, "Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir." denmektedir.

Yani bir insan hakkı olan anadilde eğitim hakkının tesis edilebilmesi için bu konuda anayasal/yasal güvencelere ihtiyaç var. Davutoğlu'nun ve tabii bu konuda vaatlerde bulunan diğer siyasetçilerin, bu güvencelerin nasıl sağlanacağını açık bir dille izah etmesi, söz vermesi gerekiyor.

Ezcümle, “anadilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımı” sözünden anadilde eğitim hakkını sağlama vaadi çıkmaz. Eğitim Kürtçe verilip verilemeyeceği, Kürtçenin eğitimde nasıl yer alacağı belirsiz. Eğer kast ettiği üniversitelerde Kürt Dili bölümlerinin açılması, seçmeli ders olabilmesi ise zaten aslında 'resmi' olarak mevcut. Bu kısıtlı uygulamaların ömrü hayli kısa oldu ve devlet bu kendi ketirdiği imkanları da işlevsiz hale getirebildi. Çünkü bir insan hakkının yerine gelmesi sadece dolaylı mevzuatlarla güvencesiz imkanlar tanımak değil, yerine getirilmesinin zorunlu kabul edilmesiyle sağlanabilir. Davutoğlu'nun dile getirdiklerinde, AKP'nin bugüne kadarki hikayesinden farklı bir şey görünmüyor.

***

Bu vaatler kötü değil elbette ama anadilde eğitim için söz verdiğini sanmak yanılmak olacaktır. Davutoğlu'nun ve diğer siyasetçilerin bu konuda açık bir dil kullanmaması, siyasilerin Kürtlerin oyunu olabilmek için kullandıkları bilindik söylemleri yineledikleri anlamına geliyor.

Hiç mümkün görünmese de bir an Davutoğlu'nun iktidara geldiğini varsaysak, anadilde eğitimle ilgili zaten 'Çözüm Süreci'nde atılmış bazı adımların uygulanmasına ilişkin düzenlemelerle yetinebilir. Böylece söylediklerini inkar etmiş de olmaz.

Gelecek ile DEVA birçok konuda olduğu gibi anadilde eğitim, Kürt sorununa çözüm konusunda da benziyor. DEVA, anadilde eğimi hakkı vaat ediyor mu? Bir sonraki yazıda da buna bakalım.

Köşe Yazıları Haberleri