Faizler enflasyon beklentisi ile uyumlu hale geldi de hangi enflasyon?

Dokuz ayda ihtiyaç kredisi faizleri %105, konut kredisi faizleri %138, ticari kredi faizleri % 345 arttı. Mevduat faizleri %55’i geçti. Enflasyonla bir “link” kurma gayreti var da TÜİK enflasyonuyla tabi… Öncesindeki faiz uygulamalarının iki sonucu oldu: Erdoğan’ın Nas’ı kriz çıkarttı. Nebati’nin faiz politikası devasa servet transferine yol açtı. Bir hesaba göre bu transferin boyutu 350 miyar doların üzerinde olabilir.

Dokuz ayda ihtiyaç kredisi faizleri %114, konut kredisi faizleri %140, ticari kredi faizleri % 367, arttı. Mevduat faizleri %64’ü geçti. Enflasyonla bir “link” kurma gayreti var da TÜİK enflasyonuyla tabi… Öncesindeki faiz uygulamalarının iki sonucu oldu: Erdoğan’ın Nas’ı kriz çıkarttı. Nebati’nin faiz politikası devasa servet transferine yol açtı. Bir hesaba göre bu transferin boyutu 350 miyar doların üzerinde olabilir.

***

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ekonomi yönetiminin başına geldikten sonra en başta politika faizinin artırılması ve diğer önlemlerle birçok gösterge, faizler hareketlendi.

Bir kere şunu not edelim. 2023 Haziran itibariyle enflasyon yüzde 38,2’ydi. Mart 2024 itibariyle 68,5’e geldi.

Bu dönemde Merkez Bankası, politika faizi yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye getirildi.


MB verilerine göre ihtiyaç kredisi faizleri yüzde 100’den fazla arttı. Şu sıralar ortalaması yüzde 86 gözüküyor. Taşıt kredisi faizlerinde yüzde 31,4, konut kredisi faizlerinde yüzde 140,5’lik artış oldu. Ticari kredi faizleri, Nebati’nin servet – kaynak transferi operasyonu sonucu 2 Haziran itibariyle yüzde 14,2 seviyesinde baskılanmıştı. Bu durum değiştikten sonra 9 ayda yüzde 367 artarak yüzde 66’yı geçti.

Mevduat ve kredi faizlerinin, MB politika faizinin enflasyonla bağlantısını önce Nas politikası, ardından da Nebati’nin sermaye kesimine tasarruf – servet transferi operasyonu tepetaklak etmişti.

Bilinir, faiz, kabaca, paranın kirasıdır. Nasıl ki evinizi kiraya verirken enflasyonu gözetirsiniz, paranızı kiraya verirken de enflasyonu gözetirsiniz. Kerteriz enflasyondur.

Tasarruf sahibi, parasını bankaya mevduat yaparken (eğer araya Nebati veya NAS girmemişse) vade sonu için enflasyon tahmininin birkaç puan üzerinde faiz bekler. Böylece parası satın alma gücünü korur, kayba uğramaz.

Banka; enflasyonun birkaç puan üzerinde faiz ödediği mevduatı, üzerine masrafını – maliyetini, onun da üzerine birkaç puan karını ekleyerek kredi olarak satar. Normal, istikrarlı şartlarda düzen böyle işler. Politika faizi, ekonomide yavaşlama ve hareketlendirme fonksiyonlarının yanı sıra aynı zamanda finansal istikrarı gözeterek saptanır ki enflasyonla mevduat – kredi faizleri linki doğru kurulsun. Finansal istikrar bunun için gerekli. Şimdi şimdi bu olsun isteniyor. 2024’te enflasyon kaç olacak? Vatandaş yüzde 50 enflasyon bekliyorsa, haliyle yüzde 50’nin üzerinde bir faiz beklentisi olması normaldir.

Şu sıralar TL mevduat faizleri yüzde 50’nin üzerine gelerek (29 Mart itibariyle 3 aylık TL mevduat faizi sektör ortalaması yüzde 64,3), bu alandaki link kopukluğunu aştı, aşıyor gibi gözüküyor. Kredi faizleri de mevduat faizlerinin üzerine geldi ki burada da link kuruldu, kuruluyor. Politika faizi, piyasanın 2024 enflasyon beklentisiyle paralel noktaya geldi.

Özeti, resmi rakamlara göre faizler mantıklı seviyelere gelmiş görünüyor.

Tek sorun şu: Acaba enflasyon doğru mu?

Çünkü bütün bu değerlendirmenin çıkarımları TÜİK enflasyon rakamına göre… Ya enflasyon TÜİK’in açıkladığından fazlaysa, yüksekse?

Mart enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK yüzde 68,5 dediği tüketici enflasyonuna, İTO İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi yüzde 78,25 diyor. ENAG yüzde 125 diyor! İTO rakamları da haziran gibi yüzde 80’in epeyce üstünü görecektir. Eğer ENAG enflasyonu doğruysa… 2024’ün sonunda enflasyonu yüzde 50’ye çekmek imkânsız. İTO rakamlarında çok zor.

Faiz seviyeleri yönünden bakınca da aynı tablo ortaya çıkıyor.

ENAG rakamlarında bakıldığında TL mevduat faizi yüzde 59 değil, 69 da 79 da olsa kaybettiriyor! Zaten o yüzden… Kâğıt üzerinde enflasyonun üzerinde faiz alan da alım gücü kaybı hissediyor.

Bu neye benziyor biliyor musunuz? Hani şu meşhur “memuru, çalışanı, emekliyi enflasyona ezdirmedik” lafı var ya… Kâğıt üzerinde bakarsanız evet, enflasyona göre, hatta bazen enflasyon üstü zam yapılmış. Peki ama bu sarsıcı alım gücü kaybı nerden geliyor?

Çünkü zamlar TÜİK’in enflasyonuna göre,

Ve TÜİK’in rakamları doğru değil.

Geçenlerde piyasa uzmanı İris Cibre yazdı bunu:

“TÜİK’in 2019'dan beri data ile oynadığının ispatı rakamlarda

2019=0 kabul edilirse

TÜFE yüzde 436,60

Gıda enflasyonu yüzde 545,17

Açlık sınırı yüzde 739,65

Asgari ücret artışı yüzde 741,68.

Asgari ücreti açlık sınırı kadar artırdılar

Çünkü biliyorlardı, aslında 5 yıllık fiyat artış hızı yüzde 740”

Cibre’nin verdiği rakamlar endeks rakamları.

2019’u eğer 0 kabul eder de sonraki yıllarda endeksin toplamda yüzde 740 arttığını varsayarsak… Son endeks değerinin 2.139 değil de 2.982 olması gerekir.

Özeti TÜİK rakamına bakarsak faiz – enflasyon linki kurulmuş gibi… Ama ENAG enflasyonuna bakarsak, kopukluk… Hem de derin kopukluk devam ediyor.

Güvenilir enflasyon rakamları elde etmeden hiçbir önlemin yerli yerinde olduğu iddia edilemez.

350 milyar dolar servet transferi

Sayfadaki tabloya bakınca iki faiz değerinin 9 ay gibi bir zamanda yüzde 488, yüzde 346 arttığını görüyoruz. Birincisi Erdoğan’ın Nas’ı yüzünden, ikincisi Nebati’nin tasarruf – servet transferi operasyonu yüzünden… Enflasyonun yüzde 85’i bulduğu bir süreçte, Erdoğan faizleri yüzde 8.5’e indirtti. Türkiye tarihinin en önemli krizlerden birinin tetikleyicisidir. Haliyle onu yüzde 488 gibi astronomik bir artış yapmadan enflasyon beklentileriyle uyumlu seviyelere çekmek mümkün olamazdı. Bunu yaptı Şimşek. Nebati’ye gelince… O da aynı süreçte, enflasyonun yüzde 85’i gördüğü süreçte şirketlere yüzde 13 – 14 faizle kredi verdirtti. Onu da şimdi yine enflasyonla, enflasyon beklentileriyle uyumlu seviyelere çekmek gerekti ve bu da ancak yüzde 350 – 400 artışla olabildi.

Nebati bunu niye yaptı, söyledim. Servet transferi için. Hacıyatmaz burjuvazinin boğazından akıttı küçük tasarrufçunun alın terini… Fakat acaba bu ne kadarlık bir transfere yolaçmıştır? Doğrusu bunu ben hesaplamaya girişmedim. İktisatçı Ali Çufadar’ın sosyal medyadaki bir paylaşımında gördüm. Onun hesabına bu servet transferi 350 milyar dolardan fazla. Ekonomi tarihimizin en korkunç işlerinden biridir ve tertibin iki aracı vardı: Birincisi, MB’nin 8.5 faizi, ikincisi de bundan en fazla 3 puan yüksek olabilir sınırı getirilen KKM!

Köşe Yazıları Haberleri