Gazete Duvar ve gazeteciliğin yavaş ölümü

Gazete Duvar’ın vedası, Türkiye’deki son gazetecilik vahalarının da sert rüzgârlarla silinip haber çölünün silik suretleri haline geldiği sürecin bir parçası.

Basın özgürlüğü salt gazetecilerin yürütmesi gereken bir mücadele gibi düşünülüyor. Oysa demokrasinin sağlıklı işlemesi için yurttaşların en önemli ihtiyaçlarından. Toplumun haber alma hakkı önünde sansür ve baskıdan sonraki en büyük engel, medya sisteminin çölleşmesi; yani koca koca kurumlarda çalışan gazetecilere aslında yapmadıkları haberler için para ödenmesi, nitelikli gazeteciliğin yerini sansasyon, yüzeysel ve kulaktan dolma bilgilerle yapılan analiz, üç-beş popüler ismin konuk edildiği klon yayınların ve tribünlere coşku vermeye yarayan amigo-gazeteciliğin alması.

Türkiye’de basın özgürlüğünün sınırları elbette başta iktidar tarafından çiziliyor. Çizginin ötesinde kalanların yolu karakol, cezaevi ya da zorunlu göçe çıkabiliyor. Buradaki kuruluşlar bir avuç isim dışında ne yatırımcı, ne büyük şirket reklamları ne de ışıltılı sponsorluklar bulabiliyor. İş insanları ve markalar korkuyor.

Dijitalleşmeyle birlikte habere ücret ödeme alışkanlığını yitiren okuyucu / izleyiciler de başkalarının fonladığı haberlerde kalite arıyor. Bu, kimi zaman birkaç senelik olanak sunan bir uluslararası sivil toplum kuruluşu, kimi zaman bir belediye ya da siyasi parti olabiliyor. Kimi kendi gündemini dayatıyor, kimi “hoşlandığı” projeleri fonluyor.

Tekno oligarklar basın özgürlüğünü korur mu?

İşte bu ortamda denize düşen yılana sarıldı. Ya da aslında başta sarıldıklarını sandıkları Yunus, bir yılana dönüştü. Telefon, bilgisayar ve akıllı telefonlarda internet erişimimizi web tarayıcısı ve arama motoruyla ele geçiren Google, habere erişim musluğunun da başına geçti. Artık kimse başka bir web tarayıcısından adresini yazıp habere erişmezken kendisi için kişiselleştirilen “keşfet” ve haberler sayfalarından haber takip alışkanlığı yerleşti.

Bu tabloda bağımsız eleştirel haber kuruluşları başta Google ve Meta, platformlardan akan reklam gelirine âdeta bağımlı hale geldi. Büyük holdinglerin medya kuruluşları geniş maddi olanaklarının bir bölümünü platformların desteklediği şekilde içerikler üretmeye ve sponsorlu içeriklerle görünürlük kazanmaya ayırabiliyordu. Onlardan haber alma güdüsüyle başta takibe girmiş milyonlarca kullanıcıyla sanal bir dijital sermayeleri de vardı. Oysa sıfırdan yola çıkan haber merkezleri için görünür olmak, “tık almak” yani okunmak, izlenmek ve algoritmalarla başa çıkabilmek güçtü. Bunun üzerine bir de sürekli algoritma değişiklikleri geldi.

Birçok eleştirel dijital mecranın okunma sayıları geçtiğimiz yılın sonlarında %40 ilâ %80 azaldı. Bu sadece Google reklamlarından alınan payın azalması anlamına gelmiyordu. Aynı zamanda Basın İlân Kurumu’ndan ilân alabilmek için gerekli kriterlerden biri olan günlük okuyucu sayısının da düşmesi anlamına geliyordu. Silikon Vadisi’nde yapılan düzenlemeler Türkiye’de medya sisteminin koşullarıyla ve ekonomik krizle birleşince tabuta çakılan son çivi olmuştu.

Gazete Duvar’ın önemi

2023 yılı yaz aylarında Türkiye’de yayın yapan alternatif haber siteleri üzerine bir akademik çalışma yürütmüştüm. Bu çalışmada Gazete Duvar o dönem için en çok özel haber yapan ve Türkiye’nin farklı köşelerinden insan öykülerini aktaran mecra olarak ön plana çıkıyordu. Türkiye’de bağımsız habercilikten anlaşılan cesur yorumculuk olsa da bu mecra ısrarla nitelikli görüş yazılarının yanı sıra muhabir haberciliğine yani gazeteciliğin özüne yer vererek diğer dijital doğumlu haber merkezlerinin büyük kısmından ayrışıyordu.

Herkesin YouTube’de kendi köşesine çekildiği, gazeteciliğin yorumculuk sanıldığı bir dönemde haberciliğin kendi gündemini yaratma odaklı kolektif bir emek gerektiren doğasına uygun işleyen ender yerlerdendi Gazete Duvar. İhale şampiyonu dev haber merkezleri sendikayı kapılarından sokmazken sendikalı çalışanlara sahipti. Şimdi sadece İstanbul haber merkezinde çalışanların değil, Ankara büro olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından haber geçen muhabirlerin işsiz kalacağı bir sürece girildi. Sektörden gelen haberler benzer ölçekteki ya da daha küçük başka haber merkezlerinin de ciddi ekonomik sorunlarla karşılaştığı yönünde.

Gazete Duvar’ın vedası, Türkiye’deki son gazetecilik vahalarının da sert rüzgârlarla silinip haber çölünün silik suretleri haline geldiği sürecin bir parçası. Haber çöllerinde iktidar seçkinlerinin yankılanan sesleri gündemi belirliyor. Medya gündelik kısır tartışmalardan sıyrılıp, gücü denetleme ve hesap sorma görevini yerine getiremiyor. Yurttaşlar haber alma haklarını yitiriyor.

Köşe Yazıları Haberleri