Gülşen’in hikayesi siyah/beyaz film gibi biraz

Gerçekten de, yurt dışı yasağı her ne kadar kâğıt üstünde geçici bir yargılama önlemi olarak tanımlansa da, özellikle ülke dışı bağlantılı yaşayan sanıklar için, daha baştan cezalandırma yöntemine dönüşebiliyor. Belki de davanın akıbeti açısından, Gülşen için çok karamsar olmamalı, hakkında verilen kararların gittikçe hafifleyen bir seyri var…

Şarkıcı Gülşen’in son dönemde yaşadıkları, Yeşilçam filmlerinde görülen fantastik olay örgülerini aratmaz hale geldi.

Filmin esas kızına araba çarpar kör olur, başka bir araba çarpar görmeye başlar…

Gülşen de ilk önce apar topar tutuklandı, olmadı ev hapsine çevrildi, o da olmadı yurt dışına çıkma yasağı ve haftalık imza atma zorunluluğu getirildi.

Diğer olası yaptırımlar arasında yok ama, bir dahaki sefere her gün 40 şınav çekme kararı verilse, neredeyse kimse şaşırmayacak.

Fakat, bu şaşırmama hali çok tehlikeli, toplumda mahkemelerin verdiği kararlara yönelik güvensizlik algısı, işte böyle böyle birikip istatistiklere diyagram oluyor.

Mahkeme, "Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme" suçundan yargılamaya karar verdiğine göre, yurt dışına çıkma yasağı ve haftalık imza atma kararları için de söyleyecek fazla söz kalmıyor.

Fakat, ilk başta verilen tutukluluk ve devamında verilen ev hapsi kararlarından dönülmüş olması, son verilen bu kararı da kuşkulu hale getirdi.

***

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın son adli yıl açılış töreninde söylediği gibi, hatalı bir karar üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değil, ama diğer taraftan da yargının da bu konuda çok masum olmadığını, herkes biliyor.

Evet, yurt dışına çıkış yasağı, ‘Türkçe sözlü hafif müzik’ tanımında olduğu gibi, tutuklama kararına alternatif olarak düzenlemiş, daha hafif bir tedbir kararı.

Mahkemeler tarafından, 1) Kuvvetli suç şüphesi 2) Delil karartma 3) Kaçma ihtimali, gibi durumlar söz konusu olduğunda verilebiliyor.

***

Siyah-beyaz dönemin filmlerinde, beklenmedik anda olumlu bir gelişme olur, seyirciler gülümser, sinemayı bir anda sevinç kaplar.

Gülşen için de iyi haber şöyle:

Eskiden, bu yurt dışına çıkış yasağının hangi süreyle sınırlı olduğuna ilişkin bir düzenleme yoktu.

Neyse ki, Ocak 2022’de yürürlüğe giren bir düzenleme ile, mahkemelere en geç dört aylık aralıklarla, yasağın devam edip etmeyeceğini yeniden gözden geçirme zorunluluğu getirildi.

***

Ne ki, hakkında son bir ayda peş peşe verilen mahkeme kararları düşünülürse, yaşanan şok ve sevinç dalgalanmalarından sonra Gülşen’ de, seyirciler de epeyce hırpalandı.

Ama filmimizde güzel şeylerde oluyor, ‘ baba hakim’ rolünü oynayan Hulusi Kentmen’in hafifçe gülümseyip, bıyıklarını burarak karar vermesi gibi, Anayasa Mahkemesi’nin de (AYM) yurt dışına çıkma yasağıyla ilgili olarak, ‘hak ihlali’ verdiği bir kararı var.

Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz

Bunlardan biri de, Barış İçin Akademisyenler’in "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildirisine imza attığı için mesleğinden ihraç edilen ve yargılandığı davada yurt dışına çıkış yasağı tedbiri konulan, Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz'ün başvurusuydu.

Akyüz başvurusunda, uygulanan yurt dışına çıkış kariyerini geliştirmesinin engellendiğini belirtmişti. Akyüz, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan ‘manevi varlığını geliştirme hakkı’ ile 20. maddesinde koruma altına alınan ‘özel hayatın korunması hakkı’nın ihlal edildiğini öne sürmüştü.

AYM başvurucuyu haklı buldu ve verdiği kararda “Akademisyen olan başvurucunun yurt dışına çıkışının yasaklanması nedeniyle seminer ve araştırma bursu gibi çeşitli mesleki faaliyetlerinden alıkonulması sonucu özel hayata saygı hakkına müdahalede bulunulduğu sonucuna varılmıştır” denildi.

AYM, ayrıca alt mahkemelere bir uyarıda da bulundu.

Kararda, adli kontrol kararlarının geçici uygulamalar olduğunun mahkemelerce unutulmaması gerektiğini vurgulanarak “Herhangi bir tedbirin süreklilik arz eder biçimde uygulanması mümkün değildir” İfadesi yer aldı.

Ayrıca, adli kontrol uygulamalarının uzamasının anayasal haklar üzerinde giderek ağırlaşan bir baskıya neden olacağı da vurgulandı.

***

Gerçekten de, yurt dışı yasağı her ne kadar kâğıt üstünde geçici bir yargılama önlemi olarak tanımlansa da, özellikle ülke dışı bağlantılı yaşayan sanıklar için, daha baştan cezalandırma yöntemine dönüşebiliyor.

Belki de davanın akıbeti açısından, Gülşen için çok karamsar olmamalı, hakkında verilen kararların gittikçe hafifleyen bir seyri var…

Umarız, yurtdışında bir konser gündeme geldiğinde, mahkemeye başvurur ve yurt dışına çıkma yasağına ilişkin tedbir kararını kaldırır.

Köşe Yazıları Haberleri