ÖZER ÇELİKSÜNGÜ
‘İnsanların geldiğinizde ne düşündüklerinden çok gittiğiniz zaman düşünecekleri daha önemli. Bize çalışmamız için sabır gösterirseniz şüphecileri inananlara çevirebiliriz. 4 yıl içinde burada bir kupayla oturabiliriz.’ 2015 Ekim ayında Jürgen Klopp’un Liverpool’un menajeri olarak ilk basın toplantısında söylediği bu sözlerin 4 yıl ardından Klopp Liverpool’u yeniden Avrupa futbolunun kralı yapıp, 1 yıl sonrasında ise Premier Lig’i kazanarak 30 yıllık bir hasreti sonlandıracak, futbolun en köklü kulüplerinden birinin üzerindeki bütün kara bulutları kaldıracaktı.
Bugüne bakarsak da son 5 yılda 3. Şampiyonlar Ligi finaline doğru giden, dominant bir lokomotif görüyoruz. Herhalde Manchester City ve Liverpool’a günümüz futbolunun zirvesi demek kabul gören bir görüş olacaktır. Liverpool şu an bir cazibe merkezi. En iyiler; Liverpool’da, Jürgen Klopp’un heavy metal futbol diye nitelendirdiği bol pres yapan, hızlı oynayan, fiziksel olarak son derece zorlayıcı futbol felsefesinin altında oynamak istiyor. Çok değil biraz geçmişe bakarsak Liverpool’un şu an bulunduğu noktadan fersah fersah uzakta olduğunu görebiliriz. Peri masalından çıkmış gibi gözüken bu takım 2000’lerden 2017’lere kadar büyük takım hüviyetinden uzak, oyuncu çekmeyi bırakın, istisnai bir iki isim hariç oyuncularını tutamayan bir kulüptü. Neredeyse her 5 yılda bir Barcelona’ya bir oyuncusunu kaptırıyordu. Yani Klopp’un da ilk basın toplantısında söylemeye çalıştığı gibi: Roma bir günde kurulmadı.
Başarıya giden yol haritası ve onun detayları sporda kolay göz ardı ettiğimiz konular. Ne de olsa sonuç odaklı bir endüstriden bahsediyoruz. Tam olarak da bu sebepten ötürü görmüş olduğumuz başarı öyküsü nadir ve bir o kadar değerli. Böyle bir endüstride vizyoner olmak ve çevrenizdekileri o vizyona ikna etmek kolay bir iş değil. İşte büyük menajerlerin başardığı da bu. Ne olursa olsun yönetimi, taraftarları ve oyuncuları vizyonlarına inandırmak. Nasıl Pep Guardiola 2016’da kaleciden oyun kurdurmaya çalıştığı için eleştirilerin odağında kaldıysa, Klopp’da 2017 de takımının bariz savunma açıklarına rağmen transfer yapmayıp tek bir isim Virgil Van Dijk’ta ısrarcı olduğundan eleştiri yağmuruna tutuldu. Fakat karanlık geçen birkaç günün ardından direnç gösterenler o aydınlığa ulaştı. Guardiola pas kalitesi yüksek kalecisini bularak oyununu şu an bildiğimiz seviyeye çıkardı ve Liverpool yarım sezon beklediği Virgil Van Dijk ile kurşun geçirmez bir defans kurdu. Van Dijk’ın gelişine kadar maç başına ortalama 1.13 gol yiyen takım Van Dijk’ın ardından maç başına ortalama 0.73 gol yedi. 2007’dan sonra beri ilk defa şampiyonlar liginde finale kaldı ve takımın çehresi değişmeye başladı.
İşler ters gitse bile plana bağlı kalmak. Yazması son derece basit ama uygulaması bir o kadar zor. İşte fark burada yatıyor. Liverpool’un ve Manchester City’nin bulundukları konumda olmalarının sebebi harcadıkları paralar değil. Konuya Liverpool özelinde bakarsak Klopp döneminden bu yana Liverpool’dan daha fazla harcama yapan birçok kulüp var. Fakat, Liverpool ve City’nin elde ettiği başarıları veya onların oynadığı futbolun seviyesine yakın bir oyun üretmekten uzaklar. Para buradaki en değerli kaynak evet, ama önemli olan bu kaynağı nasıl değerlendirdiğiniz. Bu sezon Paris Saint Germain’in hikayesi belki de anlatmak istediğimize en iyi uyan örnek. En büyük yeteneklerden kurulu takımlar değil sahip oldukları bireysel yetenekleri işlevsel bir bütünün parçası yapabilen takımlar başarıya ulaşır. Klopp ve Liverpool’un başarısını burada. Liverpool takımına baktığımızda olağanüstü yeteneklerin yanı sıra bir o kadar da özel karakterler görüyoruz. Kadrodaki 8 oyuncu milli takımlarında kaptanlık görevlerini üstleniyor. Baştan aşağıya lider ve özverili oyunculardan kurulu bir kadro. Tesadüf mü? Elbette değil. Çok büyük bir çalışmanın ürünü bu yapı. Klopp’u da ayıran şey bu yapının mucidi olması değil aslında bu yapıyı başarılı şekilde idare edebilmesi. Zira sıklıkla kendisinin de asla çekinmeden ifade ettiği gibi bu yapının kusursuz işlemesi bir ekip çalışmasının ürünü. Modern dünya bilgi birikimi olarak artık çok derin. Bu derinlikte bir kişinin her şeye en üst düzeyde hâkim olması mümkün değil. Spor, büyük egoların bulunduğu bir mecra olmasına rağmen bu gerçeklikten nasibini aldı. Klopp bu durumun farkında olan kişilerin en başında geliyor. Bu yüzden de asla övmeyi eksik etmediği geniş ve bir o kadar kuvvetli bir ekibe sahip. Örneğin takımın duran top hocası Peter Krawietz. Antrenmanlarda duran top çalışılacağı zaman Klopp takımı tamamıyla Krawietz’e bırakmaktan ve her duran top golünün ardından basın toplantısında övgüleri Krawietz’e vermekten gocunmuyor. Bu yıllar içinde yoğurulan, artık doruk noktasına ulaşmış bir organizasyonun içinden sadece küçük bir örnek. Yine bu durum için Klopp’un kendisinden bir alıntı kullanabiliriz. ‘Büyük kişiliklerin en önemli gücünün, etrafınızı belirli alanlarda sizden daha güçlü insanlarla çevrelemek olduğuna inanıyorum.’ Sporun genelde büyük egoları içinde barındırdığını düşünürsek gerçekten nadir rastlanan bir yaklaşım.
Premier Lig şu an kulüp seviyesinde Şampiyonlar Ligi'nin ardından en büyük ikinci futbol organizasyonu. Pandemi sonrasında belki de finansal olarak zarar görmeyen tek yerel lig bile denebilir. Dünya’nın en yetenekli menajerleri ve oyuncuları ya halihazırda Premier Lig’de ya da Premier Lig’e gitme yolunda. Bunun elbette doğal bir uzantısı olarak da ligin değeri zirve yapmış durumda. Herkes City’nin veya Liverpool’un olduğu noktaya ulaşmak istiyor. Durum şu ki bu iki devin yanına yaklaşmak ne denli büyük kaynaklarınız olursa olsun kolay değil. Bu takımların menajerleri ile birlikte yarattıkları yapılar, bir sezonluk bir çalışmanın ürünü değil. Chealsea menajeri Tomas Tuchel’in de söylediği gibi ‘Çimi kökünden yukarı çekerek uzatamazsınız. Çim büyümek için zamana ihtiyaç duyar.’ Bu zamanı verebilmek her organizasyonun harcı değil. Bu zamanı verimli kullanabilmek de her menajerin yapabileceği bir şey değil. İkisi de nadir denk gelen fenomenler. Liverpool yönetimi ve Jürgen Klopp bunun farkında olsa gerek, bu yüzden de bu masalı 2026’ya kadar daha devam ettirme kararı aldılar.
Jürgen Klopp geçirdiği 7 yılda çoktan bir kulüp efsanesi oldu. Liverpool’un stadyumu Anfield’ı tarihi bir sembolden, takımının yenilmeyi unuttuğu mistik bir mabete çevirdi. Taraftarı adeta bir silah haline getirdi. Avrupa futbolunda Anfield geceleri Dünya’nın en yenilmez takımlarına yarattığı atmosfer ile kâbus oldu. Takımını ayakları yere basan, çalışkan karakterler ile donattı ve taraftarın onları benimsemesi ile birlikte kimsenin asla yalnız yürümediği, herkesin yolculuğun bir parçası olduğu bir bütün ortaya çıkardı. Anfield’ın hemen dışında kulüp efsanesi, takımı 15 yıl çalıştıran ve 6 şampiyonluk kazanan Bill Shankly’nin heykelinin üzerinde insanları mutlu etti yazar. Acaba Jürgen Klopp ve Liverpool hikayesi bitince onun heykelinde ne yazacak?