75 yaşındaki Hint asıllı Britanyalı - Amerikalı yazar ve romancı Selman Rüşdi, ağustos ayında bıçaklı bir saldırıya uğramıştı. 1988 yılında yazdığı Şeytan Ayetleri romanı "Müslümanlığa hakaret ettiği" gerekçesiyle önce Hindistan, Güney Afrika ve bir çok ülkede yasaklanmış, ardından İran'da Humeyni tarafından ölüm fetvası verilmişti. Yıllarca koruma altında yaşayan, ardından bıçakla ölümcül darbeler alan Rüştü'nün sağlık durumu daha iyi. Yazar saldırı sonucu bir gözünü kaybetti, bir eli ise kolundaki sinirler kesildiği için kullanılmaz hale geldi. 15 ayrı bıçak yarası olan Rüştü'nün halen hayatta olması ise mucize niteliğinde. Rüştü'ye saldıran 24 yaşındaki Lübnan asıllı New Jersey'li Hadi Matar haberlere göre, Ayetullah Humeyni'ye saygı duruyor. Şeytan Ayetleri'nin sadece iki sayfasını okuduğunu söyleyen Matar İran Devrim Muhafızları'na sempati besliyor. Bir başka kaynakta, Matar'ın Lübnan'ı yakın zamanda ziyaret ettiği ve de Hizbullah'ın artan gücünü gözlemlediği bilgisi yer alıyor. 22 Eylül'deki davanın ilk duruşmasında Matar suçlamaları reddetti.
"Şeytan Ayetleri", Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bir çok ülkede ses getirdi. Aziz Nesin, "Şeytan Ayetleri"ni Türkçede yayınlayacağını söylediği zaman İslamcı çevrelerin hedefine oturmuş, 37 kişinin öldüğü "şeriat isteyen bir topluluğun" yaktığı 2 Temmuz 1993'teki Madımak yangınından sağ kurtulmuştu.
Bu tarihten bir süre sonra,11 Ekim 1993'te, Norveçli yayıncı William Nygaard, 3 el silahla vurulacak ama hayatta kalacaktı. İtalyan yayıncı Ettero Capriolo da bıçaklanacak ama hayatta kalacaktı. Japon yayıncı Hitoshi Igarashi ise Şeytan Ayetleri'ni bastığı için Japonya'da 44 yaşındayken öldürülecekti.
İran hükümeti, 1998 yılında Salmen Rüşti'ye verilen fetvayı geri çekse de, dini otoriterler Rüşdi'nin başına karşılık bir ödül konduğunu söyleyecekti.
Bu yazıyı yazarken Rüşti'nin sağlık durumuyla ilgili, ve aslen çocukluğumuzda kaldığını düşündüğüm "Şeytan Ayetleri" tartışmalarına gitti aklım. Oradan da, bugün İran'da yaşanan protestolara...
Mahsa Amini'nin ahlak polisinin gözaltısındaki şüpheli ölümünün üzerinden 6 hafta geçmişken önce protestolar İran'ın tüm şehirlerine yayılmıştı. Bugün dünyada ve sosyal medyada protestolar artarak etkisini büyütmeye devam ediyor. Diaspora'daki İranlıların yoğun yaşadığı ülkelerde protestolar devam ediyor. Geçtiğimiz Cumartesi, Berlin'de 80 bin İranlı "Kadın, Hayat ve Özgürlük" sloganlarıyla yürüdü. Benzer bir gösteri yürüyüşü de Los Angeles'ta gerçekleşti. Protestocular, İran Devrim Muhafızlarına karşı daha çok yaptırım konmasını da istiyor. Bu altı haftalık süreçte, İran İnsan Hakları Aktivist Haber Ajansı'na göre aralarında 32 çocuğun olduğu 244 protestocu öldürüldü. 12 bin 500 kişi ise gözaltında.
10 yıl önce oğlu 35 yaşındaki Sattar Behesti İran'ın siber polisleri tarafından gözaltına alınmış ve öldürülmüştü. İddia edilen suçu ise İran'da Hamaney'e karşı sosyal medyada siyasi görüşler paylaşmasıydı. Bugün ise annesi 80 yaşındaki Gohar Eshgi protestolara destek vermek için başörtüsünü çıkarttı.
Protestolar devam ederken, AB İran'ın Ukrayna savaşında Rusya'ya İHA gönderdiği iddialarıyla yaptırım kararı aldı. Yaptırımlar İranlı 3 kişi ve 1 kuruluşu kapsıyor; varlıkların dondurulması, seyahat yasağı ve finansman yasağı yaptırımlar arasında yer alıyor. İran'da enflasyon bugün yüzde 50'yi aşmış durumda. Özellikle gıda enflasyonu... Hanehalklarının satın alma gücü giderek düşüyor.
Diğer yandan İran ABD, İngiltere ve Suudi Arabistan'ı protestoların arkasında olmakla da suçluyor. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat, İran Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon konuşmasında: ''Onlar şimdi de İran gibi bağımsız ülkelere karşı kriz çıkarmak istiyorlar. ABD ve Batı, gelişmiş ve bağımsız İran yerine yıkık ve bağımlı bir İran istiyor. Herkes ABD ve müttefiklerinin Suriye, Irak ve Afganistan ile ne yaptığını gördü'' diyor.
Rüşti'ye saldırıyla yeniden akla gelen Şeytan Ayetleri, Amini'nin ölümünden sonra dalga dalga yayılan protestolar ve Dünya'nın girdiği enerji ve tahıl ekseninde şekillenen yeni dönem daha çok değişikliğe gebe...