MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
2002 yılı Ocak ayı.
Başbakan Bülent Ecevit Başkan Bush'la görüşmesinde Türkiye'nin Irak operasyonuna sıcak bakmadığını bildirdi.
Üç ay sonra.
Nisan 2002.
İsrail, Cenin Mülteci Kampına saldırdı. ABD destekledi.
Filistin Enformasyon Bakanı kampta öldürülen, yarısı kadın ve çocuk 900 Filistinlinin toplu mezarlara gömüldüğünü açıkladı.
Batı'nın suskun kaldığı, Arap ülkelerinin alttan aldığı bir dönemde Yaser Arafat'ın yakın arkadaşı Başbakan Bülent Ecevit, büyük bir cesaretle ortaya çıkıp, İsrail'in "soykırım" yaptığını söyledi.
Siyaset dünyasına bomba gibi düşen açıklama Türkiye-İsrail arasında krize neden oldu.
Sadece Türk-İsrail ilişkileri değil, İsrail'in en büyük hamisi Amerika ile Türkiye ilişkileri de derin bir yara aldı.
ABD hem Irak operasyonuna destek sağlamadığı, hem de İsrail'i soykırımla suçladığı için Ecevit'i hedefe koydu!
xxx
O dönem SABAH gazetesi muhabiriydim. Ecevit ilk açıklamayı bize yapmıştı.
- "Geçmişte soykırıma uğramış, büyük acılar çekmiş bir milletin şimdi dünyanın gözü önünde Filistinlilere karşı soykırım uygulamasını anlamakta güçlük çekiyorum."
Ecevit daha sonra partisinin Meclis grubunda iddiasını tekrarladı.
İsrail sert tepki gösterdi. Amerika'daki Yahudi lobileri harekete geçti.
Dışişleri Bakanlığının önerisi üzerine Ecevit yeni bir açıklama yaparak durumu yumuşatmaya çalıştı:
"Soykırım, sözcüğünün bazı çevrelerde benim maksadımı aşan yorumlara neden olduğu anlaşılmaktadır. Ben Ortadoğu'daki olayların yol açabileceği vahim sonuçlara değindim. Sözlerim son gelişmelerden ülkemizde ve bölgemizde duyulan kaygıları yansıtmaktadır."
xxx
Ancak...
İsrail'in büyük hamisi Amerika Ecevit'i gözden çıkarmıştı.
"Soykırım" açıklamasından 1,5 ay sonra Hürriyet'in Washington Temsilcisi Serdar Turgut "Washington Ecevit sonrasını planlıyor" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Turgut "Türkiye'nin yakın geleceğinde Kemal Derviş'in daha etkin rol oynayacağı çok net ortaya çıktı" diyordu.
Dönemin Devlet Bakanı Kemal Derviş ise ABD gezisinden dönüşte Başbakan Ecevit'e "ekonominin düzelmesi için istifa etmesi gerektiğini" söyleyecek kadar ileri gitti.
Bununla da kalmadı.
Ecevit, ABD'ye kafa tutması ve İsrail'i soykırımla suçlamasından sonra birkaç ay içerisinde hastalandı!
Partisi bölündü.
Gruplar halinde ayrılan milletvekilleri İsmail Cem başkanlığında Yeni Türkiye Partisini kurdu.
Kemal Derviş yeni partinin kuruluşundaki en büyük itici güçtü. Ancak daha sonra onları da yalnız bırakacaktı!
xxx
Serdar Turgut, Hürriyet'teki yazısında koalisyon ortağı Mesut Yılmaz'ın da Başkan Bush'la görüşme arayışında olduğunu belirtiyordu.
DSP-MHP-ANAP koalisyonu karışmış, MHP ile ANAP liderleri arasında gerilim yaşanmaya başlamıştı.
Bahçeli ve Yılmaz'ın restleşme sonucunda Kasım 2002'de erken genel seçim kararı alındı.
Oysa ekonomi düzelmeye başlamıştı ve iktidarın daha 1,5 yıl süresi vardı.
Yani...
Ecevit'in Amerika ve İsrail'i karşısına almasından sonra birkaç ay içerisinde Türk siyaseti allak bullak olmuş, erken seçim yapılmış, koalisyon ortaklarının tamamı yüzde 10'luk seçim barajına takılarak parlamento dışında kalmıştı.
xxx
Ecevit başkanlığındaki koalisyon hükümeti devrilince...
Amerika Irak'a girdi.
Yaser Arafat hastalandı.
Ecevit, Türkiye'ye getirilip tedavi edilmesini istedi.
Arafat, Fransa'da tedavi altına alındı ama kurtarılamadı.
İsrail'in zehirlediği iddia ediliyor!
Ne zaman, nasıl bilinmiyor.
Tıpkı Ecevit'in bir anda iktidarı kaybetmesi gibi, Arafat'ın ölümünün arkasında da hala çözülememiş sırlar var...