MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Google'dan arama yaptığınızda Meral Akşener'in en az 4 kez "Ben başbakanlığa adayım" dediğini görürsünüz.
Hedefine "Başbakanlığı" koymuş olan bir genel başkan, şimdi yetkili kurullarını ve anketleri bahane ederek ana muhalefet liderinin Cumhurbaşkanı adaylığını engellemeye çalışıyor.
Millet İttifakını oluşturan 6 partinin 5'i Kemal Kılıçdaroğlu'na destek veriyor, ama İyi Parti "Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş olmazsa olmaz" diye karşı çıkıyor.
Bunun açık ifadesi şudur:
"İktidara geldiğimizde Başbakanlığı bize verin. Cumhurbaşkanlığına da bizim istediğimiz kişiyi aday gösterin..."
Başka?
xxx
Siyasi aklın algılamakta güçlük çektiği bir kırılma yaşandı.
Siyaset dünyasının hatırlanabilen hafızasında böyle bir emrivaki yoktur. Geçmişte birçok koalisyon kuruldu, ama hiç birinde bir parti, hem Cumhurbaşkanlığını hem Başbakanlığı istemedi.
Üstelik bunu isteyen muhalefetteki en büyük parti değil.
Meral Akşener'e ve onu kışkırtarak bunları söyleten yetkili kurullarındaki "akıllılara" şunları sormak lazım:
- Siz CHP'yi sadece İyi Parti'nin taleplerini gerçekleştirmekle yükümlü bir parti mi zannediyorsunuz?
- CHP, İyi Parti'nin noteri mi?
- CHP, 6'lı masayı kuran en büyük muhalefet partisi olarak bu uzlaşmadan hiçbir sonuç elde edemeyecek mi?
- CHP seçmeninin tepkisi ne olur, bunu hiç düşündünüz mü?
xxx
Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'ın oy desteğinden faydalanmak istiyor, ama bu iki ismin seçim başarısında en büyük pay CHP seçmenine ait.
Eğer bu isimlerden biri CHP iradesi dışında, İyi Parti teşvikiyle seçime girerse "tılsımın" bozulduğunu görecektir.
Bu hamle sonuç itibariyle Cumhur İttifakına yarayacak.
Buna rağmen İyi Parti'nin masaya rest çekmesi, "Seçimden sonra İyi Parti, Cumhur İttifakı'na mı katılacak? Parlamentoda ortak hareket etmeye mi başlayacak?" şeklinde soruları ortaya çıkarmıştır.
Böyle bir olasılık İyi Parti'yi "merkez sağın merkezi yapma" projesini bitirecektir.
xxx
İyi Parti, Millet İttifakını ne kadar ağır bir şekilde sabote ettiğinin ya farkında değil, ya da başından beri bilinçli bir eylem planı uyguluyor!
Bu huysuz ve uyumsuz görüntünün vatandaşta yarattığı etkilerin üzerinde durulması lazım.
Daha başlangıçta birbirine düşen bir ittifaka güven duyup kim oy verir?
xxx
Davutoğlu'nun yaptığı "Hepimizin onayı olmadan karar alınamayacak" şeklindeki açıklamanın vatandaşta yarattığı "Her kafadan bir ses çıkacak. Bunlar ülkeyi yönetemez" algısı henüz aşılmamışken İyi Parti'nin "onaylamıyorum" görüntüsü vermesi, ittifaka ağır bir darbe vurmuştur.
Bu provokasyonun, "Truva atı eyleminin" arkasında kim var, ona bakmak lazım.
Ama şunu söylemek mümkün: Meral Akşener'in çıkışı deprem ve ekonomik sıkıntılarla yoğrulan gündemi değiştirmiş, iktidarın elini rahatlatmış, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. tura kalma ihtimalini artırmıştır.
xxx
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları, Akşener'in tepkiyle karşılanan açıklamasından sonra Kılıçdaroğlu'nun yanında olduklarını açıklarken, İyi Parti'ye "geri dön" çağrısı yaptılar.
Peki bu açıklamadan sonra, İyi Parti dönerse kamuoyunda oluşan güven bunalımı aşılabilir mi?
Aşılamaz.
Çünkü İyi Parti'nin Millet İttifakına "marjinal fayda" sağlama kapasitesi düşmüştür.
Yani geri dönse bile, sağlayacağı fayda eskisi gibi olmayacaktır.
Akşener'in açıklamasından sonra Millet İttifakının artık İyi Parti olmadan kamuoyu desteğini artırmanın yollarını araması lazım.
En iyi seçenek, Yavaş ve İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na bağlılıklarını ve desteklerini meydanlarda göstermesidir.
İyi Parti'nin harakirisi CHP'ye yarayacak, oylarında artış olacaktır.
Ayrıca CHP ve Millet İttifakı, yeni katılımlarla daha güçlü, inandırıcı, ihanet potansiyeli zayıf ve kamuoyunu ikna kabiliyeti yüksek bir ivme yakalama şansı elde edebilir.
xxx
İyi Parti'nin şimdi sorun çıkarması aslında iyi bir gelişme. Bu parti ile uzun bir yol yürüyüşüne çıkılması durumunda ne kadar büyük sorunlarla karşılaşılabileceği ortaya çıkmış oldu.
Şu aşamadan sonra İyi Parti'yi kendi haline bırakmak lazım.
Siyasi açgözlülüğün çıkaracağı faturayı görmek, İyi Parti için "unutulmaz" bir deneyim, Türk siyaseti için bir ders olacaktır...