Meksika’da 6 eyalette vali seçildi: Sol parti Morena seçimlerden güçlenerek çıktı

Bugün Obrador döneminde yürütülecek faaliyetler gelecekte Meksika’da devrimci örgütlerin güçlenmesinin ve sol aktörler önderliğinde gerçekleşecek bir toplumsal dönüşümün yolunu açabilir. Hiç kuşkusuz burada on yıllar sürecek uzun bir süreçten söz ediyorum.

Meksika’da 5 Haziran pazar günü altı eyalette valilik seçimleri yapıldı. Önceki yerel seçimlerde adeta sağın kalesi olan bu eyaletlerin dördünde seçimi Morena adayları kazandı. Valilerin altı yıllığına seçildiği Meksika’da 2016 yılındaki seçimlerde bu eyaletlerin hiçbirinde sol bir adayın oyu yüzde 25’e ulaşmıyordu, bu eyaletlerin dördünde sol adaylar yüzde 10 oranında dahi oy alamamıştı.

Pazar günü yapılan seçimlerdeyse Morena adayları bu eyaletlerin dördünde yüzde 50’yi geçerken, en düşük oy aldıkları eyalette dahi yüzde 35’e yakın oranda oy almayı başardılar. Bu yazıdan önce, 15 Nisan’da Kısa Dalga’da yayımlanan Meksika’ya ve López Obrador’a dair yazıma da bir göz atılmasını öneririm çünkü bu yazıda yalnızca yerel seçimlere odaklanacağım.

MEKSİKA’DA YEREL SEÇİMLER

Meksika’nın yerel seçim sistemi Türkiyeli okurun bildiği yerel seçim sistemine pek benzemiyor. Örneğin, Türkiye’de yerel seçimler ülke genelinde aynı gün gerçekleşirken Meksika’da eyaletlerin takvimleri birbirinden farklı. Yine, Türkiye’de yerel yönetimin her kademesinde görev süresi beş seneyken Meksika’da yerel yöneticiler, altı yıllığına yerel meclis üyeleriyse üç yıllığına seçiliyor.

Türkiye seçim sistemi çoğu ülkeye kıyasla çok basit bir sistem. Bu olumlu bir şey değil çünkü seçim sistemlerine genellikle çeşitli sorunların üstesinden gelebilmek, yeterince temsil edilmeyen bazı grupların temsiliyetini sağlamak, kuvvetler ayrılığını sağlamlaştırmak, yasama-yürütme organları veya federal-yerel yönetimler arasındaki dengeleri korumak gibi sebeplerle müdahaleler yapılıyor. Bu süreç sonucunda seçim sistemi daha karmaşık bir hale geliyor. Okuma yazma aktiviteleriyle pek arası olmayan darbeci generallerin kontrolünde hazırlanan ve okur-yazarlıkla pek arası olmayan mevcut iktidar tarafından yeniden düzenlenen Türkiye seçim sistemi anlaması kolay bir sistem çünkü sistemden kaynaklanan yapısal sorunları düzeltme yönünde bugüne dek kayda değer bir çaba gösterilmemiş.

Tekrar Meksika’ya dönersek, Meksika’da 5 Haziran pazar günü yapılan seçimlerde altı eyaletin valisi seçildi. Altı eyaletin dördü yalnızca yeni valisini (gobernador) seçerken, iki eyalette vatandaşlar farklı düzeydeki yerel yöneticileri ve meclis üyelerini seçmek için de oy kullandı. Pazar günü vali seçimi yapılan eyaletler şunlar: Aguascalientes, Durango, Hidalgo, Oaxaca, Quintana Roo ve Tamaulipas. Bu seçimler Meksika’nın sol devlet başkanı Andrés Manuel López Obrador’un ve partisi Morena’nın ülkedeki durumuna dair çıkarımlar yapmaya müsait. Bunun için hızlıca pazar günü seçim yapılan eyaletlerin seçim sonuçlarına tek tek bakalım.

HIDALGO

2016 vali seçimini yüzde 43,14 oranında oyla kazanan Meksika’nın geleneksel sağcı partisi PRI (Kurumsal Devrimci Parti) adayı Omar Fayad Meneses, Hidalgo valisi olmuştu. Aynı seçimde yüzde 27,88 oy alan sağcı PAN (Ulusal Hareket Partisi) adayı ikinci, Demokratik Devrim Partisi’nin (PRD) adayıysa yüzde 14,37 oranında oyla üçüncü olmuştu (parti isimlerinde geçen “devrim” kelimesinin sosyalist devrime değil Meksika Devrimi’ne atıf yaptığı gözden kaçmasın).

2016’da solcu Morena’nın adayı yalnızca yüzde 7,47 oranında oy alarak dördüncü sırada kalmıştı. Pazar günü yapılan seçimde sol karşısında birlşesen PAN, PRI ve PRD ortak aday olarak Carolina Viggiano Austria’yı gösterdiler. Morena ise solcu İşçi Partisi (PT) ve merkez Yeni İttifak Partisi (NAH) ile ortak aday olarak Julio Menchaca Salazar’ı gösterdi. Kesin olmayan sonuçlara göre Menchaca Salazar oyların yüze 60’tan fazlasını alarak Hidalgo valisi oldu, PAN-PRI-PRD adayının oylarıysa yüzde 30 civarında kaldı. Ulusal Devrimci Parti (PNR) adıyla kurulduğu 1929 yılından bu yana Hidalgo valilik seçimlerini PRI kazanmıştı. Önümüzdeki dönemde Hidalgo, ilk kez sağcı PRI dışında bir parti tarafından yönetilecek.

OAXACA

Oaxaca’da 2016 yılında düzenlenen vali seçimini PRI adayı Alejandro Murat Hinojosa yüzde 32,03 oranında oy alarak kazanmıştı. Morena adayı Salomón Jara Cruz ise yüzde 22,81 oranında oyla üçüncü sırada kalmıştı. Alejandro Murat, eski Oaxaca valisi José Murat Casab’ın oğlu. Babası Murat Casab’ın adı kendi döneminde gerçekleşen köylü ve devrimci katliamlarıyla anılıyor. 2016 seçiminde ikinci sırayı PRD adayı almıştı. Bu yılki seçimde PRI ve PRD ortak aday olarak Alejandro Avilés Álvarez’i göstermişlerdi. Kesin olmayan sonuçlara göre tekrar Morena’dan aday olan Salomón Jara Cruz oyların yaklaşık yüzde 60’ını alarak seçimi kazandı, PRI-PRD ortak adayının oylarıysa yüzde 25 civarında kaldı. Böylece 1947’den bu yana yalnızca bir dönem PRI dışında bir parti tarafından yönetilen Oaxaca eyaleti büyük bir oy farkıyla Morena’ya geçti.

QUINTANA ROO

Meksika’nın en turistik şehri Cancún’un bulunduğu Quintana Roo, ekonomik olarak önemli bir eyalet. 2016 valilik seçimlerini PRD adayı Carlos Joaquín González yüzde 45,08 oranında oyla kazanmış, PRI adayı yüzde 36,13 oranında oyla ikinci olmuş, Morena adayıysa yüzde 11,17 oranında oyla üçüncü sırada kalmıştı.

2016 seçiminde dek Quintana Roo da yalnızca PRI tarafından yönetilmişti. Bu kez PAN ve PRD’nin yerel merkez parti CQR ile ortak çıkardığı aday Laura Lynn Fernández Piña kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 15 civarı oy alarak ikinci sırada kalırken PRI adayı yalnızca yüzde 3 civarında oy alarak seçimi beşinci sırada tamamladı. İşçi Partisi, Meksika Ekolojist Yeşil Partisi (PVEM) ve merkez sol Meksika için Güç (FxM) partileriyle ittifak yapan Morena’nın adayı Mara Lezama Espinosa oyların yüzde 55’ten fazlasını alarak yeni Quintana Roo valisi oldu. Böylece Quintana Roo yönetimi de sola geçti.

TAMAULIPAS

2016’da Tamaulipas valilik seçimini yüzde 50,15 oranında oy alan PAN adayı Francisco García Cabeza de Vaca kazanmıştı. PRI adayı yüzde 36,03 oyla ikinci olmuş, merkez sol Vatandaş Hareketi’nin (MC) adayı yüzde 5,81 oranında oyla üçüncü sırayı almış, Morena’nın adayıysa yüzde 2,25 oyla dördüncü sırada kalmıştı. Bu yıl PAN, PRI ve PRD sol Morena’ya karşı birleşerek César Augusto Verástegui Ostos’u aday göstermişlerdi fakat bu adayın oy oranı kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 42 civarında kaldı. Morena’nın İşçi Partisi (PT) ve PVEM ile yaptığı yerel ittifakın adayı Américo Villarreal Anaya oyların en az yüzde 50’sini alarak Tamaulipas valisi seçildi. 1929’dan 2016’ya dek PRI, 2016’dan 2022’ye dek de PAN tarafından yönetilen Tamaulipas eyaleti ilk kez sol bir parti tarafından yönetilecek.

AGUASCALIENTES

Morena’nın seçimi kazanamadığı iki eyaletten biri olan Aguascalientes’te 2016 seçimini yüzde 43,81 oranında oyla PAN adayı Martín Orozco Sandoval kazanmıştı. PRI adayı yüzde 40,89 oyla ikinci, PRD adayı yüzde 5,13 oyla üçüncü olurken Morena adayı yüzde 3,18 oranında oy alarak seçimi dördüncü sırada bitirmişti. Sola karşı birleşen PAN, PRI ve PRD’nin ortak adayı María Teresa Jiménez Esquivel kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 52 civarında oy alarak seçimi kazandı. Morena’ın adayı Nora Ruvalcaba Gámez yüzde 35 oranının biraz altında kalmış görünüyor. Bugüne dek yalnızca PRI ve PAN tarafından yönetilen Aguascalientes’i bu dönem de PAN’ın adayı yönetecek.

DURANGO

Morena’nın kazanamadığı diğer valilik seçimi de Durango eyaletinde gerçekleşti. Durango’da 2016 valilik seçimini yüzde 46,06 oranında oyla PAN adayı José Rosas Aispuro kazanırken PRI adayı yüzde 42,4 oranında oyla ikinci sırada kalmıştı. İşçi Partisi adayı yüzde 4,22 oranında oyla üçüncü sırayı alırken Morena’nın adayı yüzde 2,72 oranında oyla dördüncü olmuştu. 5 Haziran’da Durango’da da PAN, PRI ve PRD sol karşıtı ittifak yaparak ortak aday çıkardılar. Adayları Esteban Alejandro Villegas Villarreal kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 52’nin üstünde oy alarak seçimi kazandı. Morena’nın İşçi Partisi, PVEM ve yeni bir sol parti olan İlerici Toplumsal Ağlar (RSP) ile yaptığı yerel ittifakın adayı Alma Marina Vitela Rodríguez yüzde 40’a yakın oy alarak ikinci sırada kaldı. 2016’ya dek yalnızca PRI tarafından yönetilen Durango yine PRI’den gelen bir aday tarafından yönetilmeye devam edecek.

BİTİRİRKEN

Latin Amerika’da solun yükselişi konuşulurken Meksika’ya genellikle pek önem verilmiyor. López Obrador’un merkez sol bir siyasetçi olması ve EZLN (Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu) gibi devrimci örgütlere mesafeli konumu bunda etkili olabilir. Kolombiya’da solun seçim başarılarını çoğu kez abartarak veren Türkiye sol medyasının büyük kısmının Meksika solunun seçim başarılarına bu denli ilgisiz olmasının nedenlerinin neler olabileceğinden emin değilim fakat Meksika’nın ABD etkisi söz konusu olduğunda Kolombiya’dan aşağı kalır yani olmadığını ve Meksika’da merkez sol bir hükümetin göreve gelmesinin kesinlikle azımsanmaması gerektiğini belirtmek isterim. Bugüne dek ABD’nin her istediğini rahatlıkla yaptırabildiği hükümetlerce yönetilen Meksika ilk kez ara sıra da olsa ABD yönlendirmesinin dışına çıkabilen bir hükümet tarafından yönetiliyor.

Solun önceki seçimlerde tek haneli yüzdelerde kaldığı bazı eyaletlerde yerel seçimlerden zaferle çıkan Morena, Meksika’da bir toplumsal dönüşümün yolunu açmakta. Hiç kuşkusuz, bu dönüşüm çok uzun zaman alacak bir dönüşüm. Yazının ilk kısmında bağlantısını verdiğim Meksika yazımda Obrador hükümetinin yolsuzlukla mücadelede yetersiz kaldığına ve sağcı hükümetler döneminde görev almış şaibeli isimlerle çalışılmasından kaynaklanan sorunlara değinmiştim.

Meksika toplumsal kültürü, özellikle büyük şehirlerde, son derece bireyci. Meksika’da çoğu kurum muhafazakâr ve neoliberal değerlerin bir karışımı tarafından biçimlendiriliyor. Bu koşullar altında sol bir başkan ve solcu valiler seçerek bir gecede ülkeyi dönüştürmek mümkün değil. Bununla beraber, Meksika artık yerlilere ve yoksullara ikinci sınıf insan muamelesi yapmayan bir başkan tarafından yönetiliyor. Tüm eksiklerine ve başta feministlerin talepleri olmak üzere çeşitli konulardaki muhafazakâr gerici tutumuna rağmen, Obrador hükümetinin başarılarını görmezden gelmek doğru olmaz.

Devrimci grupların önemli bir kısmı Obrador’un izlediği siyasetten dolayı ciddi biçimde hayal kırıklığına uğramış durumda. Bürokrasinin ve ordunun büyük ölçüde gerici olduğu koşullarda Obrador’un ülkede radikal bir dönüşüm gerçekleştirmesini beklemek de zaten pek gerçekçi değildi. Devrimci sol grupların bazen farkına varamıyor göründükleri esas mesele şu: Obrador Meksikası bundan önceki sağcı hükümetler dönemine kıyasla devrimci grupların örgütlenmesine ve kitlesel faaliyetlerine çok daha uygun bir ülke.

Devrimcilerin dönüşümü Obrador’dan beklemek yerine kendilerine sağcılar kadar düşmanca yaklaşmayan merkez sol bir devlet başkanının varlığından istifade ederek örgütlenme faaliyetlerine ağırlık vermeleri yerinde olur. Morena adayları seçimi kazandıkları eyaletlerde tabii ki sosyalizm inşasına başlamayacaklar. Fakat sendikacılar, aktivistler, çeşitli devrimci gruplar için bu eyaletlerde faaliyet yürütmek bundan önceki dönemlere kıyasla daha kolay olacak.

Bugün Obrador döneminde yürütülecek faaliyetler gelecekte Meksika’da devrimci örgütlerin güçlenmesinin ve sol aktörler önderliğinde gerçekleşecek bir toplumsal dönüşümün yolunu açabilir. Hiç kuşkusuz burada on yıllar sürecek uzun bir süreçten söz ediyorum. Bu toplumsal dönüşümü gerçekleştirmeden mevcut aktörlerle zaten devrim yapılamayacağı, bir şekilde bu aktörlerle yapılabilecek bir devrimin sonuçlarının da zaten olumlu olmayacağı ortada.

Solun hedefi seçimlerin kazanılması değil toplumsal dönüşümün gerçekleştirilmesi, ırkçılıkla ve emek sömürüsüyle mücadele edilmesi, yeni bir kültürün inşa edilmesi olmalıdır. Seçimler bu hedefe ulaşma yolunda kullanılacak araçlardan biridir. Meksika’da eyaletlerin yönetiminin merkez sağ ve aşırı sağ partilerden merkez sol bir partiye geçmesinin devrimci gruplar, yerli hareketleri ve feminist örgütler için örgütlenme faaliyetlerinin daha rahat ve etkili bir biçimde yürütülebilmesi anlamına geleceği görülmelidir, her ne kadar bu merkez sol parti yer yer gerici siyasal pozisyonları benimsiyor olsa da.

Bir film önerisi: Her ne kadar çok önemli bir sinema klasiği olsa da izlememiş olanlara Meksika’da yoksulluğun ve sömürünün resmini çizen 1950 tarihli Unutulmuşlar (Los olvidados) isimli filmi öneriyorum.

Köşe Yazıları Haberleri