Memleketi, Buhtan’dan beter etmiş, İstanbul’u kurtarmaya geliyor

Peynirin kilosu olmuş 300 – 400 lira! Üç öğün çay simit yesen, sadece karnını doyursan asgari ücretin 3’te 2’si gidiyor. İktidar ne yapıyor? Bu sıralar işi gücü İstanbul… İstanbul’da 317 bir çürük binaya imar affı veren iktidar, İstanbul’u kurtarmaya geliyor. Deprem toplanma alanlarını bile hacıyatmaz yağmasına açan iktidar, İstanbul’u depremden korumaya geliyor. 25 yıl İstanbul’u yönetmiş, şimdi aklına gelmiş, İstanbul’u depreme hazırlamaya geliyor.

İBRAHİM EKİNCİ


Son 10 yılda (2012-2022) en zengin yüzde 5'in gelirinin en yoksul yüzde 5'in gelirine oranı 20 kattan 31 kata çıkmışken, zenginler daha zengin olmuşken, 4,3 milyon zengin 4,3 milyon yoksulun 31 katı gelire sahipken… “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik "sözü bir palavradan öteye gidebilir mi? Dahası en zenginler dışında toplumun alım gücü gerilerken, “Talep enflasyonu var. Ücretleri baskılamalıyız” şeklindeki ortodoks itikat, bir sermaye salvosu olmaktan öteye gidebilir mi?

Son rakamlara göre bunları sormanın, söylemenin yeridir. TÜİK, Gelir Dağılımı ile Yoksulluk ve Yaşam Koşulları istatistiklerini yayımladı. Özeti: AKP rejimi zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmış. Gelir dağılımında Buhtan’dan beter olmuşuz. Yüzde 20’lik dilimler itibariyle durum grafiğinde (sayfada) 5 gelir grubundan sadece en üstteki, en zengin %20’nin çizgisi kafa kaldırmış, yukarı gidiyor. Bütün diğer grupların payı azalıyor. Birincisinin doğal sonucu olarak yoksulluk artıyor.

Gelelim istatistiklere: En zengin %20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak %49,8'e çıkarken, en düşük gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak %5,9 oldu.

En zengin yüzde 10’luk grubun ortalama geliri en yoksul yüzde 10’unkinin 15 katı! En zengin %5’lik grubun geliri, en yoksul %5’lik grubun gelirinin 31 katı düzeyinde. TÜİK, %1’lik dilimleri açıklamıyor. Eğer açıklansa belki 40 - 50 katı göreceğiz.

2005’te en yoksul %5’in payı %0,8, en zengin %5’in payı %20…

Geliyoruz 2022’ye: En yoksul %5’in payı aynı kalırken en zengin %5’in payı 5,8 puan artarak % 24,3’e çıkıyor. Özeti, en yoksulların payı değişmezken en tepedekilerin payının artması, bu artışın orta gelir grubundan alındığını gösteriyor. Özeti, orta gelir grubu en çok kaybeden kesim.

GİNİ katsayısı: 0,433!

1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı, 0’a yaklaştıkça iyileşmeyi ifade eden Gini katsayısı da bozulma gösteriyor. 0.018 puan artarak 0,415’ten 0.433’e çıkmış. Bu kaydedilmiş verilere göre bir yıldaki en büyük artış. Sosyal transferler öncesi Gini katsayısındaki bozulma (0,079) çok daha kötü.

AB İstatistik Ofisi verilerine göre AB-27 üye ortalamasında Gini katsayısı 2022 itibarıyla 0,296’dır. Buna göre Türkiye, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında gelir eşitsizliği şampiyonudur.

2022 verilerine göre Bangladeş, Buhtan ve El Salvador’da bile gelir dağılımı Türkiye’den daha iyi durumda.

İşverenler ihya oluyor

2005 - 2022 arasında ortalama hanehalkı fert geliri yevmiyelilerde yüzde 1.521,6, kendi hesabına çalışanlarda yüzde 1.551,3 artış gösterdi. İşverenlerin ortalama hanehalkı fert geliri ise aynı dönem yüzde 1.900,6 artışla 20.403 TL’den 408.174’e yükseldi.

Kadın - erkek eşitsizliği devam etti. Erkeklerin ortalama fert geliri toplam ortalama gelirin yüzde 8 üzerindeyken kadınlarınki ortalamanın yüzde 21,2 altında kaldı.

Medyan gelirin %70'inin altında olan hanehalkı oranı yaklaşık %30. Bu, yapısal yoksulluğu ifade ettiği gibi asgari ücretin de yaklaşık olarak medyan gelire eşit olduğunu gösteriyor.

Türkiye “asgari ücret ülkesi oldu” derken altındaki rakam bu.

Bir özet de Prof. Dr. Cem Oyvat hocadan geçelim:

“Türkiye 2021 ve 2022'de güya büyüdü. Peki büyümeden kim faydalandı?

İTO enflasyonundan arındırılmış verilere göre 2020-2022 arasında hemen hemen bütün gelir gruplarının geliri gerilemiş, en zengin %5'in ortalama geliri %16 artmış. En büyük gerileme alt-orta gelir gruplarında.

Kur şoku en kötü orta/alt-orta gelir gruplarını olumsuz etkilemiş.

Muhtemelen gelir eşitsizliğinin seviyesi de gelir eşitsizliğindeki bozulma da TÜİK’in gösterdiğinden daha da kötü. (Bu tip ankete dayalı araştırma her yerde gelir eşitsizliğini olduğundan düşük gösteriyor. Çünkü sermaye geliri tam yakalanamıyor. Araştırmadan gelen toplam gelir, GSYH’nin altında oluyor.)

2020-22 dönemindeki gelir dağılımındaki büyük bozulmayı kısmen emek gelirindeki düşüş açıklıyor. Ama anket verileri 2021-22’deki emek gelirindeki büyük düşüşü yakalayamamış. Gini katsayısı buna rağmen ciddi anlamda yükselmiş. Gini’deki gerçek yükseliş muhtemelen daha da fazla.

Yaşam koşulları araştırmasına gelince:

Hanelerin %58,8'i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını,

%39,2'si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını,

%31,8'i beklenmedik harcamaları,

%19,5'i evin ısınma ihtiyacını,

%64,2'si eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamıyor.

Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,5 puan azalmış. (“TOKİ, TOKİ…” diye böbür konuşmalar yapanları yalanlayan bir veri.)

Yoksulluk artışı da eğitim durumuna göre ilginç bir dağılım gösteriyor. Mesela okur yazar olmayanlarda oran 0,1 puan artarken, yükseköğretim mezunlarında 0,6 puan artmış. Bu da eğitimli göçünü açıklıyor.

Türkiye’de kayıtsız alanlarda gelir sağlayanlar kazanıyor.

İktidar ne yapıyor?

Peki iktidar bu tabloyu düzeltmeye mi çalışıyor?

Gelir dağılımını daha da bozmuş, milyonlarca asgari ücretli, emekli, çalışan… Açlık sınırında bir ücrete mahkûm olmuş… Vatandaş, asgari ücret seviyesine çıkmış ev kiraları ile baş etmeye çalışıyor. Peynirin kilosu olmuş 300 – 400 lira! Üç öğün çay simit yesen, sadece karnını doyursan asgari ücretin 3’te 2’si gidiyor. İktidar ne yapıyor? Bu sıralar işi gücü İstanbul… İstanbul’da 317 bir çürük binaya imar affı veren iktidar, İstanbul’u kurtarmaya geliyor. Deprem toplanma alanlarını bile hacıyatmaz yağmasına açan iktidar, İstanbul’u depremden korumaya geliyor. 25 yıl İstanbul’u yönetmiş, şimdi aklına gelmiş, İstanbul’u depreme hazırlamaya geliyor.

Köşe Yazıları Haberleri