NAS ve KKM’nin sermaye kesimine düşük faiz yoluyla transferi 100 milyar dolara geliyor

NAS ve KKM, faiz ile enflasyon bağlantısını kopardı. Enflasyon %70’lerdeyken şirketlere 14-15’ten kredi verildi. Bu bağlantı kopmasaydı ve ticari kredi faizleri enflasyonun 5 – 10 puan üzerinde olsaydı (şu sıralar 25 puan üzerinde!) varsayımı ile yaptığım hesaplamaya göre şirketlere düşük faiz üzerinden gerçekleşen servet transferi 100 milyar dolar civarında görünüyor. Daha ince bir hesap önümüze daha fazlasını koyarsa, şaşırmam.

Benim tahminim, Nas ve dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin buluşu Kur Korumalı Mevduat (KKM) ucuz kredi üzerinden de büyük bir servet transferine yol açtı. Bu tahminin dayanağı faiz – enflasyon linkinin koparılması, normal koşullarda enflasyonun en az 5 – 10 puan üzerinde olması beklenen ticari kredi faizlerinin enflasyonun 50 – 51 puana kadar altına çekilmesidir. Nebatinin “makro ihtiyati” tedbirlerinin en yıkıcı transfere yol açtığı yıl, 2022’de böyle oldu. Ticari krediler ağırlıklı ortalama faizi yüzde 13,5’ti. Enflasyon ise 64,27’ydi. O dönem verilen krediler, Nas faizi yüzde 13,5 ile değil de normalde olması gerektiği gibi enflasyonun 5 – 10 puan üzerinde bir faizle verilseydi… Bu ikisinin farkını hesaplamaya çalıştım. Farkındayım, bu kaba bir hesap. İncesini varsın finans profesyonelleri yapsın.

Şimdi hesaplamanın bulgularına gelelim:

-Faiz – enflasyon linkinin kopması, esasında KKM öncesine gidiyor. KKM, Aralık 2021’de, yılın sonunda geldi. KKM’nin olmadığı yıl 2021’de ticari krediler ortalama faizi yüzde 20,1’di. 2021 ocak ayında enflasyon yüzde 14,97 iken ticari kredi faizleri aynı ayda yüzde 19,62 ila 20,42 aralığındaydı. İzleyen aylarda bu durum devam etti. Faizler birkaç puan da olsa enflasyonun üzerinde seyrediyordu ancak son iki ayda durum tersine döndü. 2021 yılının son 2 ayında ticari kredi faizleri enflasyonun altına geriledi. Kasımda yaklaşık 2 puan, aralıkta ise 15 puan altında kaldı. Yıl ortalaması ticari kredi faizleri (%20,1) enflasyonun (%36,08) 15,98 puan altındaydı.

-2021 yılında verilen yeni kredi miktarı 314 milyardı. Bu kredilerin hükümet uygulaması ile oluşan faiz yükü ile eğer enflasyon – faiz linki doğru kurulmuş olsa ve faizler enflasyonun hiç olmazsa 5 puan üzerinde olsaydı, oluşacak faiz yükü farkı 66 milyar liraya geliyor. 2021 ortalama dolar kurunun 8,85 lira olduğu dikkate alındığında 2021’de sermaye kesime sadece krediler yoluyla aktarılan servet 7,5 milyar dolara geliyor.

-Fakat dananın kuyruğu asıl Nebati ile KKM sonrasında koptu. Aralık 2021’de KKM geldi. 2022 vahşi transferi başladı. Haftalık ticari kredi faizleri TCMB’nin faiz istatistiklerinde vardır. Strateji Bütçe Başkanlığı bu rakamlara dayanarak 2022’de ticari kredi ortalama faizini yüzde 13,5 olarak veriyor. (KKM’den sonra, ticari kredi faizinde sınırlama vardı zaten) Enflasyonun yüzde 64,27 olduğu yıl, ticari kredi faizleri yüzde 20’nin altında! 50,77 puan fark var ortalama ticari kredi faizleriyle. Haliyle krediye hücum oldu. Ticari kredi bakiyesi 1 yılda 1 trilyon 725 milyar lira arttı. Bu rakam 2021’in 5 katıdır!


-2022’de yeni kullandırılan kredilere uygulanan faiz ile “faiz oranı normal şekilde enflasyonun 5 puan üzerinde olsaydı” arasındaki fark 962 milyar liraya geliyor. 2022 ortalama dolar kuru (16,55 TL) ile 58,1 milyar dolar ediyor. Uygulanan faiz oranı enflasyonun 10 puan üzerinde olsaydı transfer rakamı 63,3 milyar dolara çıkacaktı. Özeti, NAS ve Nebati politikaları 2022 yılında ticari kredilere uygulanan enflasyonun çok çok altı faiz oranları ile bu kesime 60 milyar dolar civarında bir servet transferi gerçekleştirmiş oldu.

-Aynı yöntemle hesaplamaya göre 2023’te Mehmet Şimşek’in göreve gelmesinden sonra faiz artışları başladı ancak ticari kredi faizlerinin enflasyonun çok çok altında olmaklığı devam etti. Dolayısıyla transfer de devam etti. Sermaye kesimine enflasyonla alakası olmayan faiz oranları ile kredi kullandırımı yoluyla yapılan transfer miktarı 2023’te kabaca 30 milyar dolara yakın gözüküyor.

-Şimşek’in “program” dediği şey başladığında ciddi şekilde kopuk olan faiz – enflasyon linki Temmuz 2024’te buluştu. Ticari kredi faiz oranı yüzde 61,84’e, enflasyon ise yüzde 61,78’e geldi. Bu tarihten sonra faizler enflasyonun üzerine taşındı.

-2021 yılı - Temmuz 2024 arasında faiz eğer enflasyonun 5 puan üzerinde olsaydı varsayıma göre yaptığım hesaplamada bulduğum transfer miktarı 92,2 milyar dolara geliyor. 10 puan üzerinde olsaydı varsayımına göre rakam 104 milyar dolara ilerliyor.

-Faiz – enflasyon linkinin kurulduğu son 1 yılda, Nebati’nin cin fikir sınırlamaları kalktı. Sonrasına başka bir tablo ortaya çıktı: Bankacılık sektörünün uyguladığı faiz oranları enflasyonun 29 puana kadar üzerine çıktı. Temmuz 2025 itibariyle faiz oranı %58,71’dir. Enflasyon yüzde 33,52’dir. Faiz, enflasyonun 25,19 puan üzerindedir. Eğer bu son faiz – enflasyon farkını, bankacılık sektörüne de makul kar bırakan normal uygulama kabul edersek, benim yukarıda söylediğim 104 milyar dolar transfer rakamı da çok çok düşük kalır. Bazı iktisatçıların 300 milyar doların üzerinde bir rakam telaffuz ettiğini hatırlıyorum. Daha ince bir hesaplama önümüze böyle rakamlar koyabilir.

-Elbette ki KKM’nin tek sonucu bu transferden ibaret değildir. Bir de kur farkı ödemeleri vardır devletin. 60 milyar dolar civarında tahmin edilmiştir. Şirketlere transfer de faiz farkından ibaret değildir. Şirketlerin dövizi vatandaşın dövizinden birkaç lira daha yüksek fiyata alındığı gibi ayrıca şirketlerin kur farkı kazançları da vergiden muaf tutulmuştur. Dolayısıyla şirketler, döviz kuru çıktı kazandılar, döviz kuru düştü yine kazandılar. Şimşek kuru tutup faizleri yukarı çıkarmaya başlayınca bu kez de (190 milyar dolara çıktı!) döviz kredisi alıp carry trade yaparak kazandılar.

Köşe Yazıları Haberleri