Sanırsınız Rusya devlet kuruluşu Rosatom’un Türkiye ayağı Akkuyu A.Ş. bir nükleer enerji şirketi değil de çocuk yuvası. Her reklamından ille de neşeli çocuklar fışkırıyor, şirket çocuklar arasında resim yarışmaları düzenlemelere doyamıyor, karne gününde Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) sınırları içindeki Büyükeceli köyünün öğrencilerini hediyelere boğuyor.
Bu kez de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamındaki resim yarışmasıyla karşımızdalar. “Belirli günler ve haftalar” kitabından bir sayfayla yine sanat sevgileri kabarmış anlaşılan. İhtimal o ki; res’min darbeci Kenan Evren’i Ressam Paşa’ya, ellerindeki kanı kırmızı boyaya dönüştürüveren mucizevi etkisini akıllarından çıkarmıyorlar. Hadi o darbeci aklama diyelim de memleket “greenwashing” (yeşil yıkama/aklama) örnekleriyle dolu değil mi zaten? Derelerin kurumasının müsebbibi mikro HES projelerine kredi veren bir bankanın da, zehir saçan bir kömür işletmesinin de çocuklar için resim yarışması açmışlığı var. Hal böyle olunca Three Mile Island’la, Çernobil’le, Fukuşima’yla müsemma bir enerji çeşidini “temiz enerji” diye pazarlayan nükleerciler de bir resim yarışması daha düzenleyivermişler. Devamlılık şirkette de esas zira.
BELKİ ŞURADA TOP OYNAYAN SEVİMLİ MİNİKLER VARDIR
Konu “Temiz Gelecek için Temiz Enerji”. Bir yandan masumiyeti öte yandan geleceği temsil eden çocuk figürü de “temiz gelecek” iddiasındaki nükleerciler için elbette biçilmiş kaftan. Nükleer enerji üretimi çocukların sağlıklı yaşam haklarını ihlal edecekmiş, çocukların hastalanmalarına yol açacakmış -ki Uluslararası Nükleere Karşı Hekimler Birliği (IPPNW)’nden Dr. Alfred Körblein Almanya’daki nükleer santrallerin 5 kilometre mesafesindeki alanlarda görülen erken çocukluk çağı kanserlerinde yüzde 54’lük, lösemide ise yüzde 76’lık artış saptamıştı-, nükleer atıklar çocukların geleceklerini ipotek altına alacakmış, ne gam. Değil mi ki bu, bir “yeşil yıkama” örneği; “çocuk hakları” temalı bir resim yarışması daha düzenleyiverirler, ne olacak? Resimde nükleer santralin yanına salıncak yaptırırlar çocuklara, bitti gitti. Belki şurada, nükleer santralın hemen dibinde top oynayan sevimli minikler de vardır. Resim bu ya.
NÜKLEER ENERJİ POLİTİK BİR MESELEDİR
Nükleer enerji kamu spotundaki yaklaşım da benzerdi, hatırlayalım. Hani şu Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın oynadığı kamu spotu. Gücün yolunun ille de atomdan geçtiğini anlatan Matrixvari filmde, DNA sarmalları kah ayağının altında, kah elinde parıldayan dünyaca ünlü bilim insanı Prof. Dr. Sancar, “Güçlü Türkiye için” diyordu. Filmde lafı edilen tıp teknolojilerini, uzay çalışmalarını falan geçelim bir kalemde, bu ifadenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Büyük ve Güçlü Türkiye” hedefine yaptığı atıf gün gibi ortadaydı. Ve alt metin rahatlıkla okunabiliyordu ki; nükleer enerji aslen politik bir konuydu ve tüm çaba da bunun içindi.
ÇOCUKLARA “YANLIŞ’ SÖYLETMEK
Sancar’ın siyasi atıfla başlattığı cümleyi peş peşe üç çocuk tamamlıyordu: “Türkiye şimdi temiz ve bağımsız enerji istiyor.” Koca koca insanlardan defalarca kez duyduk -hadi yalan demeyelim de- bu yanlışları, ama kamusal alanda bunları çocuklara söyletmek de bu kamu spotuna kısmet oldu. Zira nükleer enerji temiz değildi ve Akkuyu bize bağımsız enerji değil tam aksine Rusya’ya daha fazla bağımlılık vadediyordu. Hala da öyle.
Rusya demişken, Akkuyu NGS’nin asıl sahibi Rusya’nın devlet şirketi Rosatom ki projedeki payı %99,2, yıllardır Rusya’daki ve yurtdışındaki ortaklıklarında çalışanların çocuklarının katıldığı Nuclear Kids Uluslararası Çocuk Yaratıcılık Projesi düzenliyor. “Çocuk” imgesi o kadar kullanışlı ez cümle.
ÇOCUKLUĞA BİSİKLETLE REFERANS
Eskiden bisiklet imgesini de kullanırlardı reklamlarında bu nükleerciler, hem temiz ulaşıma hem de çocukluğa referansla. Akkuyu NGS’nin ilk reaktörünün temel atma töreni için hazırlayıp tüm kanallarda günlerce döndürdükleri reklam filminde gülümseyen çocuklar bisiklete biniyordu örneğin. Hayır, bisiklet değildi o çocukları gülümseten. Çocuklar mutluluklarını nükleer enerjiye borçluydu! Zira nükleer enerjinin “aydınlattığı” yollardan geçiyorlardı ve sürüyorlardı bisikleti “aydınlık” yarınlara doğru.
TEMİZLİK “YIKAMA”DAN GELİR
Mersin’deki Nükleer AŞ’ye ait bilgilendirme merkezinde bisikletten nasıl elektrik enerjisi üretildiğini gösteren bir düzenek vardı hatta. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de desteğiyle pandemiye kadar Mersin il sınırlarındaki hemen hemen bütün okulların öğrencilerini bilgilendirme merkezinde “bilgilendirip” yıllarca nükleer enerjinin “faydalarını” anlattılar çocuklara. Zira Mersin ve Mezitli kent konseyleri tarafından 2016’da yaptırılan ankete göre halkın yüzde 86’sı nükleer santrala karşı çıkıyordu. Öyle basit bir PR çalışmasıyla olacak gibi değildi yani.
Yetinmediler. Çocuklar da dahil yöre halkından bazı temsilcileri alıp Rusya’daki nükleer santrallere teknik geziye götürdüler. “Brain washing” (beyin yıkama) değildi de neydi bunlar peki?
Demek nükleer enerjinin temizliği hep buralardan geliyordu. Bir yeşil yıkama, bir beyin yıkama. Bir yeşil yıkama, bir beyin yıkama. Sonuç “nuclear washing” (nükleer yıkama/aklama)!
Minik bir not: Akkuyu A.Ş. resim yarışmalarının yanı sıra dışında müzik yarışmaları, olta balıkçılığı yarışmaları, fidan dikimi etkinlikleri, konserler, film gösterimleri gibi pek çok alanda her yaş grubu için “sosyal sorumluluk projeleri” yürütüyor.
YA BÖLGEDE YAŞAYAN ÇOCUKLAR
Bölgede yaşayan çocuklara kül yutturmak pek kolay değil lakin. Daha nükleer santral üretime geçmeden, inşaat sırasında nelere tanık oldu onlar. Gözlerinin önünde koca sahil gün gün tahrip edildi. Kendi memleketlerinde, santral alanı olarak tahsis edilen yerlere girmeleri yasaklandı, zira oralar artık Rusya’nın toprağıydı. Köylerine kamyon, iş makinaları doldu. Hiç öyle reklamlarda olduğu gibi parıl parıl sahneler yoktu üstelik; dev inşaatın tozu dumanı bölgeye kara bulut gibi çöktü. İnşaattaki, şirketin “planlı” olduğunu iddia ettiği patlama sırasında civardaki evlerin camı çerçevesi aşağıya indi. Ve en son 6 Nisan’da Akkuyu NGS inşaatındaki iş cinayeti sonucunda bir işçi yaşamını yitirdi.
Bölgedeki çocukların gördüğü asıl manzara bu işte. Bunun resmini yapsınlar mı? Yoksa manzara “Temiz Gelecek için Temiz Enerji” konusuna uygun değil mi?