Rusya devlet başkanı Vladimir Putin Hindistan’da. Putin pandeminin ardından ilk defa Hindistan’a ziyarette bulunacak. İki ülkenin masasında savunmadan Çin ile ilişkilere bir çok dosya var.
Hindistan, Rusya ile iyi ilişkileriyle anılan bir ülke, ancak aynı şeyi Çin ile olan ilişkileri açısından iddia etmek kolay değil. Hindistan ile Çin ilişkileri genellikle sallantılı bir seyre sahip. Nitekim Hindistan ABD, Japonya, Avustralya’dan oluşan ve Çin’in Asya Pasifik’teki faaliyetlerine set çekmeyi amaç edinen dörtlünün bir parçası olması da buradan ileri geliyor. Yeni Delhi’nin Pekin karşısından Washington ile kurduğu yakın bağ, Moskova açısından şüpheyle izleniyor. Tam da bu nedenle Putin’in Yeni Delhi yollarına revam olması dikkatle izlenmeyi hak ediyor.
Savunma Sanayinde İşbirliği
Hindistan 1947’de bağımsız olduktan sonra Pakistan ve Çin ile yaşadığı anlaşmazlık ve savaşlarda en büyük yardım ve desteği SSCB’den görmüştü. İki devlet arasında 1971’de imzalanan dostluk anlaşmasıyla yakalanan yakınlık, SSCB’nin ardılı Rusya ile de sürdü. Nitekim Modi göreve geldiği 2014’te “Hindistan’da herhangi bir çocuğa ‘Hindistan’ın dostu kimdir?’ diye sorarsanız size ‘Rusya’ yanıtı verir” diyerek de başbakanlığında bazı merkezlerle uyumlu olmaya devam edeceği mesajı vermişti.
İki ülke arasındaki bu tarihi ilişkilerin karşılık bulduğu alan savunma sanayii. Hindistan, ordusunu yenilmesi sürecinde gerekli ekipmanların büyük bir kısmını Rusya’dan alıyor. Hindistan’ın savunma ithalatında Rusya’nın ortalama payı yüzde 58.
Türkiye ile ABD arasında gerilim konusu olan S-400’ler Hindistan’ın da gündeminde. Hindistan 2018’de Rusya’dan S-400 almak için anlaştı, savunma sisteminin Yeni Delhi’ye maliyeti 5 milyar dolar düzeyinde. Ancak teslimatın yapılıp yapılmadığı konusu net değil, zira Hindistan S-400 aldığı için ABD’nin kendisine Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele(CAATSA) yaptırımlarının uygulanmasından çekiniyor. Bu nedenle ABD’yi ürkütmeyecek bir formülle yol alamaya çalıştığı görülüyor. S-400 konusunun Putin ile Modi’nin görüşmesinde gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır, zira Hindistan’a Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yanı sıra Savunma Bakanı Şoygu da gitti.
Afganistan’ın geleceği ve Hindistan
Rusya ile Hindistan’ı yakınlaştıran bir diğer unsur iki ülkenin de terör saldırının hedefinde olmaları. Diğer bir ortaklık zemini saldıranların radikal İslamcı gruplar olması. Her iki ülke 11 Eylül Terör Saldırıları sonrasın terörizmle savaş konusunda işbirliği yapmaya başladı. Rusya kendi ülkesinde Çeçen ayrılıkçı grupların saldırılarına hedef olurken Hindistan sık sık Pakistan’ın desteklediği radikal grupların terör saldırılarıyla dünya gündemine geliyor. İşte bu noktada Taliban’ın kontrolünde olan Afganistan’ın bir terör üssüne dönüşmemesi şart. Bunun için Rusya gibi Hindistan’da Taliban ile doğrudan görüşme dahil olmak üzere iletişim kanallarını aktif olarak kullanmaya çalışıyor. Dahası Afganistan konusunda Hindistan’ın komşusu ve rakibi Pakistan’ın daha etkin bir pozisyon üstlenmesi Hindistan açısından rahatsızlık verici. Bu nedenle Yeni Delhi Afganistan’daki durum konusunda etkinliğini Moskova’yı arkasına alarak garanti altına almaya çalışıyor.
ABD’nin dahli Çin sorunu ve Moskova
Öte yandan, ABD-Hindistan ilişkileriyse özellikle son yıllarda ivme kazandı. ABD’nin Çin ile rekabeti, Hindistan ile Çin ilişkilerindeki sorunlar, ABD açısından Hindistan’ı ayrıca önemli kılıyor. Nitekim ABD 2007’de ABD’nin desteği ve Japonya’nın girişimiyle kurulan Dörtlü Güvenlik Diyalogu (Quadrilateral Security Dialogue-Quad) hükümetler arası oluşumu bu anlamda ABD çabalarının örneklerinden. Quad, ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya’dan oluşuyor, temel amacı bölgede Çin’in gerilime neden olan politikalarına çözüm bulma. Rusya başından beri bu oluşuma Çin’in dahil olması gerektiğini söylese de bu gerçekleşmeyecek, çünkü bu devletleri bir arada tutan zaten Çin’den duyulan rahatsızlık.
Aslında Moskova Yeni Delhi ile Pekin arasındaki ilişkilerin bir çatışmaya varmadan dondurulmasından yana ancak bu pek mümkün değil, zaman zaman ölümlü küçük sınır atışmaları iki ülkenin sık sık gündeminde yer alıyor. Ancak iki ülke Şanghay İşbirliği Örgütü’nün yanı sıra BRICS’te de yan yana. Buna karşın ABD’nin askeri bir niteliği olmadığını iddia ettiği Quard’ta Hindistan’ın bulunması, bir yandan gelişmeleri öğrenmek açısından önemli diğer yandan Moskova’nın Pekin’den sonra sıra bana gelir mi kaygısına neden oluyor. Modi daha önce bu konuda Rusya ile ilişkilerine zarar verebilecek bir adım atmayacaklarını söylemişti. Ancak Putin’in zirvede bu konuyu konuşacağı ve belki garantiler isteyeceği söylenebilir.
Hindistan Rusya Ekonomi ve Enerji İlişkileri
İki ülke arasında dikkat çekici gelişmelerin yaşandığı bir diğer alan enerji. Hindistan dünyanın en büyük ekonomilerinden biri. Ülkenin ekonomik kalkınması aynı zamanda enerji tüketiminin yükselmesi anlamına geliyor. Asya Kalkınma Bankasına göre Hindistan’ın enerji talebinin 20 yıl içinde iki katına çıkması bekleniyor. Hindistan’ın enerji tüketiminde kömür yüzde 43’lük payla lider, onu doğal gaz ve diğer kaynaklar takip ediyor. Ulaşımdaysa petrolün dominasyonu var. Hindistan’daki her 10 araçtan 9’unun yakıt tankında petrol var. Hindistan’daki bu tüketim oranlarına karşın Rusya’nın buradaki payının sınırlı olduğunu söylemek gerekiyor. Örneğin Yeni Delhi’nin petrol ithalatındaki ilk adresi Rusya değil, Ortadoğu, daha çok Körfez ülkeleri.
Putin’in diplomatik heyetinde Rusya’nın en büyük petrol şirketi Rosneft’in CEO’su İgor Seçin’in olması iki ülkenin petrol konusunda görüşmelerini artırma ve uzlaşmaya varma çabası olarak ele alınabilir. Rosneft ile OVL ile Vankor bölgesindeki projelerde ortaklıklara sahip. Benzer biçimde Rosneft Oil India, Indian Oil Corporation ve Bharat Petro Resources gibi şirketlerle işbirliği halinde. Örneğin Hindistan şirketlerinin Rusya’nın en önemli projelerinden olan Sakhalin-I’deki payı yüzde 50. Yatırımlar konuşanda cevval davranan yalnızca Hindistan şirketleri değil. Rosneft’in bir konsorsiyum ile beraber Hindistan’ın en önemli rafinerilerinden Essar Oil’i almasında görüldü.
Ekonomide hedef 30 milyar dolar
Hindistan ile Rusya’nın savunmanın aslan payını oluşturduğu ilişkilerinin hacmi siyasi bağları dikkate alındığında cılız kalıyor. İki ülkenin ticari ilişkilerinin hacmi yaklaşık 13 milyar dolar. Bu konuda iki lider de daha önce 2025’te dış ticaretlerinin hacmini 30 milyar dolara çıkarmak istediklerini belirtmişti. Hindistan’ın özellikle Uzak Doğu Rusya’ya yatırım yapmak istediği ve buradaki varlığını artırmaya çalıştığı biliniyor. Ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi ve alış verişin savunma ekseninden çıkarılması, kısa sürede ulaşılacak bir hedef değil. Ancak liderlerin bu konuda da görüşme yapacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Özetle Rusya ile Hindistan ilişkileri tarihi dinamiklerle beslenen güçlü bir yapıya sahip. Bununla beraber ABD’nin Çin’i Asya Pasifik’te geriletmek için müttefiklerinin yanı sıra resme Hindistan’ı dahil etmesi Moskova tarafından dikkatle izleniyor. 2021’de Sergey Lavrov’un da Hindistan’a gittiği, Putin ile Modi’nin sık sık görüştüğü dikkate alındığında bu durum daha netleşiyor. Ancak Putin’in heybesinde yalnızca kaygı yok, aynı zamanda enerjiden, Afganistan’a oradan Rusya’nın uzak doğusuna uzanan bir yatırım çekme gayreti de var.