CENGİZ ERDİNÇ
Urfa’da İŞİD’e mühimmat satışı olayının şüphelilerinin bizzat ortak olduğu şirket Kara Kuvvetleri’nden aldığı mühimmat ihalesiyle övünüyor. Hablemitoğlu soruşturmasında da sanıkların ortak noktası silah ve mühimmat ticareti ama “hususilik” ilkesi hem Ankara’da hem de Şanlıurfa’da bu konuyu yargılama dışında bırakıyor.
Dynamo Savunma şirketi internet sayfasına koyduğu fotoğrafları “9.11.2019 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza firmamız tarafından yapılan mühimmat teslimatı” diye açıklıyor. Fotoğraflarda asker ve siviller tarafından taşınan üzerinde turuncu baklava içinde “1.4 Explosives” ibaresi bulunan konteynerler var.
Dynamo Savunma 17 Mayıs 2018 günü Ankara’da Fatih Metin tarafından kuruldu. Fatih Metin Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda Levent Göktaş’ın altında çalışan, Hablemitoğlu cinayeti soruşturmasında şüpheli olarak ifadesine başvurulan astsubay Kamil Metin’in kardeşi. Nitekim Kamil Metin kuruluştan iki ay sonra şirket hisselerini kardeşinden aldı ve Selim Gazi Gümüş’le birlikte yönetim kurulu üyesi oldu. Bir yıl sonra 2019’da her iki isim de yerlerini Mehmet Nejat Usta’ya bıraktı. Usta bir yıl sonra hisseleri Stockholm İsveç Krallığı adresinde ikamet eden Murat Erdoğan’a devretti. Kara Kuvvetleri’ne verildiği söylenen ihaleden hemen sonra Erdoğan’ın yerini Soğan Tırları davasının sanıkları Mehmet Oktar ve Arif İzzet Sarıtaş aldı. Oktar ve Sarıtaş hisseleri bir yıl sonra Hüseyin Güllük’de o da Hüseyin Yılmaz’a bıraktı. Şirketin son sahibi Mehmet Güleryüz şirketi Mart ayında Soğütözü’nde Levent Göktaş’ın ofisinin ve şirketlerinin bulunduğu binaya taşıdı.
Hablemitoğlu soruşturmasının odak noktasındaki Nuri Gökhan Bozkır Dynamo Savunma’nın Ukrayna temsilcisi gözüküyordu ve Ukrayna’da aynı adla bir şirket kurmuştu. Bozkır kırmızı bültenle arandığı sırada Altay projesi için motor sağlamak için girişimlerde bulunacak kadar rahattı. Duruşmalarda Orta Avrupa’dan Afrika ülkelerine uzanan silah ticaretinden bahsederken, Hablemitoğlu cinayetini de Ethem Sancak’ı ima ederek bu “ağına” konmak isteyenler tarafından üzerine yıkıldığını söyledi. Soğan tırları sanığı Arif İzzet Sarıtaş’ın oğlu Ahmet Arif Sarıtaş Tırların yakalanmasından üç ay sonra yine Ankara’da DNS Savunma şirketini kurmuş, Bozkır bu şirketin temsilcisi olarak Orta Asya ülkelerinde silah ticaretine girişmişti.
Hablemitoğlu soruşturmasının bir başka sanığı Levent Göktaş Ocak ayında Kısadalga’ya verdiği yanıtlarda Bozkır’la birlikte girdikleri Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma ihalelerinden bahsediyor, Bozkır yüzünden zarar ettiğinden yakınıyordu. Göktaş Soğan Tırları soruşturması ve Gökhan’ın kırmızı bülteniyle ilgili sorulara “haberim yok” demişti.
Aslına bakılırsa savunma sanayi gibi milli güvenlik meselesine dahil sektördeki ihalelere katılan şirketlerin kimlere ait olduğu konusunda sadece Göktaş’ın değil, Milli Savunma Bakanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de pek bir şeyden haberi yoktu.
Fakat Hablemitoğlu sanıkları arasında yer alan ve eski bir özel kuvvetler mensubu olan Altan Bora mahkemede farklı şeyler söyledi. Bora da emekli olduktan sonra Göktaş ile ortaklık yaparak silah ihalelerine girmişti. Bora birlikte çalıştığı Göktaş’ın bir ihale için kendisini Ukrayna’ya, Nuri Gökhan Bozkır’a göndermek istediğini anlattı. Bora Bozkır’ın kırmızı bültenle arandığını hatırlatmış, Göktaş da “Ben bakanla görüştüm, Nuri Gökhan’ın kırmızı bülteni kalkacak” diyerek kendisini ikna etmişti.
Yine Hablemitoğlu soruşturması sanıklarından, Enver Altaylı ile Levent Göktaş’ı tanıştıran Aydın Köstem TEM Dış Ticaret adlı şirketiyle bir silah yolsuzluğuna karışmıştı. 1995 yılında MİT’te çalışan bir grup Özel Kuvvetler Komutanlığı kökenli asker Genelkurmay’ın istediği Rus yapısı RPO silahı için (Roket Güdümlü Piyade Alev Silahı) Köstem’e toplam 50 bin dolar vermiş, ancak silahlar gelmediği gibi paranın da Köstem tarafından harcandığı, MİT’in dolandırıldığı ileri sürülmüştü.
Üniformayla ticaretin birbirine karıştığı Soğan Tırlarında bir türlü yargı önüne çıkarılamayan sanıklardan Jandarma Üsteğmen Ahmet Yasin Güneş üniformasını çıkarmaya bile gerek görmeden ticarete girişenlerden. Ukrayna asıllı İrina Okur’un 2014 yılında kurduğu Nina Danışmanlık Ahmet Yasin Güneş tarafından tam da seferlerin başladığı dönemde 19 Haziran 2015’te devralındı. Ticaret yapması mümkün olmayan muvazzaf subay Güneş şirkete 20 yıllığına müdür oldu.
Ahmet Yasin Güneş Nuri Gökhan Bozkır tarafından MİT Tırları soruşturmasının savcısı İrfan Fidan’a takdim edilmiş dosyada gizli tanık yapılmıştı. Soğan Tırları sanıkları tarafından açıkça “finansör” olarak suçlanmasına rağmen altı yıl boyunca hakkında ne bir dava açıldı, ne de bir işlem yapıldı. Mahkeme önünde tutuklu sanıklar Doğan Güneş ve Mehmet Oktar “Bu işin planlayıcısı Ahmet Yasin Güneş’tir, ancak hakkında işlem yapılmamıştır” diyordu ancak mahkemede yaprak bile kıpırdamadı. Ancak altı yıl sonra Ahmet Yasin Güneş için iddianame düzenlendi.
Güneş bu iddianameden sonra mahkemeye geldi ve özrü kabahatinden büyük bir savunma verdi. “İrfan Fidan Gökhan Nuri Bozkır’ın Irak ve Suriye’ye çeşitli gıda ve yardım malzemelerini Tır’larla taşıttığını ancak bu Tırlarla başka malzemeler (silah vs.) taşındığı hususunda istihbarat duyumları olduğunu, bu hususlarda söz konusu kişiyle irtibat sağlanmasını istedi, ben de irtibat sağladım. Bazen Ankara’daki belirli kafe pastanelerde buluştuk, bir ara beni Isparta’daki bir çiftliğe davet etti. Sn. İrfan Fidan’ın bilgisi dahilinde bu çiftliğe gittim. Gerek Ankara’da gerek çiftlikteki görüşmelerde birçok kişiyle tanıştım, ancak bu kişilerle başka da bir irtibatım olmadı. Gökhan Nuri Bozkır tarafından Tır’larla Irak’taki Türkmenlere yiyecek taşındığını, yardım malzemesi gönderildiğini başkaca malzemelerin (silah vs. ) gönderildiğine tanık olmadığımı Sn. İrfan Fidan’a rapor ettim”.
Bu karışık davanın Şanlıurfa’da dün görülen duruşmasında mahkeme Nuri Gökhan Bozkır için İnterpolden gelecek evrakın beklenmesine karar verdi. Avukatları Türkiye’nin de taraf olduğu Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’ni göstermiş, ceza yargılamasında “hususilik” kuralı gereği Bozkır’ın sadece iade edildiği Hablemitoğlu cinayeti soruşturmasından yargılanabileceğini savunmuş, Soğan Tırlarından yargılanamayacağını ileri sürmüşlerdi.
Adalet Bakanlığı’ndan birileri Tayyip Erdoğan’ın bizzat iadesini istediği Nuri Gökhan Bozkır için kırmızı bülten çıkarırken de, Ukrayna’dan iadesini isterken de Şanlıurfa’da hem de 15 Temmuz darbesinden yedi-sekiz ay önce IŞİD’e mühimmat satarken yakalandığını “unutmuş”, sadece Hablemitoğlu cinayetini gerekçe göstermişti.
Dolar dolu konteynerlerden, TIR başına alınan milyon dolarlardan söz eden Bozkır’ın odağında olduğu Hablemitoğlu cinayetinin soruşturması ise seçimlerin ertesi günü, 15 Mayıs’ta Ankara’da devam edecek.