TEZCAN CANDAN KARAKUŞ
Emek ve değer verdiğim sevgili öğrencilerim, gençler…
Türkiye yarın çok önemli bir seçime gidiyor. İşte, hepimiz yarın Türkiye’nin final sınavına gireceğiz. Heyecanlıyız, kaygılıyız, ellerimiz terliyor ama birlikte başaracağız.
Gözünüzün ışığı, güleç yüzünüz, hayalleriniz geleceğimiz, kadınların, gençlerin özgür yaşayacağı günler umudumuz ve inancımız.
Umutsuzluğa yer olmadığını yıllarca birlikte deneyimledik. Çözülmeyecek bir sorun yoktu, hep birlikte bir yolunu bulduk ve her dönemi başarıyla tamamladık.
Sorunlarınız sorunum, sorularınız, sorgulayan dimağlarınız her geçen gün umudumu büyüttü, umudum oldu. Size inandım, güvendim, sevdim…
Her birinizle tanışmış olmaktan, birlikte üretmekten mutlu oldum. Eğitimden sağlığa, göçmen sorunundan işsizliğe, yoksulluktan barınmaya kadar endişeleriniz, derslerimizin en önemli konularıydı.
Birlikte çözüm aradığımız günler hayatın en önemli dersiydi bize…Her dersimizde araştırdık, yazdık, tartıştık, çizdik. Anlatmak değildi mesele; birlikte öğrenmekti, yaşamdan deneyimlemekti, öyle de yaptık. Sınıfların amfilerin kapalı duvarları arasına sıkıştırmadık derslerimizi. Kentin sokaklarında binalara, içerisinde yaşanmış hayatlara tarihine dokunarak, sorunlarına çözüm aradık. Kentin dönüşümünden yenilenmesine, meydanlarından pazarlarına, depreminden yeniden inşaasına birlikte akıl yürüttük. Mimarlık böyle işte, bir sorunu alıp tüm boyutlarıyla irdeleyip, hiç tanımadığımız insanlar için yaşam alanı üretmek ve o mekanlarda kaygı duymadan geleceğe yolculuğa çıkmak.
Kendimizden çok hep başkalarını düşünmek mesleğimizin toplumsal sorumluluğu. Onun için tarih mimarlığın yaratıcı ve dönüştürücü gücünün başarılı örnekleri ile dolu.
Her dersimiz kendi içinde büyüttü bizi, bildiğimizi yaşadığımızı bilince çıkarttı. Çocukluğumuza kadar gittik hatta. Geçmişle geleceği bağlayan bellek köprüsünü birlikte inşaa ettik. Duygulandık, coşkulandık, çocukluğumuzdaki gibi şen şakrak, dertsiz tasasız oynadık. Özgür ve hesapsız çocukluğumuzu bugüne taşıyarak bize yüklenen ağırlığı hafiflettik.
Umut etmeyi heyecan duymayı birlikte yaşadık.
Uzayda mekan üretme kararlılığı ile 22. yüzyıla doğru yola çıkan hayallerimizde çözümledik dünyanın sorunlarını.
Mimarlık sorun çözmekti. Tıkandığımız her noktada sorunun dışına çıkıp, dışardan bakmayı ben hocalarımdan öğrendim, sizinle de paylaşmayı önemsedim. Yapayalnız ve bir başınıza olmadığımızı, gezegenin bir noktasında birlikte, aynı duyguları ve aynı sorunları yaşadığımız milyonlarca insanın varlığını birlikte keşfettik.
Umut ve kararlılık bizi bu ülkeye tutundurdu. Hayat şimdi bize en büyük projesini, geleceği tasarlama görevini yükledi. O büyük projenin katılımcı tasarımla şekillenmesi hepimizin ideali.
Her birinizin sandığa giderek aydınlık bir Türkiye ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanetini gelecek kuşaklara taşıyacak geleceğiniz için oy vermeniz final sınavımız, stüdyo projemiz.
Bu sınavdan da başarıyla çıkacağınıza olan güvenim tam. Gözlerinizde gördüm.Sizde aynaya bakın ve gözlerinizden yüreğinizdeki ışığı bir kez daha görün.
Emek ve değer verdiğim sevgili öğrencilerim ve bir kez bile karşılaşmadığımız ama öğrencilerimde sizleri gördüğüm sevgili gençler, umudunuz yüksek, kararlılığınız daim olsun. Yarın 28 Mayıs’ta oylarımız aydınlıktan, umuttan, sevgiden, kadın haklarından, eşitlikten, adaletten, özgürlükten yana olsun. Haydi bu finali de birlikte geçelim.
Geleceği birlikte projelendirelim.