Türkiye televizyon tarihinde aşağı yukarı 20 bölümü bile doldurmadan kült mertebesine ulaşmış dizi çok azdır. Emrah Serbes’in “Her Temas İz Bırakır” adlı romanından 2010-2013 yılları arasında Star TV’de televizyona uyarlanan Behzat Ç., bir anda büyük bir izleyici kitlesine ulaşarak hikâyesinden karakterlerine, kamera arkasından oyunculuklarına kadar “yaşı tutan” hemen herkesin hakkında fikir sahibi olduğu böyle bir yapım oldu. Bunların dışında Behzat Ç., o dönem dillendirilmekten kaçınılan, ülkenin kırmızı çizgilerine korkmadan basarak haksızlıkları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri konu ederek izleyicinin gönlünde farklı bir yere oturdu. Yeri geldi Hrant Dink cinayetini, yeri geldi KCK davalarını, yeri geldi, emniyet içindeki illegal yapılanmaları ekrana taşıdı.
Televizyon ekranına veda ettikten sonra 2019 yılında Blu TV’de dördüncü sezonuyla dijital platforma taşınan Behzat Ç., bu sezonuyla hayranlarını pek tatmin etmedi. Ancak 2022 yılında yine Emrah Serbes’in aynı adlı kitabından yine Blu TV’ye uyarlanan “Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi” ayrı bir Behzat Ç. öyküsüyle karşımıza çıktı. Star TV’de yayınladığı ve yoğun ilgi gördüğü zamanki ilk iki bölümüyle kıyaslanacak kadar sağlam ve yeni bir hikâyeyle izleyiciyle buluşan dizi, Behzat Ç.’ye hayat veren usta oyuncu Erdal Beşikçioğlu’nun da söylediği üzere, Behzat Ç’nin asıl meramı olan “sistem”le hesaplaşması üzerinden ilerleyerek açılışını yaptı. Sinan Ateş cinayetiyle başlayan üçüncü sezon ise, geçtiğimiz hafta yayınlanan üçüncü bölümüyle birlikte yeni “kartları” baştan dağıtmaya başladı. Yeni sezonun en büyük muamması, Canan Ergüder’in canlandırdığı ve “ilk” Behzat Ç.’nin ikinci sezonunda öldürülen “Savcı Esra”nın diziye tekrar nasıl dahil olacağı, Emrah Serbes’in elinden çıkan senaryoyla çok iyi bir yerden bağlandı ve bu muammanın çözülmesiyle birlikte “Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi”nin de omurgası meydana çıktı.
Şu anda Sinan Ateş’e gönderme yapan cinayet vakası arkada akarken, “Savcı Esra”nın tekrar ortaya çıkmasıyla birlikte, “yeni Türkiye” içindeki, daha önce kaç kere karşılaştığımızı unuttuğumuz “görünmez iktidar”ı tekrar hortlatarak, bunun üzerinden yürümeye başladı. Böylece Behzat Ç., cinayetleri çözmek dışında asıl derdi olan “sistem”in karşısına dimdik çıktı. Memduh Başgan’ın ikinci adam olduğu bir yapı ve onları alaşağı ederek ülkeye hak, hukuk, adalet getirmeyi planlayan, “Savcı Esra”nın da içinde olduğu başka bir yapı arasında kalan “amirimiz”i, çetin bir sınavın beklediğini tahmin etmek zor değil. Bunların haricinde oyuncu kadrosuna her ne kadar yeni isimler eklense de “kemik” Behzat Ç. ekibi hikâyeyi gayet iyi sürüklerken dizinin akıbetini üç bölümde de soru işaretleriyle bırakan “Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi”, dağıtılan kartların bütünüyle açık oynanacağı ve hikâyenin epey bir açılacağı beklentisini ispatladı desek yeridir. Bu sebeple hafta başında takvimlere cuma gününe bir klik atmayı unutmayalım, unutturmayalım…