TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
İktidar deprem sonrası 24 Şubat 2023 tarihli kararname ile planlama süreçlerini, bilimi, mülkiyet haklarını devre dışı bırakarak, ormanları meraları yapılaşmaya açarak yeniden inşa sürecinden rant çıkartma yaklaşımını ortaya koymuştu. Aynı yaklaşım, 5 Nisan 2023 tarihinde Resmi Gazete'de kadim uygarlıklar kenti Antakya’nın tarihi kent merkezinin 307 hektarlık alanının riskli alan edilmesi ile bu kez de kültür varlıklarının korunması ve restorasyonu sürecinin koruma sınırlarının dışında rant ve ticaret odaklı bir inşai faaliyet olarak ortaya koydu.
İktidarın yeniden inşa süreci bilinmezlik ve ben yaptım oldu mantığıyla devam ederken, yandaş firmalara dağıttığı 106 ihale ile 118 milyara ulaştı. Depremlerle yaşama sürecinde kentleşme ve mimarlık politikalarına, bilim insanlarının ve meslek örgütlerinin söylediklerine karşı üç maymunu oynayan iktidar giderayak, deprem bölgesi beyliği gibi davranarak yeniden yok oluşa sürüklüyor. Bir bütün olarak yol haritasının kamuoyuyla paylaşılmadığı, kentlilerin katılımcı olarak fikirlerinin alınmadığı, mülkiyetlerin zorun gücüyle el değiştirilmesine, tüm insanlığa ait olan kültür varlıklarının talan edilmesine ortam hazırlayan bu süreç giderek hukuksal süreçlere konu olacak, hak mücadelelerine ve örgütlenmelere ortam hazırlıyor.
“Her başkanı bir deprem vurur”
Deprem sonrası bölgelerin kentlerin yeniden canlandırılması zahmetli ve uzun erimli bir süreçtir. Pasifik Ateş Çemberi’nde beşik gibi sallanan coğrafya’da bulunan Şili’de depremlerin sıklığını anlatmak üzere “her başkanı bir deprem vurur” derler. Bir depremin ardından yeniden inşa süreci devam ederken, yeni bir deprem daha yaşanır, kentleşme ve konut politikaları Şili’nin gündeminden hiç düşmez. Tarih boyunca 1570-2016 yılları arasında 7,8 ve 9 şiddetinde 114 deprem yaşamış Şili’de 1960 yılında ardarda 9,5 şiddetine kadar ulaşan depremler gerçekleşir. Bu yıkıcı depremle birlikte imar politikaları değişir. Yeni bakanlıklar ve planlama ofisi kurulur. Depremler devam eder, 1961-1971 arasında 7’nin üzerinde 10 deprem daha meydana gelir.
Sosyalist Devlet Başkanı Salvador Allende Unidad Popular cephesiyle 1970’de kamucu politikalarla iktidara gelir. 1971 depremi her başkanı olduğu gibi bu kez de Allende’yi vurur. Allende döneminde yaşanan depremde, devlet 1960 ve 1965 depremlerinden sonra değiştirdiği imar politikaları, kurduğu bakanlıklar ve planlama ofisi ile daha hazırlıklıdır. Bu hazırlıklara Allende’nin kamucu bakışı açısıyla konutu bir hak olarak yükselten önermeleri de eklenince Allende’nin isteğiyle büyük bir planlama süreci başlar. 1971 depreminden sonra Allende döneminde yeniden inşa sürecini Şili Devlet Üniversitesi Sismik Risk Programından Sandra Rojas “8 Temmuz 1971 Depremi: Felaketten sonra yeniden yapılanma ve iyileşme deneyimi” yazısı ile paylaşır.
Yeniden inşada bölgesel kalkınma planları
1971 depremi sosyalist bir devlet başkanın deprem süreci ve sonrasına yönelik politikaları açısından önemli bir eşik oluşturur. Devlet Başkanı olduğu andan itibaren konut sorununa özel önem veren Allende işçi mahalleleri oluşturur, sosyal konut üzerine yoğunlaşarak 100 bin konut inşa eder.
Devlet Başkanı Allende, depremden sonra, sadece 1971 depreminden etkilenen bölgelerin değil, 1965 depreminden zarar gören bölgelerin yeniden inşası ekonomik ve sosyal olarak yeniden canlandırılması için de kalkınma planları hazırlanması talimatını verir. Yeniden inşa sürecinde, kentleşme politikaları bütüncül bir planlama yöntemiyle ele alınır. Üretim sanayi, tarım ve madencilik sektörlerini de içerisine alan yeni imar planları ve kalkınma planları hazırlanır. Depremlerle sürekli bir yıkım tehditi olan ülkelerde konut üretimi kentleşme politikalarında önemli bir yer tutar. Bu yüzden Şili’de yeniden inşa sürecin koordine eden bakanlık Şehircilik ve Konut Bakanlığı’dır. Bakanlık, Allende’nin ülke genelindeki sosyal konut planını çok iyi yönetir. Depremden etkilenen şehirlerde ve konutlarda yeniden planlama yapılır. Acil durum barınma birimlerine alternatif olarak “Transit Camps” adı verilen geçici prefabrike barınakların inşasıyla acil barınma ihtiyacı hızlıca karşılanır.
Acil durum komiteleri
Allende döneminde yaşanan depremin kamucu bir politikayla yeniden inşası süreci önemli bir örgütlenme alanına dönüşür. Daha sürecin başında “Şili birliği yeniden inşası ” sloganıyla tüm Şili halkını sürecin bir parçası haline getirir. Afişler tüm ülkenin her yanında Şili Halkının dayanışma duygudaşlığını ifade eder. Şili’nin yeniden inşasına kendisini adamış genç gönüllülerle birlikte depremden etkilenen bölgelerde yoğun katılımlı “acil durum komiteleri” oluşturulur.
Allende kamu ve özel kesimle birlikte Şili halkının da katkıları ile kapsamlı planlarla, kuruluşların koordinasyonunu, bölgesel, ekonomik ve sosyal planlamada işbirliğinin önemini ortaya koyar. Böylece depremle birlikte ortaya çıkan kriz, kamu özel ve halk birlikteliği ile ulusal kalkınmanın planlanmasının daha iyi bir zemine oturmasında önemli bir fırsata dönüştürülür.
1925 Şili Anayasası’ndan doğan dayanışma ve refah öncüllerinin afetlere uyarlayarak genişletilmesi ve ona uygun afet kanunlarının ( 17.564 ve 16.282 sayılı kanunlar) çıkartılması ile büyük bir altyapı oluşturur. Dayanışma treni deprem bölgelerine doğru yola çıkar ve her istasyonda durarak dayanışma ve bağış toplayarak, dayanışmayı demir ağlarlar örer.
Dayanışma Haysiyet ve Halk
Allende halk katılımı olmadan yeniden inşa sürecinde bir milli birlik duygusu yakalanamayacağının farkındalığı ile “Ulusal Sivil Koruma Sistemi'ne halkın katılmasını sağlar. Deprem sonrası yeniden inşa sürecinde aldığı bu tedbirlerle birlikte ülke topraklarının her köşesinde dayanışmayı organize edecek bir seferberlik ilan eder. En çok hasar gören yerleşimlerin yeniden inşalarını hızlandırmak için daha fazla kaynağa sahip kentlerle eşleştirir. Dayanışma Haysiyet ve Halk 1971 depreminin anahtar kelimeleri haline gelir. Devlet tarafından jeofizik, sismoloji ve bilim departmanına finansman desteği sağlayarak, akademik bilimsel araştırmaları teşvik eder. Araştırma kuruluşları üniversiteler kamu ve özel sektörün işbirliği içerisinde anti sismik araştırmayı derinleştirmenin önünü açar. Şili Üniversitesi, fizik matematik ve jeodezi bilimlerine destek verir.
Deprem karşı büyük devlet vizyonuna Pinochet darbesi
Afete karşı risklerin azaltılmasında, o dönemin koşullarında Allende’nin açtığı büyük devlet vizyonu Faşist Pinochet darbesi ile aniden kesilir. Şili Pinochet diktatörlüğü ile neoliberal politikaların ilk uygulandığı laboratuvar haline gelir. Pinochet kentsel ölçekte yaptığı ilk iş, Allende’nin oluşturduğu işçi mahallerini kentsel dönüşüm ilan ederek, yerinden edilmeler, kentsel sterilizasyon ile yerleşim politikalarını bir çok alanda olduğu gibi yıkıcı bir süreçle hayata geçirerek Allende’nin kurduğu kamucu vizyonunu yok etmek olur.
Şili’de Allende’den sonra en şiddetli deprem 27 Şubat 2010 yılında gerçekleşir. 8.8 şiddetinde gerçekleşen depremin hemen ardından dalgaların boyunun 15 metreye ulaştığı tsunami yaşanır. 15 milyonu aşkın Şili nüfusunun %81,1’i, 15 bölgede bulunan 345 belediyenin 239’u depremden etkilenir. 526 can kaybı yaşanır 22O bin bina yıkılır. Pinochet diktatörlüğü 1990’da seçimle sonlandırılsa da neoliberal politikaların her yere nüfuz ettiği ülkede iktidarlar değişse de neoliberal politikalarda radikal bir dönüşüm yaşanmıyor.
Ruh aynı değil
Ancak 2010 depreminden sonra yeniden inşa sürecinde unutulmuş, bıçak gibi kesilmiş atılmış bir gerçeklik açığa çıkar. Allende’nin afet riskinin azaltılması için başlattığı uygulamalar ve Allende döneminde çıkartılan ve hala geçerliliğini koruyan afet kanunların uygulanması süreci, Birleşmiş Milletlerin Afet Riskini Azaltma Hyogo ve Sendai Çerçevesi kapsamında Ulusların ve Toplulukların Afete Karşı Dirençlerinin Arttırılması Çerçevesi ile öncülerinin kademeli olarak dahil edilmesiyle yeniden başlanır.
Şili’de neoliberal politikalarla, sosyalist devlet başkanı döneminde kurgulanmış altyapı üzerinde şekillenen yeniden inşa süreci de kendi içerisinde hem olumlu hem de eleştirel bir süreci açığa çıkartır. Yeniden inşa süreci 10 yılda tamamlanır. Slogan olarak Allende dönemine benzer sloganı kullanılır. Ama ruh aynı değildir elbet.
Şili’den öğrenmek
2010 depreminin ardından yeniden inşa sürecinde her bölge için risk azaltma master planlarının yapılması, devlet desteğinin sağlanması, halkın planlama ve konut mimarisini seçme, hatta konutunu kendisi yapma konusunda katılımının sağlanarak, karar verici hale gelmesi, Allende döneminin mirası iken, kırsal planlamada, yerinden edilmeler, teşvik ve desteklerin mağdurların sosyo ekonomik durumuna göre şekillenmesini ise eşitsiz neo liberal politikaların bir sonucu olarak görmek gerekir.
Hem Allende döneminden hem de neoliberal laboratuar Şili deneyiminden, farklı zamanlarda da olsa benzerliklerle öğreneceğimiz çok şey var. Deprem ve yeniden inşa süreci ve birlikte inşa etme fikri de bu deneyimlemenin en önemlilerinden birisi: Halk katılımı, halkla birlikte yeniden inşa ruhunun yaşatılması ve acil durum komiteleri, konutun hak olarak görülmesi ve yasal altyapının kurulması…