Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen "Büyük İstanbul Mitinginde konuştu.
Kurum, "İstanbul bizim sevdamız. İstanbul bizim ortak geleceğimiz. Ve bu geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Barışın şehri İstanbul'da, barış içinde yaşayacağız. Buradan İstanbul'umuzun güzel insanlarına sesleniyorum. 31 Mart'ta gelin, gerçek belediyecilikten yana olun. 31 Mart'ta gelin, İstanbul'un geleceğinden yana olun. 31 Mart'ta gelin, sağlam İstanbul'dan yana olun. Her oy bir tohumdur. Hizmet görürse yeşerir, emek verilirse fidan olur, karşılık bulursa orman olur. Haydi İstanbul şehrine oy ver. Şehrine oy ver ki, İstanbul; hizmet bulsun. Huzur bulsun. Mutluluk bulsun. Sen yaparsın, sen cesursun. Çünkü sen İstanbul'sun. Çünkü sen İstanbullusun" dedi.
Mitingde konuşan Kurum, şu ifadeleri kullandı:
"Bize Tayyip Erdoğan'ı hediye eden şehir"
İstanbul AK Parti belediyeciliğinin meşalesinin yakıldığı yerdir; büyük Türkiye sevdasının tutuştuğu ocaktır. Bize liderimizi, bize Cumhurbaşkanımızı, bize Recep Tayyip Erdoğan'ı armağan eden şehirdir. İşte biz böylesi bir İstanbul'da, hayallerimizin olduğu bu aziz şehre hizmetkar olmak için yollardayız.
Biliyoruz ki, ancak samimi hayaller, ancak gönülden kurulan hayaller muradına kavuşur. Şimdi bu kardeşinizin, Murat Kurum'un da bir hayali var. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmayacak, bütün yuvalarımız güvenli hale gelecek. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıkacak. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul.
"Verdikleri sözleri yerine getirmediler"
Bugün İstanbul, iş bilmez bir yönetimin elinde huzursuz ve mutsuz. Çünkü geride bıraktığımız 5 yılda İstanbul, liyakatsizliğin kurbanı oldu. Beceriksizliğe mahkum edildi. Hiç olmadığı kadar ihmal edildi. Biz, bu şehri depreme hazırlayacağız dediler. Tek bir çivi çakmadılar. Reklama, algıya ayırdıkları bütçeyi depreme ayırmadılar.
Ulaşım sorununu çözeceğiz dediler, tam bir çileye dönüştürdüler. Bu aziz milletin kaynaklarını kendi partilerini dizayn etmek için çarçur ettiler. İstanbul'un kaynaklarını, yetimin hakkıdır demeden balya balya kendi ikballeri için dağıttılar. Üstelik bunu da yüzleri kızarmadan savundular. Yetmedi, israfı bitirdik dediler, en büyük israfı yaptılar. İstanbullu hemşerilerimizi ötekileştirdiler. Kadınlarımıza karşı bile ev hanımı ve çalışan kadınlar diye ayrımcılık yaptılar. Binlerce kadın emekçimizin ekmeğiyle oynadılar, işlerine son verdiler.
Verdikleri hiçbir sözü yerine getirmediler. 100 bin konut, metro hatları dediler, megabüsler ve Hızray dediler ama tek birini bile hatırlamadılar. Sorduklarında ben böyle bir şey hatırlamıyorum dediler. Bu millete yalan söylediler. Bu milleti kandırdılar, bu milleti aldattılar. Şu güzel İstanbul'umuza 21. yüzyıla yakışmayan görüntüleri yaşattılar.
Ama hiç endişe etmeyin. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul'un projelerinde kullanacağız. Onların siyasi kariyerleri için ayırdıkları kaynakları, reklama verdikleri paraları biz İstanbul'a harcayacağız. İstanbul'un hakkını, İstanbul'a teslim edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"Siz bize reisin emanetisiniz"
Ben 31 Mart akşamı hem İstanbul'un başkanı olacağım, hem de İstanbulluların kardeşi olacağım. Siz bize reisin emanetisiniz. Bu emanete gözümüz gibi bakacağız. Hep birlikte İstanbul'umuzu geleceğe hazırlayacağız.
Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak. Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart'ta sandık gelecek, hesap kesilecek. Tüm bunların hesabını sandıkta sormaya hazır mıyız?
Bu iş bilmez yönetim İstanbul'da tek bir eser üretmedikleri gibi bir de kalkmış bizim projelerimizi eleştiriyorlar. Sen, İstanbul'u kara kışa teslim edip büyükelçilerle yemek yerken; biz İstanbul'un 39 ilçesinde 80 bin yuvayı vatandaşlarımıza teslim ediyorduk.
Sen, İBB bütçesi ile seçim kampanyası yaparken; biz Elazığ'ın, Malatya'nın sokaklarında afetzedelerimizin elinden tutuyorduk. Sen, kendi genel başkanını devirmek için kapı arkasında gizli gizli toplantılar yaparken; biz İstanbul'da 365 milyar liralık yatırım yapıyorduk. Sen, cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olup İstanbul'u kaderine terk ederken; biz deprem bölgesinde 180 bin konutumuzun temellerini atıyorduk.
İşte bugün tarihin, milletin ve Cumhurbaşkanımızın huzurunda söz veriyoruz. Biz İstanbul'umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları sözlere benzemez. Bu söz, eser adamlarının sözüdür. Bu söz, sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür. Bu söz liderimiz, Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan'ın sözüdür." (DHA)