MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık grup toplantısı konuşmasında Millet İttfakı'nı ve Ermeni Soykırımı konusunda kanun teklifi veren HDP milletvekili Garo Paylan'ı hedef aldı. Bahçeli'nin "Talat Paşa bizimdir, Enver Paşa bizimdir" sözleri dikkat çekti.
GEZİ KARARINI TOPLANTI ÇIKIŞI DEĞERLENDİRDİ
Devlet Bahçeli, Gezi Parkı davasında tepki çeken kararlara grup toplantısında değinmezken, çıkışta gazetecilerin ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: “Yargıya saygı duyulmalıdır. Konu üzerinde uzun yıllar tartışmalarla bunu önlemeye çalışanlar da yargının bu kararıyla saygılı olarak her şeyi artık kabullenmek durumunda olmalıdır.”
'ZİLLET İTTİFAKI TOPLANIP TOPLANIP DAĞILIYOR'
Bahçeli, grup toplantısında ise Millet İttifakı'na şu sözlerle yüklendi:
"Zillet ittifakı iyice yoldan çıkmış, istikametini şaşırmıştır. 6+1 formatında 3. kez toplanan partilerin ortak açıklamasının Türkiye'nin anlayışla bağdaşan bir yanı var mıdır? Tarihsel emanetlerimize bağlılık zillet ittifakı açısından söz konusu mudur? Zillet ittifakı Türk milletinin ekmeğini yese de gavurun kılıcını sallamaktan rahatsızlık duymuyor. Kimin adına siyaset yaptıklarını bilmeyen yok.
Toplanıp toplanıp dağılıyorlar. Her biri kendine yontuyor. Birbirine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar, dedikodu yapıyorlar, sonra dönüp birbirlerinin gönlünü almaya çalışıyorlar. Bunların dilinde şehitlerimize rahmet yok, teröristlere tepki yok, gelecekle ilgili umut yok, yüzlerinde meymenet yok. Zillet ittifakının müşahidi yabancı ülkelerin Türkiye'deki sefirleridir. Zillet ittifakı Türkiye'nin tarafında değildir, yol haritaları muğlaktır. Zillet ittifakının tarafı Türk milletinin önüne konulmuş takozdur."
'KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE'Yİ KARANLIĞA BOĞAMAYACAK'
MHP lideri, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektrik eyleminin 'kuyruklu yalan' olduğunu savundu:
"CHP Genel Başkanı ise hangi provokasyonu servis edeceğini şaşırmış durumdadır. Kılıçdaroğlu'nun beklendiği üzere elektriği kesilmiştir. Elbette olacağı buydu, şahsen uyarmıştım. Hatta Kılıçdaroğlu'na bütün il teşkilatlarımızın birer kandil göndermesini söylemiştim. Nasıl olsa Kandil'e ümit bağlamıştı, biz de ışık saçan kandili adrese teslim etmiştik. Kılıçdaroğlu ve zillet ittifakı karanlıktır, kumpastır.
Bazı siyasi odaklar da faturayı ödemek için sıraya giriyor. Bunların hepsi aynı torbadan çıkmış gibidir. Kılıçdaroğlu'nun faturasıyla ilgili iddiası kuyruklu yalandır. Kılıçdaroğlu fellik fellik karanlıkları dolaşırken kimse unutmasın ki Türkiye'nin varlık ışığını söndürmeye asla güç yettiremeyecektir. Sayın Kılıçdaroğlu bilmelisin ki Türkiye'yi karanlığa boğamayacaksın. Korkunun palazlandığı yer karanlıktır, Kılıçdaroğlu'nu da korku dağları sarmıştır. Gökyüzü güneş olsa millet yoksa, vatan yoksa, asıl karanlık işte o zamandır. Bu karanlığın müdafaası zillet ittifakı eliyle yapılmaktadır. Zillet ittifakı 2023 yılının haziran ayında kaybedecektir."
GARO PAYLAN'I HEDEF GÖSTERDİ
Bahçeli, HDP Milletvekili Garo Paylan'ın kanun teklifi hakkında da şunları söyledi:
"23 Nisan’ın bir gün öncesinde, Gazi Meclisi’mizin 102’inci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken, TBMM’ne HDP’li bir müptezel tarafından sunulan kanun teklifinde, sözde Ermeni soykırımının tanınması istenmiş, çok şükür bu rezil teklif anında küstah sahibine iade edilmiştir. Maalesef TBMM’nin çatısı altında diasporanın bir ajanı bulunmaktadır. Sözde Ermeni soykırımıyla ilgili kanun teklifi hazırlamak ecdadımıza hakarettir, hıyanettir, su katılmamış bir müfteriliktir. Böylesi bir zelilin, böyle bir fitnecinin TBMM’de yer alması hepimiz adına bir züldür. Bu kokuşmuş milletvekilinin kimden cesaret aldığı, kimlerle dayanışma içinde olduğu ayan beyan ortadadır. Sözde soykırım iddiasının kanun teklifi olarak hazırlanması Türkiye’yi tahrik etmek ve milletimizi töhmet altında bırakmak için kurgulanmıştır."
'PAPAZYAN EFENDİ'NİN, VARTEKS EFENDİ'NİN DÖNEMİ ÇOK GERİLERDE KALDI'
"Herkesi uyarıyorum TBMM, Meşrutiyet Meclis’i değildir" diyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
"Gayri Müslim azınlıkların meydan okuma yeri değildir. Gözümüzün içine baka baka Türk milletine katliamcı, soykırımcı diyenlerin barınacağı, bulunacağı, buluşacağı bir mekan asla değildir. Meclis-i Mebusan’da görev yapan ve Osmanlı’yı sırtından hançerleyen mesela Pastırmacıyan Efendi’nin, Papazyan Efendi’nin, Varteks Efendi’nin, Viramyan Efendi’nin dönemi çok gerilerde kalmıştır. Tarihi hadiseler günlük politikanın oyuncağı haline getirilemez. Gerçeğin özünü ve ana çizgisini hiç kimse sulandıramaz. 1915 olaylarının içyüzünü, perde arkasını, asıl mahiyetini saptırmak bir defa tarih suçudur, Türk milletine saygısızlıktır. Bu çatı altında sözde soykırımı tanıyan ve kabul eden varsa, bunu aklından dahi geçiren bulunuyorsa yeri ve adresi TBMM olamaz, olmamalıdır. HDP’li bölücü milletvekilinin teklifine CHP’den yalnızca “herkes kendi işine baksın” açıklamasıyla örtülü ve mahcup bir eleştiri gelmiştir. Esasen suç ortaklığı alenileşmiştir."
'TALAT PAŞA BİZİMDİR'
Bahçeli, 24 Nisan paylaşımı nedeniyle hakkında soruşturma açılan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Ermenilerin acıların paylaştığı yönünde bir açıklama yapan DEVA Partisi lideri Ali Babacan'ı da eleştirirken, "Bizim geçmişimiz Türk’tür, bugünümüz Türk’tür, yarınımız da Türk olacaktır. Bu aziz vatanda mensubiyeti ve milliyeti belirsiz insan topluluğu değil, Türk milleti yaşamaktadır.
Anadolu insanları tabiri köksüz ve kimliksiz bir tanımdır. Rahmetle, hürmetle andığımız Sultan Abdülhamid Han bizimdir, Talat Paşa bizimdir, Enver Paşa bizimdir, Mustafa Kemal Paşa bizimdir, bizden olmayanların bugün çıkıp sözde soykırım bilirkişiliği taslamaları utanmazlıktır, gafilliktir, münafıklıktır" dedi.
BIDEN'A YANIT
MHP lideri, Ermenileri Anma Günü açıklamasında 'soykırım' sözcüğünü kullanan ABD Başkanı Joe Biden'a da tepki gösterdi:
"ABD Başkanı Biden’in 2021 tarihinde olduğu gibi, bir kez daha sözde soykırımdan bahsetmesi bizim nezdimizde hükümsüzdür, hukuksuzdur, hayasız bir isnattır ve kınanmayı da hak etmektedir. Politikacıların tarihi gerçekleri çarpıtıp kendilerini mahkeme yerine koymaları felakettir. Osmanlı Hükümeti, pek çok mühim ve acil sebeplerden dolayı 27 Mayıs 1915 tarihinde iç güvenliği ve cephe gerisini emniyete almak için zorunlu göç kararını almıştır. 19’uncu yüzyıla kadar tebay-ı sadıka olarak aramızda yaşayanların dış tahriklerle, dış telkinlerle, azgınlaşmış çeteleri aracılığıyla ecdadımıza ihanet etmesi 1915 Tehcir Kararı’nın alınmasını mecburi hale getirmiştir.
1915 Tehcir Kararı, bihakkın doğru bir karardır, bugün olsa yine aynısı sonuna kadar yapılmalıdır. Sözde Ermeni çetelesi tutanlara soruyorum, sayıları beşyüz bini aşan Müslüman Türklerin katliamına niçin suskusunuz? Be hey vicdansızlar, karınları deşilen çocukların yürek yakan hallerine, vahşi işkencelerle canı alınan masumların hala dinmeyen, hala kesilmeyen, hala hafızalardan çıkmayan feryatlarına ne diyeceksiniz? Nasıl bir yorum getireceksiniz?
Her yılın 24 Nisan günü ABD Başkanlarının 1915 Olayları hakkında ne diyeceğine bugüne kadar her kesimden kafa yorulmuş, müşterek bahis konusu olan bu hususta televizyon ekranlarında afaki tahminler yapılmıştı. "24 Nisan sendromu" Türkiye ile ABD ilişkilerinde değişmez bir gerginlik unsuru haline gelmiştir." (Kısa Dalga)