Bakırhan: Türk ve Kürt ittifakı için çalışmak ne zamandan beri suç oldu?

DEM Parti İstanbul Örgütü, 3’üncü Olağan Kongresi’nde konuşan Eş Genel Başkan Bakırhan'ın gündeminde HDK soruşturması, Suriye, kent uzlaşısı ve Öcalan ile görüşmeler vardı.

Kısa Dalga - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Örgütü, 3’üncü Olağan Kongresi’ni Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde gerçekleştirdi.

Kongreye, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın yanı sıra siyasi parti temsilcileri, sivil toplum ve kadın örgütleri temsilcileri ile binlerce yurttaş katıldı.

Konuşmaların ardından faaliyet raporunun okunduğu kongrede, tek liste ile gidilen seçimlerde Arife Çınar ile Çınar Altan, İstanbul'un yeni eş başkanları oldu.

Kongrede konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, tutuklu eski Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer hakkında hazırlanan iddianameden Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik soruşturmaya kadar birçok meseleye değindi.

Bakırhan’ın açıklamaları özetle şöyle:

HDK soruşturması

“HDK, 14 yıldır ezilen ve yok sayılan tüm halklar için mücadele yürütüyor. HDK’de onlarca arkadaşımız gözaltına alındı, 30 arkadaşımız tutuklanarak cezaevine gönderildi. Neymiş? HDK terör örgütü imiş. Arkadaşlar 14 yıldır İstanbul’un merkezinde binası, tabelası asılı bulunan 14 yıl içinde Türkiye’de siyasetçilerin, akademisyenlerin katıldığı çalışmalara imza atan çok değerli çalışmalar yapan, barış ve çözüm konusunda onlarca çalıştay yapan HDK’nin terör örgütü olduğu bugün mü aklınıza geldi sizin?

“HDK, 14 yıldır İstanbul’un merkezinde tabelasıyla, binasıyla, çalışmalarıyla Türkiye demokrasisinin çalışmalarına katkı sunan bir kurumdur. HDK, terör örgütü değil, ezilen Kürt kadınıdır, Alevidir, gençtir, direnen işçidir, 16 milyon emeklidir. HDK Kürt’tür, Türk’tür, Arap’tır, ezilenler ve emekçilerdir.

“Türk ve Kürt ittifakı için çalışmak ne zamandan beri suç olmuş. Türk ve Kürt ittifakını savunmak suçsa 1920 öncesi Kurtuluş Savaşı’nda Kürtlere giden Mustafa Kemal’e ne yapacaksınız? Kurucu meclise ne diyeceksiniz. Lazistan mebusuna, Kürdistan mebusuna ne diyeceksiniz. Kürt ve Türk ittifakı bu toprakların olmazsa olmazı ve en önemli meselesidir. HDK, bu ittifakı sağlamak için kavgasız, savaşsız, çatışmasız demokratik bir Türkiye zemini için mücadele etmiştir ve etmeye devam edecektir.

Kent uzlaşısı

“Kent Uzlaşısı suç unsuru yapılıyor. Kürtler ve Türkiyeli emekçiler, ittifak yapamaz, uzlaşamaz. Yerel yönetimlerde iktidar olamaz. Bu bir savcının işi midir? Bir savcı mı karar verecek kiminle yürüyeceğimize. Kiminle ittifak yapacağımızı, kiminle Esenyurt’u yöneteceğimizi savcı beyefendiye mi soracağız.

“Bu halkın iradesine kayyım atamaktan, bu halkın kimliğini onurunu yok saymaktan vazgeçin. Bu halk kendisini yönetecek, ittifak yapacak ve dün olduğu gibi bugün de yarın da daha güçlü bir şekilde İstanbul’u da Ankara’yı da Türkiye’deki birçok kenti birlikte yönetecek.

Yargının durumu

“Kadın, ‘İstanbul Sözleşmesi’ deyince işkence görüyor. TÜSİAD, işverenler kurulu ‘hukuk yok’ deyince yargı hemen göreve koşuyor. Van’da Rojin Kabaiş katledildi, bütün delilleriyle olay ortada dururken yargı yok ama TÜSİAD ‘hukuk’ deyince bir gün sonra yargı koşarak göreve geliyor.

“İktidarın emrinde bir yargı olmaz. Yargı tarafsız olmalı, yargı bağımsız olmalı. Bu iktidar ve onun yargısı, işte böyle davranarak bu ülkeyi hem yurtdışında hem uluslararası kamuoyunda itibarını zedeler. Demokrasiyi zedeler. Halkların birbiriyle bu aidiyet bağını zedeler. Yargıya, işini yapmasını, olumsuzlukları, katliamları kayyım gaspını, kayyım hırsızlığını soruşturması için çağrı yapıyoruz. Yargının işi DEM Parti’nin kiminle ittifak yapacağı değil, olmamalıdır, olamaz da.

Suriye meselesi

“Suriye ‘de yeniden ittifaklar oluşuyor. Her ülke yeniden bir konum almak zorunda kalıyor ama bizim o yüzyıllık inkarcı akıl Suriye‘ye de rahat vermiyor. Kuzey ve Doğu Suriye’nin statü elde etmemesi için elinden bütün çabayı ortaya koyuyor. İnsanlar orada demokratik bir zeminde bir arada yaşamaya çalışıyor. Bu düşmanlıktan vazgeçin. Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin.

Size mi kalmış SMO çeteleriyle birlikte Tişrîn Barajı’na saldırmak, Kürt statü elde etmesin diye Suriye rejimiyle ilişkiye geçmek? Size düşen, Kürtlerin statüsünü kabul etmektir. Suriye rejimi üzerinde bir etkiniz varsa Kürt ile barışını sağlayın.

Öcalan ile görüşmeler

“Sayın Öcalan, İmralı Cezaevi’nden bir tarihi çağrı yapacak. O tarihi çağrıda ekonomide adalet, demokratik ve bağımsız yargı olacak. Kürtlerin anadilini, özgürce konuştuğu iradelerinin gasp edilmediği, Alevilerin eşit yurttaş olduğu gençlerin ve kadınların katledilmediği, umutlarının çalınmadığı bir demokratik Türkiye düşüncesi ortaya konulacaktır.

“Kimileri diyor ki Kürtleri kandıracaklar, Kürtler nasıl kanacaksa? 100 yıldır, 30 defa yok sayılan katledilen, hapsedilen sürgün edilen, açlıkla terbiye edilen bu halk kandırılmadı, bugünlere geldi. Türkiye’nin en büyük 3’üncü zemini oldu. Siz merak etmeyin biz kandırılmayız. Bu kaygı ile gecenizi gündüzünüzü geçirmeyin. Bununla kaygılanacağınıza bu sürece destek verin.

“Sayın Öcalan çağrı yaptıktan sonra artık Türkiye’de demokrasi konuşulacak. Özgürlükler konuşulacak. Kimin yanında olduğu, kimin karşısında olduğu açığa çıkacak. Kimin yalan söylediği, kimin gerçekten inandığı ortaya çıkacak.

Erdoğan'a seslendi

“Sayın Erdoğan, kongre konuşmasında demokrasi mesajı verdi. Bu mesajı önemsiyoruz. Biz de demokrasi ve hukuku geliştirme mücadelesi veriyoruz Samimiyseniz buyurun, biz buradayız.

"Önümüzdeki dönemi demokratik, uzlaşıcı, özgür siyaset ve evrensel hukuk ekseninde gelin birlikte inşa edelim. Biz varız, siz de var mısınız?”

Gündem Haberleri