HALE GÖNÜLTAŞ
Ankara Garı’nda, barış için bir araya gelenlere yönelik IŞİD’in kanlı saldırısının bugün 10’un yılı.
Bu kanlı katliamın tetikçi faili olan IŞİD’in aradan geçen 10 yılda nereye geldiğini, durumunu ve potansiyelini bir önceki yazıda ele almıştık.
Bu yazıda ise IŞİD’in Horasan yapılanmasının Türkiye’deki etkinliği ve lojistik kaynaklarına değineceğiz.
Türkiye, Avrupa, Ortadoğu, Orta Asya ve hatta Afrika’yı birbirine bağlayan coğrafi konumu nedeniyle uzun yıllardır dünya çapındaki cihatçı hareketin geçiş güzergahı oldu. Hemen hatırlayalım, Ankara, 1990’lı yıllarda Bosna ve Çeçenistan’daki cihatçı yapılanmaları geçiş güzergahı açısından destekleyen bir politika izledi. 2000’li yıllarda El Kaide’nin eğitim kamplarının bulunduğu Afganistan ve Pakistan’a ulaşımda Türkiye rotasını izlediği de o dönem yapılan haberlerle ortaya konulmuştu.
Türkiye, 2011 yılında Suriye’de iç savaşın başlamasının ardından da aralarında Afgan, Çeçen, Tacik, Kazak militanların olduğu onlarca ülkeye mensup militanın Suriye’ye geçiş noktası haline geldi.
IŞİD’in 2015 ve 2017 katliamları
Tarihler 2012’yi gösterdiğinde ise El Kaide/IŞİD militanları Suriye sınırındaki il ve ilçelerin yanı sıra aralarında Ankara, İstanbul, İzmir, Gaziantep gibi metropollerin de bulunduğu kentlerde yerleşik yaşama geçti.
Buralarda döviz büroları, kuyumcu dükkanları, eğitim kurumları, hatta irtibat ofisleri açtı. Türkiye’de yuvalanan IŞİD, 2015 ile 2017 yılları arasında Türkiye’yi hedef aldı. Aralarında Diyarbakır, Suruç, Ankara Gar Katliamı, Merasim Sokak, Atatürk Havalimanı ve Reina saldırısının da bulunduğu dokuz saldırıda 500’den fazla kişi hayatını kaybetti, 1000’den fazla kişi yaralandı.
IŞİD katliamlarının yargılama belgelerine göre saldırganlar Türkiye, Irak, Suriye, Özbekistan, Çeçenistan ve Tacikistan uyrukluydu. 2017 Reina saldırısını gerçekleştiren IŞİD’li de bir dönem Irak’ta çatışma bölgesinde bulunan bir Özbek vatandaşıydı.
Suriye’den Afganistan’a yolculuk
Adını 2015 yılında duyuran IŞİD Horasan ise 2019’da IŞİD’in Suriye’deki son toprağını kaybetmesinin ardından örgütün toplanma ve operasyon merkezi haline geldi. Suriye’deki toprak kaybının ardından Türkiye’ye geçen militanlar geri dönüşü de aynı güzergâh üzerinden yaptı. Hem Türkiyeli hem de Suriye’den dönen militanların yönü bu kez İran sınırı üzerinden Afganistan’dı. Sosyal ağlar, toplantılar yoluyla radikalleşen sempatizanlar da örgütün lojistik desteğiyle Afganistan’a gitti. IŞİD Horasan yapılanmasında kaç Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğuna dair net bir veriye ulaşmak oldukça güç. IŞİD’e katılan kadınlarla yaptığım mülakat sonuçlarına göre Horasan yapılanmasında bölgeye eşleri ile giden yüzü aşkın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadın bulunuyor.
IŞİD Horasan’ın merkez üssü Türkiye
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2024 yılı Kasım ayında Türkiye’deki IŞİD Horasan yapılanmasını ortaya koyan bir iddianame hazırlandı. Buna göre Türkiye, IŞİD Horasan yapılanması için geçiş noktasıydı. Orta Asya’dan Türkiye’ye gelen radikalleri Afganistan’a ulaştırmak, sahte kimlik düzenlenmesine aracılık etmek, gelen talimatlar doğrultusunda keşif ve saldırı hazırlıkları yapmak Horasan sorumlusunun görevleri arasında yer alıyordu. İddianame, IŞİD için Türkiye’nin sadece lojistik bir merkez olmadığını aktif radikalleşme, silah ve finans temini saldırı planlamasına katılım gibi iki önemli işlevi olduğunu görünür kılması açışından dikkat çekiciydi. Sanık itirafları IŞİD’in küresel çaptaki eylemliliği ve organizasyonun büyük ölçüde Türkiye’deki faaliyetlerine bağlı olduğunu ortaya koyuyordu.
Santa Maria Kilisesi saldırısı
IŞİD Horasan’ın Türkiye yapılanmasına dair haberin yankılarının devam ettiği günlerde, 28 Ocak günü sabah saatlerinde İstanbul Santa Maria Kilisesi’ne Tacikistan ve Rusya uyruklu iki militan saldırdı. Bir kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı IŞİD Horasan üstlendi. Türkiye saldırısından iki ay sonra, 22 Mart 2024 tarihinde Moskova yakınlarındaki Crocus City Hall konser salonuna düzenlenen saldırıda 145 kişi yaşamını yitirdi, 500’den fazla kişi de yaralandı. Moskova saldırısını düzenleyen militanların da IŞİD Horasan bağlantılı oldukları ortaya çıktı. Rusya saldırganlarının saldırıdan önce Türkiye’de bulundukları ortaya çıktı.
Tahliye olan IŞİD’li Horasan yapılanmasına katıldı
1 Haziran Pazar günü öğle saatlerinde bir son dakika haberi girdi. Habere göre MİT’in Afganistan’da gerçekleştirdiği operasyonla örgütün üst düzey sorumlularından turuncu kategoride aranan Özgür Altun Türkiye’ye getirilmişti. Suriye’de çatışma bölgesinde bulunan Özgür Altun daha sonra Türkiye’ye geçmişti. Altun, 2017-2018 yılları arasında IŞİD’in “keşif davası” kapsamında örgüt üyeliğinden tutuklu yargılanan isimler arasındaydı. 2018 yılında denetimli serbestlikle tahliye edilmiş ve IŞİD Horasan yapılanmasına gitmişti. MİT’in resmî açıklamasında yer verilen bir cümle dikkat çekiciydi. Açıklamada “Türkiye’de örgüte katılarak silahlı eğitim almak üzere Afganistan’a gönderilen kişileri takibe alan MİT, Özgür Altun’a ulaştı” ifadesi kullanılmıştı. Devletin istihbarat biriminin yaptığı resmî açıklamada yer alan bu bilgi de Türkiye’den IŞİD Horasan yapılanmasına silahlı eğitim almak üzere giden militanların varlığını göstermesi açısından önemliydi.
Afrika yapılanması ve Türkiye vatandaşları
IŞİD Afrika’nın uluslararası radikaller için bir çekim merkezi olduğu söylenemez. IŞİD Sahel kuşağı (Mali, Nijer ve Burkina Faso) istikrarsızlığın artmasına yol açan askeri darbeler sırasında güç topladı.
IŞİD'in şu anda Afrika'da Vilayaat (iller) olarak adlandırdığı beş şubesi var; Batı Afrika, Çad Gölü bölgesi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve kuzey Mozambik.
Türkiye-Suriye sınırı veya ondan önce kuzeybatı Pakistan'daki Kabile Bölgeleri’nin aksine, buraya gönüllüler de akın etmiyor. Ancak IŞİD kanadının halen çok sayıda üyesi var; çoğunluğu genç, yerli erkekler ve kendileri için başka yerlerde hiç fırsat olmadığını düşünüyorlar. IŞİD Afrika yapılanması içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da bulunuyor.