CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi’nin İliç-Çöpler Faciası Meclis Araştırma Komisyonu’nun taslak raporuna yönelik muhalefet şerhleri teslim edildi. DEM ve Yeni Yol Partisi siyanürlü altın madenlerinin kapatılması gerektiğinin altını çizerken, İyi Parti’nin muhalefet şerhinde rant uğruna yapılan düzenlemelere dikkat çekildi. Aslında muhalefet şerhlerinin hemen hepsinde iktidarın rant ve sermaye odaklı politikalarına ve bunun acı sonuçlarına dikkat çekiliyor.
Deniz Yavuzyılmaz etkisi
Ancak muhalefet şerhleri arasında en dikkat çekici olanı ve ciddi bir çalışmanın sonucu olduğu görülen, CHP’nin muhalefet şerhi. Özellikle CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın komisyon çalışmaları sırasında da etkisi büyüktü. Bunun izlerini muhalefet şerhinin sayfalarında da görmek mümkün. Yavuzyılmaz’ın çöken yığın liç sahasına yüklenen malzemenin boyutlarıyla ilgili yaptığı tespitler, yargılama sürecinin de belkemiğini oluşturacak.
13 Şubat 2024 tarihinde yaşanan facia, siyanür içerikli milyonlarca tonluk yığın liç malzemesinden oluşan “yapay bir dağın” kaymasıdır. Erzincan-İliç’te Kanada-ABD SSR Mining şirketi ile Çalık Holding ortaklığındaki ANAGOLD şirketi tarafından, 257 metre yükseklikle, kontrol edilebilir seviyelerin üzerinde dünyanın en yüksek liç yığını inşa edildi.
Dünyanın en yüksek liç sahası
Yığın liç sahası bu yüksekliğe erişirken, kapasite artışlarına gidilerek ÇED süreçleri işletilmiş, işletilen ÇED süreçlerinde olası riskler hiçe sayılarak ÇED Olumlu kararları verildi. 13 Şubat 2024 günü de sabahın erken saatlerinden başlayan çatlaklar ve yarılmalarla çökeceğinin güçlü işaretlerini veren Çöpler Altın Madeni’nin siyanürlü liçleme sahası, aynı gün 14.30 sıralarında çökmüş ve 9 işçi siyanürlü liç çamurunun altında kalmıştı.
Kamyonuyla liç seline kapılan Uğur Yıldız’ın cansız bedenine faciadan tam 52 gün sonra, 5 Nisan 2024 Cuma günü ulaşıldı. 19 Nisan 2024 tarihinde yani faciadan 66 gün sonra da Adnan Keklik’in cenazesine, 4 Mayıs 2024 tarihinde ise yani faciadan 81 gün sonra da Ramazan Çimen ile Kanan Öz’ün cansız bedenlerine ulaşıldı.
Çöpler Faciasından 115 gün sonra 7 Haziran 2024 tarihinde 3 işçinin daha cansız bedenine ulaşıldı. 8 Haziran 2024 tarihinde yani 116 gün sonra da toprak altında kalan son işçilere ulaşıldığı bildirildi. 7 ve 8 Haziran 2024 tarihinde cansız bedenlerine ulaşılan son işçilerin kimlikleri DNA testleriyle belirlenebildi: Fahrettin Keklik, Şaban Yılmaz, Hüseyin Kara, Abdurrahman Şahin ve Mehmet Kazar.
Şüpheliler rapor yazdı
CHP’nin muhalefet şerhinde, 13 Şubat 2024’te İliç’te meydana gelen facianın, Türkiye’deki madencilik politikalarının iflası anlamına geldiği belirtilerek, komisyonun konunun özünden uzaklaşarak, madenciliğin teknik ve teknolojik içeriğine dair kitabi bilgilere yöneldiği, CHP’nin önerdiği hiçbir uzman ve heyetin biri hariç komisyona çağrılmadığı vurgulandı. Komisyonun tarafsız ve bilimsel çevreleri dinlemesi gerekirken, ANAGOLD Firması ile arasında akademik danışmanlık anlaşması olan kişilerin bilgisine başvurması eleştirildi. Ayrıca komisyon raporunun bağımsız otoriteler tarafından hazırlanması gerekirken, rapor yazım ekibinde, İliç faciası nedeniyle hukuki sorumluluğu tartışılan Çevre Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı personellerinin yer almasının raporun güvenilirliğine gölge düşürdüğü belirtildi.
Murat Kurum Komisyona gelmedi
CHP muhalefet şerhinde, iki kez dilekçe vermelerine rağmen, dönemin ve şimdinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un komisyona çağrılmadığına dikkat çekilerek, aynı şekilde mağdur aileleri, siyanürlü madene karşı mücadele eden Sedat Cezayirlioğlu gibi vatandaşlar ile şirket ortağı Lidya Madencilik, yanlış dizaynla suçlanan tasarım şirketleri GRE-İNR, denetim şirketleri Golder-WSP, ORE ile ÇED şirketi SRK ve taşeronlar Çiftay, Keklikler, Asil Çöplerliler, KarSa şirketlerinin temsilcilerinin komisyona davet edilmediği vurgulandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un İliç Altın Madeni’ndeki faciadan birinci dereceden sorumlu olduğu vurgulanan muhalefet şerhinde, “Çünkü Bakan Kurum’un İkinci Kapasite Artışına ilişkin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nda onay imzası bulunmaktadır. Buna rağmen Bakan Kurum, defalarca talep etmemize karşın komisyona gelmemiş ve herhangi bir görüş belirtmemiştir” denildi.
Fırat’a akacak
Araştırma Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, milyonlarca ton liç malzemesinden sızan suların doğrudan yeraltı suyu vasıtasıyla Karasu-Fırat Nehri’ne akmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Karasu Nehrinin altında kalan kesimlerdeki tüm barajlar ve sular madenden sızan kimyasallar ve ağır metal kirliliği ile enfekte olmaya devam edecektir” denildi.
CHP’nin muhalefet şerhinde faciadan, madenin anayasası olarak ifade edilebilecek ÇED sürecinde “olumlu” görüş bildiren; denetimlerde tespit ettiği aykırılıklara karşın işletmenin faaliyetlerini durdurmayan; verilen para cezalarının yüzlerce katı teşvik, muafiyet, indirim sağlayan; denetim ve kontrol görevlerini özel şirketlere devreden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Erzincan Valiliği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu vurgulandı.
Yaşanan olayın açıkça bir “iş ve çevre cinayeti” olduğu belirten CHP’li vekillere göre, facianın en büyük nedeni, yığın liçi sahasına kapasitesinin çok üstünde yüklenen cevher miktarları...
Facianın nedeni olan kritik rakamlar
Anagold tarafından İliç-Çöpler Altın Madeni için hazırlanan 7 Ekim 2021 tarihli Murat Kurum imzalı Nihai ÇED Raporu’nda, yığın liç sahasının ilk 4 fazının mevcut kapasitesi 58 milyon ton olarak gösterilmişti. İkinci kapasite artışı sağlayan aynı ÇED raporunda, kapasitesi 58 milyon ton olan yığın liç sahasının, Mayıs 2020 itibarıyla 53,7 milyon tonluk kısmının dolduğu belirtilmişti. Yine Anagold’un kardeş şirketi olan Kartaltepe Madencilik’ in 2022 yılında hazırladığı ÇED raporuna göre ise facianın yaşandığı liç sahasının 58 Milyon Tonluk kapasitesi 2021 yılı Ekim ayında dolmuştu.
Bakanlık 68 milyon ton açıkladı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise 30 Nisan 2024 tarihinde yapılan Meclis Araştırma Komisyonu toplantısında, yığın liç sahasında 13 Şubat faciası öncesinde 68 milyon ton depolama yapıldığı bilgisini paylaştı. Yani çöken yığın liç sahasına (siyanür liçleme sahasına) 10 milyon tondan fazla yükleme yapıldığı ortaya çıktı. Yani FAZ 5 ve FAZ 6 inşaatları zamanında bitirilemediği için ilk 4 fazın bulunduğu alana kapasitesinin üzerinde yükleme yapıldığı ortaya çıktı.
FAZ 4B
Ayrıca yığın liç sahasının 2021 tarihli nihai ÇED raporunda bulunmayan FAZ 4B isimli bir kısmının da faaliyette olduğu, komisyon çalışmaları sırasında ortaya çıktı. 2021 ÇED raporunda ilk 4 fazın mevcut kapasitesinin 58 milyon ton olduğu, FAZ 5 ve FAZ 6 inşasıyla kapasitenin 85,3 milyon tona çıkarılması onaylanmıştı. Yani ilk 4 FAZ kapasite toplamı 58 Milyon ton, FAZ 5 ve 6’nın toplamı ise 27,3 Milyon ton olacaktı. Ancak FAZ 5 ve FAZ 6 bitirilmeden 10 milyon tondan fazla cevher liç sahasına yüklenmişti. FAZ 4’ün üzerinde inşa edilen ve toplamda 64 milyon ton kapasiteye sahip FAZ 4B, 2021 tarihli ÇED Olumlu Kararına aykırı olarak inşa edilerek doldurulmuştu.
ÇED kararına aykırı
Firma 2020 yılında, 2014 tarihli bir önceki nihai ÇED raporunu esas alarak FAZ 4B isimli yeni bir alan için uygulama projesi hazırlamış ve Murat Kurum’un başında olduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na onaylatmış. “Yeni yapılacak FAZ 4B ile liç kapasitesi 64 milyona çıkacaktır” denilmişti. Ancak, 2021 yılında verilen ÇED Olumlu kararı ile ilk 4 FAZ’ın kapasitesi 58 milyon ton ile sınırlı tutulmuş, FAZ 4B ile yapılmak istenen 6 milyon ton kapasiteli kısım, yeni ÇED kararına aykırı hale gelmişti. Yani Bakanlığın Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan 20 Mayıs 2020 tarihli Uygulama Onay Projesi, 7 Ekim 2021 tarihli ÇED Olumlu Kararının verilmesi ile hukuka aykırı hale gelmişti. Yani şirket, 2021 tarihli nihai ÇED raporuna aykırı olarak, facianın başladığı FAZ 4B’yi inşa ederek üretime açmıştı.
Göz yummuş
Muhalefet şerhinde bütün bu detaylar verildikten sonra, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yığın liç sahasının ilk 4 fazının kapasitesinin 58 Milyon tonda kalacağına dair taahhüdün uygulanıp uygulanmadığını izleme ve denetleme görevlerini yerine getirmemiş, 6 milyon ton kapasiteli FAZ 4B’nin inşasına ve faaliyetine göz yummuştur” denildi.
Facianın ve davanın kilit noktası olan bu konu, TBMM İliç-Çöpler Faciası Araştırma Komisyonu’nda CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz tarafından gündeme getirilmiş ve en önemli tartışma konularından birisiydi. İşte bu konu, 17 Mart 2025 tarihinde başlayacak yargılama sürecinin de kilit noktası olacak gibi görülüyor.
(Yarın: Kanuni boşluk değil, görevini yapmayan kurumlar var)