HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL

2021 yılı itibariyle Türkiye adaleti için söyleyebileceğim tek cümle, “Allah düşmanımı bile Türkiye mahkemelerine muhtaç etmesin, amin.” iken en sıradan taleplerinizi çözmek için çoğu zaman önümüze iki seçenek konuyor, seçimleri beklemek veya mahkemeye başvurmak. Ancak, hakkınızı almak için başvuracağınız mahkeme, 2020 yılı verilerine göre 100 üzerinden 43 puan alan bir mahkeme.

ALLAH DÜŞMANIMI BİLE TÜRKİYE MAHKEMELERİNE MUHTAÇ ETMESİN! AMİN

ABD merkezli Dünya Adalet Projesine ait internet sitesinden, 100’den fazla ülkenin “hukuk karnesine” ulaşmak mümkün. Karneler 2015 yılından itibaren yayımlanmaya başlanmış ve Türkiye Barolar Birliği de bu projenin stratejik ortaklarından biri.

Projenin yıllık raporlarında ülkelere, hükümetin gücünün sınırlandırılması, yolsuzlukla mücadele, şeffaflık, temel haklar, kişilerin can ve mal güvenliği, hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanması vatandaşların adalete erişebilirliği başlıkları altında en yüksek 100, en düşük 0 olacak şekilde puanlar verilmekte.

Tüm bu başlıkların harmanlandığı  ana liste ise hukukun üstünlüğü endeksi adı altında,  ülkelerin hukuk karnesindeki puana göre sırasını gösteren bir liste. Hukukun üstünlüğü endeksinde ilk sıralarda genellikle, Danimarka, Norveç Finlandiya gibi İskandinav ülkeleri yer alırken, listenin en altında ise Venezuela, Kamboçya ve Afganistan gibi ülkeler bulunmakta. Birinci sıradaki Danimarka’nın 2020 yılı karne notu 100 üzerinden 90 iken 128. yani son sıradaki Venezuela’nın 2020 karne notu ise 100 üzerinden 27.

2015-2020 yılları arasında Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksi puanları ise aşağıdaki gibi.

2015 Yılı                                   46 Puan ile 80. Sıra (Meksika ile Özbekistan arasında)

2016 Yılı                                   43 Puan ile 99. Sıra (Myanmar ile Kenya arasında)

2017-2018 Yılları                      42 Puan ile 101. Sıra (Myanmar ile Bangladeş arasında)

2019 Yılı                                   43 Puan ile 108. Sıra (Madagaskar ile Mozambik arasında)

2020 Yılı                                   43 Puan ile 107. Sıra (Mali ile Nijerya arasında)

Türkiye bu endekse göre 5 yıl içinde 80. Sıradan 27 sıra geriye yani 107. sıraya gerilemiş.

Aynı listedeki Balkan ülkeleri ile Türkiye’yi karşılaştırmakta fayda görüyorum. Yugoslavya’nın bölünmesi sonrasında kurulan ve bir kısmı 1991-2001 arasında yıllarca iç savaş yaşayan Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan ve Slovenya bu listede Türkiye’den çok daha iyi konumda, özellikle de Slovenya.

2015 yılında listede 28. Sırada olan Slovenya AB uyum süreci ile beraber 2020 yılında 24. sıraya yükselmiş. Slovenya’nın Yugoslavya iç savaşından uzak durduğunu hatırlatmakta fayda var. 2015 yılında 54. sırada olan Bosna Hersek artık 64. Sırada. 2015 yılında 35 sırada olan Hırvatistan 2020 yılında  39. sıraya, 2015 yılında 60. sırada olan Sırbistan ise 75. Sıraya gerilemiş. Türkiye yıllarca iç savaş yaşayan Balkan ülkelerinin dahi çok gerisine düşmüş durumda.

Dünya Bankası verilerine dayanarak hazırlanan tabloda Türkiye’nin 1996-2019 yılları arasındaki hukukun üstünlüğü verileri paylaşılmış. Dünya Bankasının en yüksek 2,5 en düşük -2,5 şeklindeki puanlamasında, Türkiye en düşük puanı -0.32 ile 2018 yılında almış. En yüksek puanı ise 0,16 puan ile 2005 yılında.  Aşağıdaki tabloda ise 1996 ile 2019 yılları arasında, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün gelişme ve gerileme sürecini izlemek mümkün.

Türkiye’nin hukuk karnesinin seyir defteri, Türkiye yargısı veya idaresi ile bu yıllarda yolu kesişenlerin tecrübelerini de doğrular şekilde. 2000’li yılların başında Avrupa Birliği uyum süreci ile adil yargılanma, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, bilgi edinme hakkı, şeffaflık, kamuda hesap verilebilirlik gibi alanlarda hızla bir toparlanma başlamış, AB uyum yasaları ve Anayasa değişikleri ile temel hak ve özgürleri sınırlayan, ortadan kaldıran düzenlemelere son verilmişti.

2005-2007 gibi tepe noktasına ulaşan bu gelişmeler 27 Nisan e-muhtırası, AKP’ye açılan parti kapatma davası, Ergenekon davaları ile inişli çıkışlı bir sürece evrilmiş, Mayıs 2013’te başlayan gezi eylemleri sonrasına da sert bir şekilde yukarıdaki ilkelerden uzaklaşılmıştır. 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra, polisin bir gazeteciye kelepçe takarken söylediği, “‘Sana bir şey söyleyeyim bak, hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” cümlesi de bu sürecin çarpıcı bir özeti aslında.

2021 yılı itibariyle Türkiye adaleti için söyleyebileceğim tek cümle, “Allah düşmanımı bile Türkiye mahkemelerine muhtaç etmesin, amin.” iken en sıradan taleplerinizi çözmek için çoğu zaman önümüze iki seçenek konuyor, seçimleri beklemek veya mahkemeye başvurmak.

Ancak, hakkınızı almak için başvuracağınız mahkeme, 2020 yılı verilerine göre 100 üzerinden 43 puan alan bir mahkeme.

Bu yazıyı, Türkiye mahkemelerinin küçük insanlarla yani bizlerle olan hukukuna genel bir giriş olarak kabul edin lütfen. Bundan sonraki yazılarımızda, küçük insanların dosyaları üzerinden Türkiye yargısını tanımaya, anlamaya çalışacağız…

Sazı ve sözü burada Cem KARACA’ya bırakalım, “Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete..."


 

 

 

 

 

Köşe Yazıları Haberleri