Kadınların “Toprak Ana” direnişi

Kazdağları’nda Cengiz Holding tarafından gerçekleştirilen orman ve ağaç katliamı 44’üncü gününe girerken, kadınlar mücadeleden vazgeçmiyor.

Keşke kocaları, kardeşleri ve babaları da onlar kadar cesur olabilse...

Başta tehdit altındaki köylerde yaşayan kadınlar olmak üzere Çanakkale’den, Bayramiç ve Ezine gibi ilçelerden gelen kadınlar, kepçelerin ve dozerlerin önüne siper olarak Kazdağları’ndaki ağaçları korumaya çalışıyor. Çalışan testerelerin önüne atlayarak kesimleri durdurmaya çalışan kadınlar, sık sık Cengiz Holdingin çalışanlarıyla karşı karşıya geliyor. Kadınların bütün çabasına rağmen Cengiz Holding’in Halilağa Bakır ve Altın Madeni için yaşanan doğa katliamı tüm hızıyla devam ediyor. Şu ana kadar en az bir milyon ağacın kesildiğini söyleyen kadınlar, ne olursa olsun sonuna kadar mücadele etmekte kararlı.

Kazdağları ekosisteminde Halilağa, Hacıbekirler, Yanıklar, Muratlar, Osmaniye ve Yaylacık köyleri arasındaki bölgede gerçekleşen ağaç katliamını durdurmak için Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek’in eşi Özen Algönül Erkek de en önde mücadele veriyor.

Kadınlar bu büyük mücadeleyi bütün güçlüklere rağmen sürdürürken, bölgede yaşayan on binlerce erkek yani bu kadınların eşleri, kardeşleri ve babaları ise uzaktan izlemeyi tercih ediyor. Sanki yok edilen onların doğası değilmiş gibi. Sanki katledilen bölgede onlar yaşamıyormuş gibi. Sanki yok olan toprak, zehirlenecek su kaynakları onlara ait değilmiş gibi. Sanki ormanlarıyla, tarihiyle, doğasıyla, suyuyla ve toprağıyla Kazdağları onlara da hayat vermiyormuş gibi.

Milyonlarca yıldır canlılar ve adına insan denen yaratıklar, içilebilir su kaynakları, ekilebilir topraklar ve ormanlar için büyük mücadeleler verdiler. Bu noktada Anadolu coğrafyası eşşiz yaşam kaynakları nedeniyle milyonlarca yıldır bütün canlıların tercih ettiği bir bölge oldu. Bugün adına Türkiye denen bu bölgede ilk tarım, ilk hayvancılık ve ilk yerleşimler kuruldu. Tarihteki ilk şehir devletleri ve ilk imparatorluklar bu coğrafyada kuruldu. Bütün dünyanın halen de gözünü diktiği ve bizlerin üzerinde yaşadığı bu doğal hazine, bugün tarihinde hiç görülmemiş bir saldırı altında büyük acılar çekiyor. Türkiye bugün dünyadaki en vahşi ekokırımların merkezi haline gelmiş durumda. Başta Kazdağları olmak üzere tüm Türkiye; Karadeniz’den Akdeniz’e, Ege’den Doğu Anadolu’ya, Trakya’dan Amanoslara sömürge madenciliğinin hedefi haline getirildi.

Ekonomik krizden çıkış yolu olarak gösterilen bu uygulamalar Anadolu’yu ve Türkiye’yi bitiriyor. Su kaynakları zehirleniyor ve yok ediliyor. Dağlar ve ormanlar acımasızca yok ediliyor. Buna bağlı olarak göller, dereler ve yeraltı su kaynakları birer birer yok oluyor.

Bugün Türkiye'nin her bir köşesinde Amasya-Taşova'da, Ordu-Fatsa'da, Çanakkale-Bayramiç'te, Artvin-Arhavi'de, Erzincan-İliç'te, İkizköy-Akbelen'de, Kastamonu'da, Burdur'da ve her bölgemizde kadınlar "toprak ana" mücadelesi veriyor.

Kadınlar, en büyük ve en kutsal anayı korumak için mücadele veriyor...

Selam olsun sizlere Anadolu’nun yürekli kadınları...

Gündem Haberleri