Otomotiv sektörü uzun yıllardır görmediğimiz bir çalkantının içerisinde. Dev markalar düşen satışlar ve kârlılıklar karşısında büyük sıkıntılar yaşıyor. VW grubu bu konuda en medyatik durumda olan, 3 fabrikanın kapanması gündemde. Grubun amiral gemisi markalarından Audi de düşen satışlardan dolayı ciddi bir çalkantı içerisinde. Nissan daha geçtiğimiz günlerde 9.000 kişiyi işten çıkarabileceğini ve sahip olduğu Mitsubishi hisselerinin bir bölümünü satabileceğini duyurdu. Bizde ise TOGG'un tek vardiyaya düşmüş durumda olduğuna dair bilgiler dolaşıyor, henüz bildiğimiz düzenli bir ihracatı olmayan bir markanın ülkemizdeki otomobil satışlarında sadece yaklaşık %9'luk bir yer kaplayan elektrikli araç pazarından aldıklarıyla nasıl ayakta kalabileceğini öngörmek kolay değil.
Peki bütün bu dev markalar özellikle elektrikli araçlar konusunda neden zorlanıyor? Gelin bugün biraz bu konuya eğilelim.
Çin, elektrikli araç üretiminde özellikle küçük ve orta segmentte büyük bir atılım yaptı. BYD, NIO ve Geely gibi markalar, bu pazarda agresif fiyatlandırma ve yüksek üretim hacmiyle kendilerini güçlü bir şekilde konumlandırdılar. Avrupa ve Kuzey Amerika'daki üreticilerin ise bu rekabete yanıt verebilmek için lüks ve pahalı modellerin ötesinde, daha ulaşılabilir seçeneklere yönelmesi gerekiyor. Örneğin, Renault ve Dacia gibi markalar bu alanda umut verici bir adım atıyor. Dacia Spring ve gelecekte piyasaya sürülmesi planlanan Renault 5 gibi modeller, elektrikli araç pazarında daha ekonomik çözümler sunarak geniş kitlelere hitap ediyor.
Bu tip daha küçük ve ekonomik elektrikli araçların başarısı, aslında otomotiv sektörünün hangi yöne gitmesi gerektiğine dair ipuçları taşıyor. Buna karşın Tesla Model S'in de etkisiyle belki, Avrupalı üreticiler ilk olarak büyük ve lüks elektriklilere yöneldiler. Mercedes EQS ve BMW iX gibi modellerin sunduğu üstün lüks ve teknoloji, elbette bir müşteri kitlesini cezbediyor, ancak bu modellerin yüksek fiyatları, pazardaki asıl büyük potansiyeli kaçırmalarına neden oluyor. Orta ve alt segmentte ekonomik elektrikli araçların piyasaya sürülmesi, elektrikli araç devriminin geniş kitleler tarafından benimsenmesi için kritik önem taşıyor.
Neden küçük ve ekonomik elektrikli araçlar?
Öncelikle, daha küçük ve ekonomik araçlar elbette daha geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor. Elektrikli araçların yaygınlaşması için, teknolojinin herkesin erişebileceği bir noktaya gelmesi gerekiyor. Dacia Spring gibi modeller, basit tasarımı ve uygun fiyatları ile özellikle şehir içi ulaşımda ideal çözümler sunuyor. Bu da pahalı lüks segment araçların aksine, elektrikli araç kullanımını yaygınlaştırarak karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine daha hızlı ulaşılmasını sağlayabilir. Unutmamak gerekir ki, elektrik devriminin ağababası Tesla da Model S ve Model X ile değil, daha küçük ve ekonomik Model 3 ve Model Y sayesinde mevcut pozisyonuna geldi. Sadece 2024 yılının üçüncü çeyrek rakamlarına baksak, Model S ve Model X yaklaşık 23 bin adet satılırken Model 3 ve Model Y yaklaşık 440 bin adet sattı. Yani Tesla'nın satışlarının %95'i daha ucuz segmentten geliyor. Başka sorum yok sayın yargıç, tanık sizindir...
Ekonomik segmentteki araçlar, özellikle ikinci araç olarak kullanıldıklarında daha büyük bir cazibeye sahip. Bu tür küçük elektrikli araçlar, şehir içi ulaşım ve kısa mesafe seyahatler için ideal çözümler sağlayarak menzil endişelerini azaltıyor. Lüks araçlarda uzun menzil ve yüksek şarj kapasitesi daha çok gündeme geliyor ve bu tür araçlar maliyetleri gereği imkânı olan ailelerin birincil ulaşım aracı konumunda kalıyor (ya da gerçekten yüksek refah seviyesi aileler için ekstra bir araç ama onlar zaten nüfus içinde çok büyük bir paya sahip değiller) ve özellikle şehirlerarası seyahatler için hala tam elverişli olduklarını söylemek için biraz erken. Oysa küçük ve uygun fiyatlı elektrikli araçlar, mevcut şarj altyapısı ile günlük ihtiyaçları karşılayabilir. Orta gelirli tüketiciler, bu araçları şehir içinde çok daha ekonomik ikinci bir araç olarak kullanarak aile ekonomisine katkı sağlarken aynı zamanda daha çevreci bir ulaşım seçeneğine sahip olabilirler.
Ne yapmalı?
Çin'in küçük ve ekonomik elektrikli araç pazarındaki gücü, Avrupa ve ABD'deki üreticilerin stratejilerini gözden geçirmesi gerektiğini gösteriyor. Pahalı ve lüks modellere odaklanmanın yerine, orta sınıfa hitap eden ve ulaşılabilir fiyatlarla sunulan elektrikli araçların üretimine öncelik vermek, bu zorlu rekabette bir nefes alma imkanı verebilir. Örnek olarak verdiğim Renault ve Dacia'nın attığı adımların genişlemesi ve benzer çözümlerin yaygınlaşması, geleneksel otomotiv devlerinin ayakta kalmasına yardımcı olabilir. Bu elbette biraz zaman gerektirecek ama çok lüks ve pahalı araçlar yerine daha uygun fiyatlı elektriklilerin hızla gündeme alınması hayati bir konu gibi geliyor bana.
Sonuç olarak, otomotiv sektöründe bu "Çin fırtınası"na karşı koymanın yolu, yalnızca lüks ve gösterişli modellerden geçmiyor. Dacia Spring gibi araçların sunduğu ekonomik ve pratik çözümler, hem üretici firmaların pazar payını artırmasına hem de daha sürdürülebilir bir geleceğin temellerini atmasına olanak tanıyacak. Küçük ve ekonomik elektrikli araçlar, bu dönüşümde önemli bir çözüm olacaktır.