Kolombiya’nın yeni başkanı Gustavo Petro ve başkan yardımcısı Francia Márquez 7 Ağustos 2022 tarihinde yemin ederek göreve başladılar. Bu yazıda Petro’nun yemin töreni konuşmasından bazı başlıklara değineceğim.
YEMİN TÖRENİ
Petro’nun konuşmasına geçmeden önce törene damga vuran birkaç olayın altını çizmek gerekiyor. Bunlardan en çok konuşulanı Simón Bolívar’ın kılıcı meselesiydi. Petro’nun Simón Bolívar’ın kılıcının törene getirilmesi talebi eski başkan Duque tarafından reddedilmişti. Yemin töreninde Petro kılıcın getirilmesi emrini verdi. Güney Amerika’daki İspanyol sömürgelerinin İspanya’ya karşı bağımsızlık mücadelesinin lideri olan Bolívar’ın kılıcı sembolik olarak büyük öneme sahip. Fakat Petro için kılıcın önemi yalnızca bundan kaynaklanmıyor. Petro’nun üyesi olduğu şehir gerillası örgütü M-19’nin ilk eylemi Quinta de Bolívar Müzesi’nde bulunan bu kılıca el koymak olmuştu. Kılıç ancak 1990 yılında M-19 ile barış anlaşmasının imzalanmasından sonra, 1991 yılında Kolombiya Devleti’ne iade edilmişti. Kılıcın törene getirilmesi M-19’ye bir gönderme olarak okunabilir. Kılıç gelirken törene katılan tüm Latin Amerika liderleri ayağa kalkarken İspanya Kralı’nın ayağa kalkmaması da polemik konusu oldu.
Başkanlık kuşağını Petro’ya giydiren kişinin kimliği de törenin konuşulan olaylarındandı. Kuşağı Petro’ya senatör María José Pizarro giydirdi. Pizarro, M-19 gerilla grubunun son lideri ve Petro’nun gerilla günlerindeki komutanı olan Carlos Pizarro Leongómez’in kızı. Carlos Pizarro, Kolombiya devletiyle barış yaptıktan sonra M-19’yi yasal bir siyasi partiye dönüştürmüştü. 1990 seçimlerinde M-19’nin başkan adayı olan Pizarro seçim çalışmaları sırasında öldürülmüştü, onun öldürülmesi üzerine M-19’nin aday gösterdiği Antonio Navarro Wolff ise seçimde yüzde 12,48 oranında oy almıştı. Carlos Pizarro öldürüldüğünde henüz 12 yaşında olan kızı bugün Petro’nun ittifakının önde gelen senatörlerinden biri.
Petro’nun yemin törenine Latin Amerika’nın sağcı devlet başkanlarının da katıldığını not etmek önemli. Paraguay, Ekvador, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerin sağcı devlet başkanları törene katıldılar. Törene katılan yabancı liderler arasında en çok ilgi çeken ve alkışlanan kişiyse Şili’nin devlet başkanı Gabriel Boric oldu.
BARIŞ İNŞASI
Petro, konuşmasında Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanının son cümlesine atıf yaptı. Kitabın Can Yayınları’ndan çıkan Türkçe çevirisinde Petro’nun altını çizmek istediği “ikinci şans” vurgusu açık olmadığından cümlenin ilgili kısmını tekrar Türkçe’ye çeviriyorum: “...onlarda (parşömenlerde) yazanlar sonsuzluktan bu yana ve sonsuza dek tekrarlanamazdı çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkum edilen soyların dünyada ikinci bir şansları yoktu.”
Petro, bu alıntıyı başkanlığının Kolombiya’nın ikinci şansı olduğunu belirtmek için yapıyordu. “Bugün Kolombiya’nın ikinci şansı (fırsatı) başlıyor” diyen Petro her ne kadar bu vurgusuyla çok çeşitli konulara işaret ediyor olsa da öncelikli konunun barış inşası olduğunu söylemek mümkün. İlk başlık olarak Petro da bu konuya değindi. 60 yıllık şiddeti ve çatışmayı bitirmek zorunda olduklarını ve bunu mümkün olduğunu söyleyen Petro, FARC ile yapılan barış anlaşmasının uygulanacağını ve Hakikat Komisyonu’nun önerilerine uyulacağını belirtti. Petro tüm silahsız aktörlere diyalog, silahlı aktörlere de silah bırakma çağrısı yaptı. Barış inşası için, şiddetin tekrarlanmaması için hukuki kolaylıklar sağlamaya hazır olduklarını söyleyen Petro’nun barış görüşmeleri çağrısı dünyanın en eski faal gerilla örgütü olan ELN tarafından olumlu karşılandı. Şili başkanı Gabriel Boric de Şili’nin garantör ülke olmaya hazır olduğunu belirterek barış görüşmelerine ev sahipliği yapma teklifinde bulundu. Taraflar uygun gördükleri takdirde FARC ile gerçekleşen Havana görüşmelerinden sonra ELN ile Kolombiya Devleti arasında Santiago görüşmelerinin başlaması muhtemel.
UYUŞTURUCU TİCARETİ
Uyuşturucuya karşı savaşın başarısız olduğunu ve yeni bir uluslararası sözleşmeye ihtiyaç duyulduğunu belirten Petro, bu savaşın geçtiğimiz 40 yılda 1 milyon Latin Amerikalının öldürülmesine ve her yıl 70 bin ABDlinin aşırı dozdan ölümüne sebep olduğunu belirtti. Uyuşturucuya karşı savaşın mafyaları güçlendirirken devletleriyse zayıflattığını öne süren Petro, bu savaşın devletleri suç işlemeye yönelttiğini ve demokrasi ufkunu yok ettiğini de söyledi. “1 milyon Latin Amerikalının daha ölmesini, her yıl ABD’de aşırı dozdan ölenlerin sayısının 200 bin olmasını mı bekleyeceğiz?” sorusunu soran yeni başkan, Kolombiya’nın ve Latin Amerika’nın barış içinde yaşamasını sağlama çağrısı yaptı. Petro’nun uyuştucu ticaretiyle mücadelede güvenlikçi politikalara karşı olduğu biliniyor. Petro uyuşturucuyla savaşta yoksulluğun ve gelir adaletsizliğinin önüne geçmeyi, bu şekilde yoksul vatandaşları karteller için çalışmak zorunda bırakan maddi koşulları dönüştürmeyi planlıyor. Son dönemde bölgede göreve gelen sol hükümetlerin genellikle uyuşturucu sorununun ABD başta olmak üzere zengin ülkelerden kaynaklandığını, bu ülkelerin kokain talebini karşılayabilmek için de koka bitkisinin büyük miktarda yetiştirilebilmesinin mümkün olduğu tek coğrafya olan Güney Amerika’nın suç örgütleriyle dolduğunu düşündüklerini görebiliyoruz. Petro’nun ABD’ye yaptığı çağrının arka planında bu düşünce yer alıyor. Yani, ABD’den kaynaklandığı ve ABD’yi de etkilediği düşünülen bir sorunun çözümü için ABD’nin de mali kaynak sağlaması bekleniyor. Kamu kaynaklarını kartellerle mücadelede defalarca kez başarısız olmuş polis ve ordu teşkilatlarına aktarmak yerine bölge halklarını destekleyecek politikalara harcayarak uyuşturucu ticaretiyle mücadele etmeyi planlayan Petro, bu şekilde kokain tüketicisi ülkeleri de bu politikaya destek vermeye çağırmış oldu.
GELİR EŞİTSİZLİĞİ
Kolombiyalıların yüzde 10’unun ülkedeki zenginliğin yüzde 70’ine sahip olduklarını belirten Petro bu durumu hem akıl dışı hem de ahlaksızca olarak nitelendirdi. Eşitsizliğin ve yoksulluğun normalleştirilmemesi gerektiğini söyleyen Petro yeniden bölüşüm politikalarıyla eşitsizlikle mücadele etmeyi öneriyor. Üretim, çalışma ve bilgi temelli bir ekonomi hedeflediklerini belirten Petro, çok malı olanın ve çok kazananın çocukların ve gençlerin iyi bir eğitim alabilmeleri için daha fazla vergi ödeyeceklerini duyurdu. Zenginlere yönelik vergi artışı planlarının Kolombiya’nın orta-üst ve üst sosyo-ekonomik sınıftan bazı vatandaşlarının tepkilerine sebep olduğu biliniyor. Petro konuşmasında bu vatandaşlara seslenerek vergi artışının cezalandırma, fedakârlık veya hayırseverlik olmadığını hatırlattı. Vergiyi şansı yaver gitmiş birinin bu zenginliğe sahip olmasını sağlayan topluma ödediği dayanışma ücreti olarak tanımlayan Petro, insanlığın rekabet ederek değil birbirine yardım ederek yükseleceğini ve vergilerin ödeyebilenlerin dayanışması olduğunu söyledi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KRİZİ
İklim krizinin büyük bir tehdit olduğunu ve bu tehdidi duyuranın sağ ya da sol siyasetler değil bilim olduğunu söyleyen Petro ekonomik, toplumsal ve çevresel olarak sürdürülebilir bir modele duyulan ihtiyacın altını çizdi. Zengin ülkelere ikiyüzlülüğün bırakılması çağrısı yapan Petro, Kolombiya’nın kömürsüz ve petrolsüz bir ekonomiye doğru dönüşüme hazır olduğunu fakat sera etkisine yol açan gazların Kolombiya’dan salınmadığını hatırlattı. Bu gazları üreten zengin ülkelerin insanlığı yok oluşa sürüklediklerini belirten Petro, iklim kriziyle mücadelede Amazon Ormanları’nın öneminin altını çizdi.
Amazon Ormanları’nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Petro, Amazon Ormanları’nı korumak için küresel fon oluşturulması gerektiğini belirtti. Zengin ülkelere ve IMF’ye seslenen Petro, eğer Amazon’un korunması için Kolombiya’ya aktaracak bütçe yoksa o zaman Kolombiya’nın dış borçlarının silinmesi çağrısı yaptı. Bu paranın Amazon’u korumak için harcanacağını belirten Petro, IMF’nin iklim krizine karşı somut eylemleri borçlara sayması gerekiğini öne sürdü.
BİTİRİRKEN
Petro’nun konuşmasında başta ABD olmak üzere zengin ülkelere yönelik örtülü ve açık suçlamalar dikkat çekti. Uyuşturucu ticareti ve iklim krizi gibi ulusötesi sorunların yükünün adaletsiz biçimde Kolombiya gibi ülkelere yüklendiğini düşündüğü anlaşılan Petro, zengin ülkelere artık elini taşın altına koymanın vaktinin geldiğini söyledi. Latin Amerika için birlik mesajı da veren Petro, Latin Amerika ülkelerine hep birlikte petrol şirketlerini kıtadan uzaklaştırarak temiz enerjiye geçiş sürecini başlatma çağrısı yaptı. Afrika ülkeleriyle yakın işbirliği planlarına da yemin töreni konuşmasında değinen Petro, fosil yakıt ekonomisinin dönüştürülmesi sürecinde Arap dünyasıyla da işbirliği arayışına gireceklerini söyledi. Petro gibi liderlerin Latin Amerika’da yükselen sol dalganın Afrika ve Asya gibi kıtalara da sıçrayarak yeni bir küresel hareket yaratmasını umdukları düşünülebilir. Bu yönde gelişmelerin yaşanıp yaşanmayacağını önümüzdeki yıllarda göreceğiz.
Bir film önerisi: Belki de Kolombiya’ın gelmiş geçmiş en bilinen filmi olan, Türkçe’ye “Yılanın Kucağında” olarak çevrilen “El abrazo de la serpiente” isimli filmi Kolombiya’yla ilgilenenlere öneriyorum.