SERHAT TUTKAL
Kolombiya Hakikat Komisyonu nihai raporu: Yeni hükümete öneriler
2016 yılında FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) ile Kolombiya Devleti arasında gerçekleşen barış anlaşmasıyla kurulması kararlaştırılan ve faaliyetlerine 2018 Mayıs’ında başlayan Kolombiya Hakikat Komisyonu 28 Haziran 2022 tarihinde nihai raporunu kamuoyuna sundu. 10 cilt ve bir bildiriden oluşacak olan nihai raporun yedi cildi henüz yayınlanmadı ama en önemli cilt olduğu söylenebilecek olan “bulgular ve öneriler” cildi yayınlanan ciltlerden biri. Ben de bu yazıda Hakikat Komisyonu’nun bu ciltte yaptığı önerileri kısaca özetlemeye çalışacağım.
Komisyon, sekiz başlıkta önerilerde bulunmuş. Bu başlıklar şöyle sıralanıyor:
1) Ulusal bir proje olarak barış inşası;
2) Mağdurlar;
3) Siyasal rejim ve katılım;
4) Uyuşturucu ticareti;
5) Cezasızlık;
6) Güvenlik;
7) Bölgesel barış;
8) Barış kültürü ve eğitim. Öneriler bölümü 125 sayfadan oluştuğu için burada detaylı biçimde anlatamayacağım fakat belli başlı bazı konulardaki önerilere özet biçiminde değineceğim.
BARIŞ İNŞASI
Komisyon, çatışmanın devamına ve şiddet döngüsünün yeniden üretimine neden olan etkenlerin dönüştürülmesi konusunda toplumsal mutabakat sağlanmasının gerekliliğinin altını çiziyor. Yine, barışın uzun vadeli bir ulusal proje olarak görülmesi gerektiği belirtilmiş. Önem verilen bir başka konuysa barışın yerelden inşa edilmesi. Yani, merkezden dayatılacak bir barış inşası yerine yerel oluşumların öncülüğünü üstleneceği çok sayıda barış inşasının koordine edileceği bir süreç öneriliyor.
Geçmişle yüzleşme
İlk adım olarak mağdurların yaşadıkları adaletsizliklerin ve yaşanan kolektif travmanın varlığının kabul edilmesi gerekiyor. Geçmişte yaşanan adaletsizlikler kabul edildikten sonraysa sürgündekiler dahil olmak üzere tüm mağdurların yaralarını sarabilmek hedeflenmeli. Geçmişin detaylı biçimde incelenmesi özellikle çok önemli, bu çerçevede resmi anlatı da yeniden inşa edilmeli. Komisyon, çoğulcu ve demokratik hafıza inşası çalışmalarının desteklenmesi gerektiğini belirtmiş. ELN (Ulusal Kurtuluş Ordusu) ile kesinlikle barış görüşmelerine başlanması gerektiği de raporda vurgulanıyor.
UYUŞTURUCU TİCARETİ
Komisyon, uyuşturucu sorununun yasakçı yaklaşımla çözülemeyeceğinin görüldüğü kanısında. Bu yüzden uyuşturucu pazaranın düzenlenmesi gerektiği belirtilmiş. Komisyon’a göre, yoksulluğun ve dışlanmanın önüne geçmek uyuşturucu üretiminin önlenmesi için etkili bir yöntem olur. Kolombiya’nın liderliğinde uyuşturucu tüketiminin devletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından kontrol edileceği bir düzen oluşturulması önerisi de metinde yer alıyor.
Uyuşturucu ticaretinin siyasal, finansal ve silahlı boyutlarının incelenmesi fakat bu ticarete dahil olanların hakikatin açığa çıkmasını, mevcut zararın onarılmasını ve yaşananların tekrar edilmemesini sağlamaya katkı sunmalarına da imkan verilmesi önerilmiş. Bir başka öneri de uluslararası kurumlarla işbirliği yaparak uyuşturucu ticaretine dair gerçeklerin açığa çıkarılmasını sağlayacak özel bir savcılık birimi oluşturulması. Uyuşturucu ticaretinde zengin ülkelerin sorumluluğuna ben de geçen haftalarda değinmiştim.
DEVLET YAPILANMASINA DAİR ÖNERİLER
Genel olarak barışcıl bir biçimde birlikte yaşamanın teşvik edilmesinin gerekliliğini vurgulayan Komisyon, vatandaşların devlete güveninin tekrar kazanılmasının da gerektiğini belirtmiş. Bu çerçevede yargı organlarının bağımsızlığının garanti altına alınmasına büyük önem veriliyor. Yine, suç örgütlerinin ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini açığa çıkarmanın ve insan hakları ihlallerinden çıkar elde eden aktörleri tespit etmenin bu yolda atılacak önemli bir adım olacağı belirtilmiş. Güvenlik anlayışının dönüştürülmesi de öneriler arasında. Komisyon, güvenliğin sağlanabilmesi için öncelikle yoksulluğun ve dışlanmanın bitirilmesi gerektiğini savunuyor.
TOPLUMSAL EŞİTLİK
Farklı görüşleri dillendirenlere uygulanacak şiddete kesinlikle karşı çıkılması ve demokrasi kültürünün güçlendirilmesi Komisyon’un önerileri arasında. Bu çerçevede uzlaşma ve barış inşası çalışmalarını koordine edecek bir bakanlık kurulması öneriliyor. Bu önerinin yeni hükümet tarafından şimdiden benimsendiğini öne sürmek mümkün çünkü aynı zamanda başkan yardımcısı olan Francia Márquez’in başına geçeceği yeni kurulacak olan Eşitlik Bakanlığı’nun bu konularla da ilgilenmesi bekleniyor.
Komisyon, yapısal eşitsizliklerle mücadele edilmesinin gerekliliğine çok sayıda vurgu yapmış. Bu eşitsizliklerin önde gelen mağdurlarının köylüler ve etnik topluluklar oldukları belirtiliyor. Toprakların yeniden dağıtılması, gelecekte gerçekleşecek topraksızlaştırma girişimlerinin önüne geçilmesi, kamu hizmetlerinin tüm bölgelere götürülmesi, suyun ve toprağın kirlilikten korunması gibi öneriler sıralanmış. Belirli topluluklar dışlandığı müddetçe gerçek bir barıştan söz edilemeyeceğini belirten Komisyon’a göre etnik toplulukların, köylülerin, kadınların, çocuklar ve gençlerin, LGBTQ+ bireylerin, engellilerin ve yaşlıların içinde bulundukları eşitsiz koşulların dönüştürülmesi gerekiyor. Bu toplulukların siyasal katılımının güvence altına alınmasının önemi raporda vurgulanıyor. Yine, bu toplulukların liderlerinin ve önerilerinin resmi düzeyde tanınması ve karşılık bulması öneriliyor.
Irkçılık, patriyarka ve sınıf ayrımcılığı (clasismo) gibi tarihsel ve yapısal şiddetlerle mücadele etmenin gerekliliğine de dikkat çeken Komisyon, toplumsal kültürün eşitlikçi biçimde dönüştürülmesinin bu şekilde mümkün olacağını belirtmiş. Bununla ilişkili olarak, farklılıklara ve insan haklarına saygının benimsendiği diyalog merkezli bir kültür inşa edilmesinin gerekliliği de belirtiliyor. Yine, nefret söyleminin ve dışlamanın kültürden silinmesinin önemi vurgulanmış.
CEZASIZLIK
Çatışma döneminde gerçekleşen ve hâlâ gerçekleşmeye devam eden insan hakları ihlallerinin sorumlularının cezasız kalmaması gerektiği raporda belirtiliyor. Bu çerçevede yapılan önerilerde genel savcılık makamına getirilecek kişinin yürütme tarafından belirlenmemesi önerilmiş. Bu şekilde savcılık kurumunun bağımsızlığının güçlendirilebileceği öngörülüyor. Güvenlik güçlerinin suçlarıyla ilişkili davaların askeri mahkemelerde değil sivil mahkemelerde görülmesinin gerekliliği de belirtilmiş. Toplumsal liderlerin ve barış anlaşmasını imzalayarak silah bırakan eski FARC militanlarının öldürülmelerinin bağımsız bir komisyon tarafından incelenmesi de önerilmiş. Barış anlaşmasının imzalandığı Kasım 2016’dan bu yana bu cinayetlerin sayısı 2000’e yaklaşmış durumda.
Cinayetlerin incelenmesi için kurulacak komisyonun hem ulusal hem de uluslararası üyelerden oluşmasının gerekliliği vurgulanmış, uluslararası üyelerin bu komisyonun bağımsızlığını güçlendirecekleri ve barış inşası süreçlerinin ulusüstüleşmesine katkı sunacakları öne sürülmüş. Özellikle köylülerin el konulan topraklarıyla ilişkili olarak bir Özel Tarım Mahkemesi kurulmasının gerekliliği de vurgulanmış. Etnik halkların adalet mekanizmalarının hukuki olarak tanınmasının gerekliliğine de bu başlıkta yer veriliyor.
BİTİRİRKEN
Kolombiya Hakikat Komisyonu raporu çok detaylı bir metin. 10 ciltten biri olan “bulgular ve öneriler” cildi 895 sayfadan oluşuyor. Haliyle uzunca tartılışması gereken bir metin. Ben bu yazıda metindeki önerileri çok kısa bir biçimde özetlemeye çalıştım. Umarım başlıkları ayrı ayrı ele alan yazılar da yayınlanır ve barış inşası konusu tekrar Türkiye’nin gündeminde önemli yer tutar duruma gelir.
Hakikat Komisyonu’nun sıklıkla vurguladığı bir iki başlığı tekrar öne çıkararak yazıyı sonlandırayım. Bunlardan ilki barışın yerelden inşa edilmesinin önemi. Devlet tarafınan desteklenmekle birlikte devletin öncülüğünde gerçekleşmeyecek, çok sayıda çeşitli bağımsız kurum tarafından yürütülecek bir barış inşası süreci öne çıkarılıyor. Bir diğer başlık, barış inşasının yalnızca çatışan aktörler arasındaki çatışmanın sonlandırılmasıyla sınırlandırılmaması.
Hakim kültürün ve eşitsizliği yeniden üreten yapıların tamamen dönüştürülmesi hedefleniyor. Geçen yıl yazdığım bir yazıda bu konuya değinmiştim. Son olarak, güvenlikçi politikalardansa toplumsal sorunların çözülmesinin ön plana alınması hedefleniyor. Yani, örneğin suçla mücadeleyi suç örgütleriyle yapılacak silahlı mücadeleye indirgemek yerine vatandaşları bu örgütlere katılmaya yönelten maddi ve kültürel koşulların dönüştürülmesi hedefleniyor. Umarım, raporun başka boyutlarına da önümüzdeki haftalarda değinme fırsatı bulabilirim.
Bir film önerisi: Kolombiya’nın ünlü fotoğrafçısı Jesús Abad Colorado’nun 20 yıl kadar önce çatışma bölgesinde çektiği fotoğraflardaki insanları arayıp bulmasını konu alan Tanık (El testigo) isimli belgeseli Kolombiya’daki çatışmaya dair daha fazla bilgi edinmek isteyenlere öneririm.