Memleketimizin halini her hafta burada bu satırlarda kısa ve kendime özgü biçimlerde ele almayı seviyorum bildiğiniz üzere. Bu haftanın elbette en önemli konusu Gülşen'in tutuklanma haberi.
Bir ülkenin adalet sistemi namaz kılmayanların katli vaciptir diyen adama karşı harekete geçmeyip, Gülşen'in kendi açıklamasında ve ifadesinde belirttiği gibi maksadını aşan bir şaka olarak söylediği sözlerin 4 ay sonra nedense birden sosyal medyaya düşürülüp köpürtülmesi sonrası bir kaç saatte tutuklama kararı veriyorsa, sistemle ilgili bir problem olduğu, Gülşen'in kendilerine rahatsızlık veren duruşuna karşı verilen bir gözdağı olduğu aşikardır.
Gençlerin şu ortamdan sıyrılıp biraz eğlence imkanı bulabileceği festivalleri tarikatların şikayetleriyle birbiri ardına iptal eden bir sistemden bahsediyoruz. Öyle eskinin Rock'n Coke festivalleri gibi uluslararası boyutuyla öne çıkan festivaller değil, ki iki defa ben gitme imkanı bulmuştum, hayatımda gördüğüm en iyi ortamlardandır ve tabii ki o da yıllar önce hayatımızdan çıktı. Olan festivallerde de ağırlıklı olarak yerli müzisyenlerimizi görme imkanı var, çünkü şu ekonomik ortamda 1 dolar 18 lirayı geçmişken siz hangi yabancı üst seviye grubu getirip kaça bilet satabileceksiniz o da belli değil artık. Burada gördüğümüz iptal kararlarında da esas kaygılardan biri, gençlerin bir araya geldiği bir ortamda birliktelikten güç bulup iktidara karşı sloganlar atması ve bunun sosyal medyada yayılması değilse ben de 20 yıldır bu iktidarı hiç anlamamışım.
İşte bu hallere baktığım zaman aklıma nedense Barış Manço'nun cacık şarkısı takılıyor ekseriyetle....
"Sözüm meclisten dışarı dostlar
Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum
Hani dilim dilim doğrasalar beni
Marmara Ege Karadeniz ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum"
Hakikaten kendimizi nasıl hissettiğimizi güzel ifade eden bir parça. En sevdiğim kısmı da böyle cacığa rakı mı dayanır sorusu.
Neyse, bu sabah ne yazsam diye düşünürken yine aklıma kendimi hıyar gibi hissediyorum sözleri takılınca size affedersiniz hıyar kullanan farklı bir tarif vereyim istedim. Araştırırken de internette yoğurt vinegretli salatalık salatası diyebileceğim bir tarife rastladım. Henüz kendim deneme imkanı bulamadım ama tarifi beğendim, tam bir postmodern cacık tarifi olduğunu düşündüğüm için de bu başlıkla paylaşmayı uygun gördüm. Gelin başlayalım.
Malzemeler:
Sos için:
-1/2 çay bardağı sızma zeytinyağı
-1 limon
-3 dolu yemek kaşığı yoğurt
-2 yemek kaşığı çok ince kıyılmış arpacık soğanı
-1 çay kaşığı kahverengi şeker
-1/2 tatlı kaşığı hardal
-1/2 tatlı kaşığı tuz
-taze çekilmiş karabiber
Salata için:
-3 adet iri salatalık
-bir dolu avuç ince kıyılmış nane
-tuz
Öncelikle sosu hazırlayacağız. Limonun kabuklarını rendeleyin, bir kaba alın. Limonun suyunu sıkın, üç yemek kaşığı kadarını aynı kaba ekleyin. Diğer tüm sos malzemelerini de kaba koyup bir çırpma teliyle iyice çırpın. Sosu buzdolabına alıp en az 1 saat iyice soğutun. Sosu eğer isterseniz 1 gün önceden bile hazırlayabilirsiniz.
Salatalıkları soyun, 2-3 mm kalınlığında dilimler halinde doğrayın. Naneleri ekleyin ve üzerine sosu döküp karıştırın. Salatanın tadına bakıp eğer gerekiyorsa tuz ilave edin. Soğuk olarak servis edin.
Kendinizi hıyar gibi hissetmediğiniz bir hafta dilerim.