Herkese iyi pazarlar efendim. Yine bir cumartesi sabahı size ne yazsam diye düşünerek güne başladım. Haftayı ciddi sıcaklar ve nemle boğuşarak geçirdi ülkemizin önemli bir bölümü, bir Ankaralı olarak en azından işin nem kısmından biraz uzak kalabildik.
Sokak hayvanları konusuna hiç girmek istemiyorum, bir insanın böyle bir katliam yasasını savunabilecek hale gelir, anlam vermek mümkün değil.
Haftanın son iş gününe dijital kıyamet provası damga vurdu. Siber güvenlik firması CyberStrike'ın bir güncellemesinde oluşan sorun nedeniyle Windows tabanlı bir çok bilgisayar çöktü, uçuşlar gecikti, işler durdu. Olayın bir siber saldırı olmadığı anlaşıldığında biraz olsun konu sakinleşti. Şu anda sorunun kaynağı tespit edildi, çözümü yayınlandı ve düzeltme işlemleri büyük bir süratle uygulanmakta. Ben bu büyüklükte bir krizde CyberStrike'ın CEO'su George Kurtz'un sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları çok başarılı buldum, tamamen şeffaf olarak hatanın neden kaynaklandığını, çözüm çalışmalarını, sürecin tekrar yaşanmaması için yapılanları anlattı ve bence bir kriz yönetiminde şeffaf bilgi akışı nasıl olur konusunda masterclass sergiledi.
Gündemde elbette yine Yunan adaları ve Türkiye kıyaslamaları hak ettiği yeri almaya devam ediyor. Son gelen haberler turizm esnafımızın ciddi şekilde sıkıntı içinde olduğu ve fiyatların düştüğü yönünde. Açıkçası ben bu noktada maalesef turizm esnafımızdan yana tavır sergilemek istemiyorum. Yıllardır özellikle tatil yörelerinde fütursuzca artan fiyatlar, daha fütursuzca düşen kalite, yazın 3-4 ay parayı kaldıralım aç gözlülüğü bu işi bu hale getirdi. Sadece tatil yöreleriyle sınırlı değil bu durum. Maalesef bütün ekonomi aynı şekilde işler hale geldi, herkes ürününü hangi fiyata geçirebilirse geçirmek derdinde. Ankara'da bile küçücük tost ekmeğine sadece kaşarlı tostu 100-150 liraya satan büfeler var. Hep yazdım, özellikle son 2 yılda bir ürünün fiyatının ne olması gerektiği algımız tamamen çöktü. Emeği geçen herkese buradan çok samimi sevgi ve saygılarımı iletmiş olayım.
Efendim bugün geçen hafta başladığımız yenilikçi mezeler serisinin ikinci tarifi geliyor. Bugün sizlerle bir fasulye dip yapacağız. Geçen hafta olduğu gibi yine pişirmesiz, sadece bir blender ile dakikalar içerisinde yapılan bir meze. Lezzeti de gayet güzel.
Malzemeler:
-1 kutu konserve haşlanmış kuru fasulye (700-800 gr civarı ambalajlar)
-1 dal biberiye
-2 diş sarımsak
-5 yemek kaşığı zeytinyağı
-tuz, taze çekilmiş karabiber
Konserve fasulyeyi bir süzgeçle süzün. Biberiye yapraklarını daldan ayırın, burada kuru değil taze biberiye kullanmayı öneriyorum, kuru biberiye dokuyu bozacaktır. Sarımsakları da soyun, sert kök kısımlarını kesip atın ve irice parçalayın.
Tüm malzemeleri blender içine alın ve ince bir kıvama gelene kadar çekin. Tuz ve karabiberi zevkinize göre ayarlayın. Çok koyu kıvamlı olursa biraz daha zeytinyağı veya çok az su ekleyerek kıvamını ayarlayabilirsiniz. Servis yaparken üzerine bir parça daha zeytinyağı gezdirebilir, yanına da kızarmış ekmek koyabilirsiniz.
Bu çok kolay mezeyi rakı sofralarında ve tüm sofralarınızda kullanabilirsiniz. Hem düşük maliyet hem de çok az efora karşılık aldığınız keyfi düşünürseniz müthiş verimli bir meze.
Keyifli bir pazar günü dilerim.