34 yıllık polis memuru: Cemaatlerin etkisi katlanılmaz bir hal aldı

34 yıllık polis memuru: Cemaatlerin etkisi katlanılmaz bir hal aldı
BBC Türkçe'ye konuşan 34 yıllık polis memuru, meslek hayatı boyunca emniyette 'her devrin bir cemaati' olduğunu ancak son yıllarda bu durumun katlanılmaz bir hal aldığını anlatıyor.

Polis intiharları, çalışma koşulları, amir baskısı gibi sıkıntıları sık sık gündeme getiriliyor. BBC Türkçe'den Funda Öztürk, 5 polisle sorunlarını konuştu. Polisler, yeni yapılacak bir kanun ile çalışma saatlerinin haftalık 40 saat olarak kanunda açıkça belirtilmesini ve seferberlik harici hiçbir inisiyatif ile bu hakkın kısıtlanmamasını istiyor.

Polisler ayrıca "ek görevlerin" sınırlarının taşra idarelerinin inisiyatifine bırakılmadan kanunla belirlenmesini, tayinlerde ise personelin hizmet puanı ile bilgisayar teknolojileri kullanılarak atama yapılmasını talep ediyor. Haberde gerçek isimlerinin yerine farklı isimler kullanılmasını isteyen polislerin anlatımları özetle şöyle:

CEMAAT ETKİSİ

34 yıllık polis memuru Mesut, emniyet teşkilatı içerisinde çeşitli cemaatlerin etkinliğinin artmasıyla personel üzerindeki "amir tahakkümünün" giderek arttığını söylüyor.

Meslek hayatı boyunca emniyette 'her devrin bir cemaati' olduğunu ancak son yıllarda bu durumun katlanılmaz bir hal aldığını anlatıyor: Cemaatin etkisiyle 22 yaşındaki komiser yardımcısı olarak atananlar, 50 yaşındaki polise 'Git, botumu getir' diye emir veriyor. Yoğun bir amir tahakkümü var. Kanunsuz işlemler uygulayıp, 'Ben yaptım, oldu' diyorlar.A ma bir herhangi bir cemaat unsurundan gelmişsen, kendinden düşük rütbedekilere bile 'abi' diye sesleniyorlar. Hakkını aramaya kalkıp bu muameleye karşı çıktığınızda, sizi vatan haini yapıp soruşturma açıyorlar. Onun ayak işleri için koşturmuyorsanız, 34. maddeye göre 'uyumsuz memur' oluyor ya da sürülüyorsunuz. Önceden personel arasında ayrım yoktu. Kurumda cemaatlerin etkisi çok yaygınlaşınca, cemaatler arasında bir hiyerarşi ve kurumsal ayrışma söz konusu oldu. Onların yazdığı kitapları okuyacaksın, onların söyledikleri yerleri ziyaret edeceksin, onlar gibi davranacaksın yoksa vatan hainisin."

Emekli polis Yalçın Doğan:"13 saat görev yapmışsınız ve size 3 saat istirahat verip yeniden ek görev yazıyorlar. Bunun üzerine eve geldiğinizde gayet normal bir davranışı bile sorun edebiliyorsunuz. Polislerin sorunlarını iletebileceği bir makam yok. Ne bir sendika ne de kendi üst yönetimimiz" diyor.

17 yıllık polis memuru Engin, meslek hayatı boyunca Gezi Parkı eylemleri, Kobane olayları gibi pek çok kitlesel eylemde görev yaptığını söylüyor: "Vatandaş kanunsuz emir veren adli birimleri değil, sokakta karşısında gördüğü polisi suçluyor. Polis burada herkese kurban ediliyor. Polisle halk arasında bir set oluşuyor ve polis kendisini ifade edemiyor. Polisler arasında, 'Polisi sadece annesi sever' diye bir söz var. Yöneticiler de diyorlar ki 'En iyi polis, yalnız polistir'. Çünkü halkın sahip çıkmadığı bir topluluğu, siyaset istediği gibi kullanır. Kobane olaylarında görev yaparken yakın bir esnaf arkadaşım bana taş attı. Polis giysim ve kaskımdan dolayı kim olduğumu anlayamamıştı. Hafifçe kaskımı çıkardım ve kendimi gösterdim. Kim olduğumu görünce çok utandı. Kaskımın camını açmamın amacı, 'burada sen beni sadece polis olarak görüyorsun ama ben aynı zamanda arkadaşın Engin'im' demekti. Toplumsal olaylardan çıkan polis, eve gittiğinde hala eylemde şahit olduğu ya da bizzat uyguladığı şiddeti etkisinde oluyor. Şiddeti özümsüyor ve ailesine de şiddet uygulamaya başlıyor."

Haberde "İçişleri Bakanlığı, BBC Türkçe'nin haberle ilgili sorularını yanıtsız bıraktı" notuna yer verildi.

HABERİN TAMAMI

Gündem