44 hukuk fakültesinden 16'sının dekanının hukuk ile alakası yok

44 hukuk fakültesinden 16'sının dekanının hukuk ile alakası yok
CHP'li Bülbül'ün çalışmasına göre devlet üniversitelerindeki 16 hukuk fakültesinin dekanını aralarında tıp, ziraat, kütüphanecilik ve işletme alanlarında çalışan akademisyenler oluşturuyor.

Türkiye'de, hukuk eğitimi veren 44 devlet üniversitesinin 16’sının Hukuk Fakültesi Dekanı'nın hukuk ile uzaktan yakından ilişkisi olmadığı tespit edildi.

Hukuk Fakültesi Dekanı olarak vekaleten ya da asaleten görev yapan çok sayıda akademisyenin bambaşka alanlarda uzmanlaştığı TBMM Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü ve Milletvekili Süleyman Bülbül’ün çalışması ile ortaya çıktı.

BirGün'de yer alan habere göre konuya dair konuşan Bülbül, “Hukuk fakültelerindeki ve mezunlarında artış kadar hızla eğitimin kalitesi de düşüyor” dedi.

Tıp, ziraat, işetme bölümleri

Bülbül’ün çalışmasına göre, devlet üniversitelerindeki 16 Hukuk Fakültesi’nin dekanı aralarında tıp, ziraat, kütüphanecilik ve işletme alanlarında çalışan akademisyenlerden oluşuyor. Bazı Hukuk Fakültesi dekanları ve ihtisas alanları ise şöyle sıralandı:

• Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Kaya Bayraktar: Uluslararası İlişkiler

• Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Emin Akışkutlu: İlahiyat

• Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Ertuğrul Recep Erbay: Tarım Ekonomisi

• Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Ali Taşkın: Edebiyat

• Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanı Yusuf Yılma: Tıp Fakültesi-İç Hastalıklar

• Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı İhsan Cemil Demir: Maliye

• Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı İhsan Cemil Demir: Bilgi ve Belge Yönetimi

• Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı İhsan Cemil Demir: İşletme

Üniversitelerin büyük bölümünde yeterli akademik kadro yok

CHP’li Bülbül, “Başında hukuktan bir haber idarenin olduğu fakültelerden mezun olan on binlerce öğrenci var. Bunlar avukat, hakim, savcı oluyor” diye konuştu. Nitelikli eğitim veren Hukuk Fakülteleri de olduğunu ifade eden Bülbül, üniversitelerin büyük bölümünde ise yeterli akademik kadro bulunmadığının altını çizdi. Bülbül, hukuk eğitiminin niteliksizleşmesi ile başlayan itibarsızlaştırmanın, avukatların sosyal ve ekonomik durumlarındaki gerilemeyle adeta tavan yaptığını kaydetti. Bülbül sözlerine şöyle devam etti:

'Bu yargı alanının fakültesinden adliyesine kadar çürümüşlüğünü gösterir'

“Halkın hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatlık mesleği olmadığı kadar tehdit altındadır. Avukatın değersizleştirilmesi hukuka güveninin yok olmasındaki başlıca sebeplerdir. Adliye koridorlarında, hakim savcı odalarında borsa işine girildi. Kararlar için ödenecek paralar kalem kalem çıkarılır oldu. Bu yargı alanının fakültesinden adliyesine kadar çürümüşlüğünü gösterir."

'Yarattıkları bu düzen yüzünden liyakatin yerini sadakat almıştır'

"Ülkemiz yargı bağımsızlığı, hukuk devleti ve demokrasiden uzaklaşmıştır. Hukuksuzluklar ayyuka çıkmış, adalet mumla aranır hale gelmiştir. Tüm bunlara rağmen ne yazık ki hâlâ adaletin iyi işlediğini söyleyebilen bir Adalet Bakanı var. Yarattıkları bu düzen yüzünden liyakatin yerini sadakat almıştır." (Kısa Dalga)

Gündem