543 gündür kayıp Gülistan Doku için ailesi oturma eylemi başlattı
Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku (21), kaldığı yurttan 5 Ocak 2020 sabahı ayrılmasının ardından, kendisinden 543 gündür haber alınamıyor. Uzunçayır Baraj Gölü'nde yapılan arama çalışmalarında, Doku'ya ait hiçbir ize rastlanılmayınca, suda aramalar durdurulmuştu. Gülistan Doku’nun Diyarbakır'da yaşayan ailesi, Tunceli'ye gelerek kızlarının bulunabilmesi ve dosyada şüpheli sıfatıyla yer alan eski erkek arkadaşı Z.A.'nın tutuklanması için adliye önünde oturma eylemi başlattı.
Oturma eylemine kentteki kadın platformu temsilcileri de destek verdi. Oturma eyleminde anne Bedriye Doku fenalık geçirdi.
KIZ KARDEŞİM NEREDE?
Gülistan Doku’nun akıbetini soran abla Aygül Doku, şunları ifade etti:
"Ben bu ülkede insanım diyene soruyorum. Benim 21 yaşındaki gencecik kız kardeşim nerede? Bu ülkede bu sorunun cevabını verecek tek bir Allah’ın kulu yok mu? Bize bu acıları yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok. Gülistan’ın annesinin feryadının özetini size söyleyeyim; Bir anne tam 543 gündür bu durumda. Sadece kız kardeşimin akıbetini öğrenmek istiyoruz. Kaybolmadan önceki gece Z.A. tarafından darbedildi, araca bindirilmeye çalışıldı ve sabah o adamla görüştükten sonra, sırra kadem bastı. Z.A.'nın üvey babası E.Y., sosyal medya hesabında bana yüklenmeye çalışınca, ben onu şikayet ettim. Şikayet üzerine, yeni Vali Mehmet Ali Özkan, soruşturma başlattı. Soruşturmada bir şey fark edildi. Rize Emniyet Müdürünü öldüren polisi, E.Y. övüyor. Bu fark edilince de görevden alınıyor. Bu demek oluyor ki, Vali Tuncay Sonel döneminde, Z.A. ve ailesi soruşturulmadı."
'TUNCELİ'DEN ORDU’YA YÜRÜYECEĞİZ'
Kardeşinin en son görüldüğü Sarısaltuk Viyadüğü'ne gelerek, çağrı yapan Aygül Doku, "543 gün oldu. Biz hiçbir şey istemiyoruz. Yaşıyorsa onu sağ, yaşamıyorsa cansız bedenini istiyoruz. Bundan daha masum, bundan daha doğal bir durum var mı?" dedi.
Gülistan'ın akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceklerini dile getiren Doku, şöyle konuştu:
"O dönemin valisi Tuncel Sonel, bize 'Gülistan intihar etti' dedi. Israrla 'Kardeşimiz intihar etmedi' dememize rağmen 'İntihar etti' denilip, bu köprüde arama çalışması yapıldı. Gülistan kaybolmadan 1 gün önce arkadaşı Rus uyruklu Z.A. tarafından darbedildi. Polis babası olay yerine geldi ve oğlunu koruyarak gitti. Olay savcılığa bile intikal etmedi. Sabah Gülistan, Z.A. ile görüştükten sonra sırra kadem bastı. O gün bugündür sır perdesi çözülmüyor. Ben ve ailem Gülistan’ı bulmadan, katilleri yargılanmadan bu davadan vazgeçmeyeceğiz. 21 yaşında gencecik bir kızımız yok. 2 yıldır hayat bize kabus oldu. 'Kızımız acaba bir yerde tecavüze ve işkenceye maruz kalır mı?' soru işaretiyle yaşıyoruz. 21'inci yüzyıldayız, bu cümle basit bir şey değil. Gülistan’ı bulmak için Tunceli'den Ordu’ya yürüyeceğiz. Benim annem ve babam tansiyon hastası, o yolda bunu kaldıramayacaklar ama ailem ölümü bile göze aldı. Ordu'ya yürümemizin sebebi, Vali Tuncay Sonel'in 'Kızınız intihar etti' demesi. Elinde bir emare, bir ipucu ve görgü şahidi olmadan sürekli bizi bu köprüye kilitledi. Tuncay Sonel’in bu olayı bilmemesi imkansız. O dönemin valisinin burada uçan kuştan haberi vardı. Gülistan’a ne olduğunun cevabı onda. Biz de onun için oraya yürüyeceğiz." (DHA)
